Mültecilere öfkenin altında daha çok yoksulluk var
Antep’te Necati Bağcı’nın bıçaklanarak ağır yaralanması ile başlayan olaylar Suriyeli esnaflara saldırıya dönüştü. Mahalleliler sağduyu çağrısı yaptı
Suriyeli esnafların camları kırıldı. Fotoğraf: Evrensel
Deniz KAR
Antep
Antep’te, Suriyeli ve Türkiyeli iki grup arasında yaşanan kavga sonrası Necati Bağcı’nın boğazından bıçaklanması, kentte gerilime neden oldu. Bıçaklama olayına adı karışanların gözaltına alınması tansiyonu düşürmeye yetmezken Suriyeli esnafların camları kırıldı. Mahallede görüşlerini aldığımız insanlar sağduyu çağrısı yaparken, EMEP bir arada yaşam ve sosyal çözüm vurgusu yaptı.
Antep’te iki grup arasında çıkan kavga sonrası tepki mültecilere yöneldi ve esnafların camları kırıldı. Gaziantep Valiliği de sosyal medya üzerinden provokasyon yaratanlar hakkında işlem başlatıldığını açıkladı. Olayların yaşandığı Gazikent Mahallesi sakinleri ile konuştuk.
Mahallede sıralanan dükkanlarda Türkçe ve Arapça yazılar asılı. İlk girdiğimiz dükkân bir telefoncu. İçeride 25-30 yaşlarında üç, dört kişi bulunuyor. Suriye’den geldikleri anlaşılıyor. Tezgâhta para tümleten genç Antep’li. Dışarıya gelerek bizimle konuşmaya başlıyor: “Olay gece ‘ne bakıyorsunuz’ tartışmasıyla başladı. Türk gençler ‘sen ne bakıyorsun, ben seni ülkeme aldım bu mu yaptığın?’ diye çıkıştı. İtiş kakıştan sonra Türk gençlerden biri abisini çağırdı. Suriyeliler de kalabalıklaştı. Sonra bir kişi yüzünden, bir kişi de boynundan bıçaklandı. Olaydan sonra da 12 kişi gözaltına alındı.”
‘BİZ YAŞAMAK İÇİN GELDİK’
Konuştuğumuz genç tepkisini şöyle anlatıyor: “Burada ne kadar Suriyeli genç varsa hepsini götürmeleri lazım, gitsinler savaşsınlar, Özgür Suriye Ordusuna katılsınlar. Çalışanlara lafımız yok ama başı boş olanları göndersinler.” O esnada dışarıya gelen Suriyeli esnaf “Biz yaşamak için geldik buraya” diyor. Her millette iyi ya da kötü insanlar olduğunu belirterek, “1 ay önce de 20 Türk bir Suriyeliyi dövmüş, biz böyle olsun istemiyoruz. Artık erken kapatmak zorunda kalıyoruz dükkanı” şeklinde konuşuyor.
PAZAR GÜNÜ ENDİŞESİ
Konuştuğumuz Suriyeli bir bakkal ise kırılan camlarını ve yamulmuş bir kepengi gösteriyor. Bir berber dükkânında ise koltukların savrulduğunu, pek çok araç gerecin yerlerde olduğunu fark ediyoruz. Telefoncu ‘’Bu pazar günü tekrar toplanacaklarmış, Facebook’tan duyuru yapmışlar. Biz korkuyoruz” diyor.
YOKSULLUK ÖFKESİ MÜLTECİYE PATLIYOR
Arapça yazıların olduğu başka bir dükkân Kırık camları topluyor. “Ayaklı merdivenle vurmuşlar, camları kırmışlar” diyor ve şöyle ekliyor: “Bizde şans yok.” Gülümsedikten sonra elindeki camlarla dışarı çıkıyor. Başka bir berber dükkanında bir grup gençle konuşuyoruz. “Dükkân, ev hiçbir şey kalmadı; Suriyeliler hepsine yerleştiler, ekmeğimizi elimizden aldılar. Onlar geldikten sonra kiralar 800-1000 lira oldu” diyorlar. Krizin ve yoksulluğun öfkesi Suriyeli mültecilere çıkıyor(!) Dükkandaki bir Suriyeli çırağı gösterince ‘Bu abi hariç, o işinde gücünde’ diyorlar. Suriyeli bir tavukçu “Adamlar kızgın, dükkânlara girdiler, camları kırdılar, evlere girdiler, ne yapalım?” diye içleniyor. Beş senedir Türkiye’de yaşadığını, kimseyle sıkıntısının olmadığını belirtiyor. Yaralanan genç için de “İnşallah durumu iyi olur. Hep kötüler yapıyor, olan bize oluyor” diyor.
EMEP: SAĞDUYU VE BİR ARADA YAŞAMAYA İHTİYACIMIZ VAR
Konuyla ilgili görüşünü aldığımız Emek Partisi (EMEP) MYK üyesi Mehmet Türkmen Antep’te bu tür kavgaların sık yaşanmaya başladığını belirterek, “Mültecilere yönelik ön yargılar ve ön yargıyı besleyen politikaların da yaşanan gerilimde payı var. Ayrıca krizin işsizlik ve yoksulluk olarak halka yansıması, öfkenin mültecilere yönelmesine neden oluyor. Herhangi bir kavga bile toplumsal gerilime yol açabiliyor. Son olay da böyle oldu” diye konuştu. Halka bu tür konularda doğru bilgi verecek kaynakların yetersiz olduğunu söyleyen Türkmen, “Başta yetkililer olmak üzere halka kimse gerçek bilgi vermiyor. MHP Antep Millevekilleri Mecliste ‘Suriyelileri gönderilsin’ şeklinde açıklama yapmış. Bu düşmanlık ve gerilimi büyütmekten başka işe yaramaz. Çözüm ekonomik, sosyal gereklerin hem yerliler hem de Suriyeli mülteciler için yerine getirilmesidir. Antep’li emekçilerin ise, yoksulluğa karşı mücadelede sınıf kardeşi olan mülteci işçileri yanlarına alması gerekir. Her zamankinden çok sağduyuya ve bir arada yaşamaya ihtiyacımız var” dedi.