Bir turnusol olarak asgari ücret ve asgari ücretli
İzmir'den bir belediye işçisi: Aynı zamanda birer seçmen olan asgari ücretli çalışanın yerel seçimlerde göstereceği tavır önemlidir
Fotoğraf: Pixabay
Bir belediye şirket işçisi
İzmir
Telefonuma bildirim olarak geldi. Son dakika! Asgari ücret belli oldu. 2019 yılına ilişkin asgari ücret 2020 TL olarak kabul edildi. Detaylar geliyor... O an aklıma Ahmed Arif'in Anadolu şiirinden bir bölüm geldi.
“Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni."
Hayatımızı bir anda refaha kavuşturacak bir ücret beklemiyorduk elbette. Beni ve yaklaşık 10 milyon insanı ilgilendiren asgari ücret belli oldu. Belirlenmesine belirlendi. Ama neye göre? Elbette işçilerin yaşam koşullarına göre değil, işverenlerin kâr koşullarına göre belirlendi. Elbette küçük esnafın dar koşullarını göz ardı etmiyoruz. Fakat söz konusu işçi olunca hepsinin bir ağız olduğunu da biliyoruz. En başından başlayalım. Asgari ücret nedir? Asgari ücret, bir insanın en temel ihtiyaçları olan; beslenme, barınma, giyim, ısınma, ulaşım gibi ihtiyaçlarına yetecek şekilde düzenlenen, bir çalışana verilebilecek en düşük ücret anlamına gelir. Ne kadar güzel bir tanımlama. Gelelim uygulamadaki karşılığına. Bir de açlık sınırı ve yoksulluk sınırı var. Türk-İş'in 2018'in eylül ayında açıkladığı açlık sınırı; 1893 TL. Yoksulluk sınırı ise 6167 TL olarak açıklandı. 2018 yılı asgari ücret 1603 TL idi. Yani hem yoksul hem de açız...
Gerçekten vatandaşı olmasak güzel ülke aslında. Çelişkiler ve garabetler topluluğu olarak tam Twitter’dan izlemelik ülke. Sahibinden. Hükümet ve patronların ortaklığından bu tür bir karar çıkacağı belliydi. Gelelim muhalefetin bu konudaki en önemli vaadine.
Kemal Kılıçdaroğlu 2019 bütçesi hakkında Meclis konuşmasında dile getirdi; CHP'li belediyelerde 1 ocak 2019 tarihinden itibaren asgari ücret net, vergisiz 2200 TL olacak. İddialı bir açıklama olmakla beraber çok da tehlikeli aynı zamanda. Bir nevi turnusol olacak bu iddia. Çünkü CHP'li belediyelerde emek sömürüsü ve hak ihlalleri had safhada. Topuklu Efe namı verilen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, sendikalaşan İmar AŞ işçilerini işten attı. Mahir Kılıç aylarca direndi işini geri alabilmek için. Bakırköy ve Avcılar Belediyesi işçileri aylarca ücret alamadılar. Bayraklı Belediyesi ve Karşıyaka Belediyesi keza. Aziz Kocaoğlu'nun İZBAN grevi hakkında söyledikleri ise tam bir fecaat. Söylem ve eylemin bir olması siyasetin olmazsa olmazıdır. Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından sonra Kocaoğlu emek düşmanı açıklamalar yaptı. Bu açıklamalar ve yaşananlar mevcut modeldir. Yapacağız-edeceğiz'den ziyade hali hazırda uygulamadır. Ve bu uygulamadaki modeller vaadedilen modelin inanırlığını sarsar.
AKP-MHP ittifakının baskısını yıkmak, ancak; emekçilerle olacaktır. Bu diriliş bu uygulamalarla imkansızdır. Vaatler oy kazandırabilir. Ancak seçim kazandıramaz. Seçimi yaptıklarınız kazandırır ya da kaybettirir. Bazı CHP'li belediyeler 2019'u beklemeden en düşük ücreti 2200 TL yaptı bile. 2019'u bekleyip yapacak olanlar var. Bir de yapmayacaklar var. Turnusol da burada meydana çıkacak ve rengini bize gösterecek. Sözde bütün belediye başkanları emeğin yanında ve emekçi dostu. Ama işler hiç de öyle değil. Rapor alan işçinin prim gününün kesilmesi, fazla mesai yapan işçiye fazla mesai ücretinin verilmemesi, ücretlerin geç ödenmesi, parmak izi veya yüz okutma dayatması, işçi ve sendika temsilcilerini belediye başkanlarının belirlemesi vb.
