Cemal Taş: Dil yok olunca kültür de yok oluyor
Dersim sözlü tarih çalışmaları yapan Cemal Taş’la, Mezopotamya halkları tarafından kutlanan 'Gağand Bayramı'nın belgeselini konuştuk.
Gağand film afişi
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Dersim’de ve Mezopotamya’nın başka halkları tarafından kutlanan “Gağand Bayramı”nın belgeseli çekildi. Yönetmen koltuğuna Umur Hozatlı’nın oturduğu, yapımcılığını Cemal Taş üstlendiği “Gağand/Khalek’in Ölümü” belgeselinin ritüelini Bornek köylüleri tarafından gerçekleştirildi.
Dersim ve İstanbul’da yapılan gösterimlerin ardından belgeselin Avrupa’da özel gösterimleri yapıldı. Dersim sözlü tarih çalışmaları yapan Cemal Taş’la belgeseli konuştuk. Yaşlıların Dersim’i anlatırken tarihi “38 öncesi ve 38 sonrası” diye ayırdıklarını anlatan Taş, “Bunu sorgulayacak yaşa geldiğimizde 38’i çalışmaya başladık” dedi.
2000’li yıllara gelindiğinde Dersim Katliamı’yla ilgili çalışmalar yaparken, diğer yandan toplumun kolektif hafızasının yok olduğunu gözlemlediğini belirtti. Kaybolan bu hafıza içinde dil, inanç ve inanca dair ritüellerin olduğunu dikkat çeken Taş, Gağand ritüelinde bunlardan biri olduğunu dile getirdi.
'TEKRAR TOPLUMLA BULUŞTURMAK İSTEDİK'
Taş belgeseli çekme nedenlerini “Kültür o toprağa ait bir şeydir. Bir topluma, bir zümreye ya da bir kavime ait değil. Toplum yaşadığı coğrafyayı terk ettiği zaman, o kültürü de terk ediyor. Yaşadığı yerde eğer toplumlar inançlarını, kültürlerini, dillerini özgürce yaşayıp konuşamıyorsa topraklarını diledikleri gibi ekip biçemiyorsa, bu durum o toplumun hafızasına yitirmesine neden oluyor. Toplum için hafıza niteliği taşıyan ritüelleri tekrar toplumunla buluşturmak istedik, o nedenle Gağand’ı çektik” sözleriyle anlattı.
Belgeselli 5 yıllık çekimlerin ardından tamamladıklarını belirten Taş, “Belgesel boyunca bizimle olan arkadaşların bazıları bugün bizimle değil, bazıları hapishanede, kimisi de ülkedeki koşullardan dolayı ülkeyi terk etti. Belgesel bir yandan yitip giden toplum hafızasını konuşurken değer yandan karşılaştığımız olaylarda, ülkenin içinde bulunduğu tarihsel ve sosyal durumunu ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
'YAŞLILAR KARIN YAĞMADIĞINI GÖRDÜ'
Taş, belgeseli Beyazdağ eteğinde bulunan ve daha önce Hozat’a bağlı olan Düzpelit (Bornek) köyünde çektikleri bilgisini verdi. 90’lı yıllarda köy boşaltmaların da yaşandığı Dersim’de Taş, dilin kaybolmasına dikkat çekti. “Artık evlerde Kırmanckî (Zazaca), Kurmancî’nin (Kürtçe) konuşulmadığın anlatan Taş, “Ana dilini bilmeyen bir çocuk, annesiyle duygusal olarak Gağand’daki o ritüelli hissedemez. Bunu çekmek için çok köy ve bölgeyi taradık. Çekim yaptığımız köy Gağand’ın yapıldığı birkaç köyden biri. Dil yok olunca o kültüre dair ne varsa yok olup gidiyor ne yazık ki” dedi.
YENİ YIL KUTLAMALARININ ADI: GAĞAND
Dersim coğrafyasında aralık ayında yapılan yeni yıl kutlamalarına Gağand adı verilir. Kutlamalar aralık aynın üçüncü haftasında başlar ve üç gün sürer. Gağand Bayramı’nın son günü olan Perşembe akşamı en eğlenceli akşamdır. Eğlencenin nedeni “Khalek” veya diğer adıyla “Alık be Fatıke” oyunudur. Oyunda üç karakter rol alır; ak sakallı “Alık”, genç eşi “Fatıke” ve Fatıke’nin cesur koruması “Arab” (Maskeli manasında).
Alık ile Fatıke Gağand Bayramı’nın son akşamında hediye toplamaya çıkar. Hayli renkli kişilikler olan Alık, Fatıke ve Arab sokaklara düşünce ortam şenlenir, gittikleri yerlerde keyifle karşılanır, komik ve eğlenceli anlar yaşanır.
Alık ile Fatıke renkli kişilikler oldukları kadar aslında toplumsal bir rol de üstlenmişlerdir. Evlerden topladıkları genellikle gıda maddesi olan hediyeleri gecenin sonunda götürüp bilinen en yoksul eve teslim ederler, ev sahipleriyle birlikte yemek yapıp yerler. Bu ritüel, Gağand’ın özündeki dayanışma ilkesinin simgelerinden biridir.