CHP'nin maddi vaatleri sadece ilgi uyandırabilir. CHP'de düzeni değiştirmek gayesi olmadığı sürece, düzenin değişen yüzü olarak muhalefette kalmaya devam edecektir. Elinde bulunan belediyelerde hak ihlalleri ve emekçilere olan baskı sürdüğü müddetçe herhangi bir ilerleme söz konusu olmayacaktır. AKP’den bir şey umut etmek zaten imkansız. CHP'nin de AKP'ye benzeyerek sadece nakdi iyileştirme ile bir şeyler kazanma çabası boşa olacaktır. Çünkü emekçiler, sadece maddi iyileştirme değil insani iyileştirme de bekliyorlar.
Burada can alıcı nokta ise; aynı zamanda birer seçmen olan asgari ücretli çalışanın yerel seçimlerde göstereceği tavırdır. Buradan filiz verecek bir uyanış tüm emekçilere umut olacaktır. 2019 ocak ayından itibaren CHP'li belediyelerin yapacağı zamlar, belediye taşeron işçilerinin yerel seçimlerde ne tarafa yöneleceğini gösterecektir. Taşeron belediye işçisi kalmadı diye bilenler olabilir. Taşeron işçiler sadece belediye şirketine geçtiler ve hiçbir iyileştirme ya da sosyal haktan faydalanamadılar. Emek ve emekçi dostu belediye başkanları da onlara sırtını döndü. Bütün emekçiler el ele, omuz omuza vermediği müddetçe herkes bize sırtını dönecek. Vakit, uyanma vakti. Vakit direnme vakti.
“Ne kadar çok elimiz varmış meğer!
İlkin, senin elinle tutuşan benimki
Sonra çocuklarınki
Gençlerinki
Tekel İşçilerininki
Sonra, ellerin elleri...
Ne kadar çok elimiz oldu, baksana,
Tutuşa tutuşa
Bir orman yangını gibi”
Can Yücel
İNSANCA YAŞAMAK, UMUT ETMEK İSTİYORUM
Çuval fabrikasından bir kadın işçi
Gaziantep
Bir kadın olarak hayatın zorluklarıyla baş etmesi çok zor. Çünkü kadın manevi olarak yıpranırken, maddi olarak da yaşaması zorlaşıyor.
Ben asgari ücretle çalışan bir işçiyim. Bakmakla yükümlü olduğum annem, kardeşim ve oğlum var. Antep’te 5’inci organizede bir çuval fabrikasında çalışıyorum. Çocuğumun okul masraflarına, ev kirasına, elektrik ve su faturasına yetişemediğim için kardeşim okulu bırakmak zorunda kaldı. Ailecek gidip bir restorantta yemek yeme şansımız yok. Yaşam savaşı verirken sağlığımız da elden gidiyor. Muayene parası, ilaç parası derken asgari ücret yetmiyor. Market alışverişinde bile poşet parası ödeyeceğiz artık. Ben astım hastası bir işçiyim, daha büyük sağlık sorunum olsa ailem ne yapardı bilmiyorum. Kendimle alakalı umutlarım, yarınlarım yok. Bari çocuğumla, kardeşimin umutları olsun diye uğraşıyorum. Hep komşuların verdiği elbiseleri giyiyoruz, kömür parası 1600 lira olursa salça 100 lira olursa ben bu aileyi nasıl geçindireceğim bilmiyorum. Ben ve kardeşim okuyamadık ama çocuğumu okutmak istiyorum. Asgari ücretin bir ailenin insanca yaşam standartlarına göre olmasını istiyorum. Kadın işçi olarak kıdem tazminatıma karışılmamasını istiyorum. Çünkü eğer işsiz kalırsam alacağım kıdem tazminatı yeni bir iş bulana kadar en azından çocuğumun güvencesidir. Hükümetten sesimizi duysun, biz emekçiler insanca yaşamak istiyoruz. Hayattan beklenilerimi ve umut etmeyi istiyorum.
Saygılarımla...