Mahkeme, öldükten sonra tahliye vermiş
Tutuklu bulunduğu cezaevinden duruşmaya SEGBİS’le bağlandığı sırada kalp krizi geçiren İbrahim Akbaba yaşamını yitirdikten sonra tahliye edildi.
Fotoğraf: MA
Ttutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden Mardin’de görülen dava duruşmasına SEGBİS’le bağlandığı sırada kalp krizi geçirip, sonrasında hayatını kaybeden 70 yaşındaki hasta tutuklu İbrahim Akbaba hakkında tahliye kararı verildiği ortaya çıktı.
Bir buçuk yılı aşkın zamandır Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 70 yaşındaki ağır hasta tutuklu İbrahim Akbaba, Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava duruşmasına Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandığı sırada kalp krizi geçirdi. Kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Akbaba’nın cenazesi, dün memleketi Mardin’in Kızıltepe ilçesinde getirilip, son yolculuğuna uğurlandı.
Devam eden duruşmada ise Akbaba hakkında tahliye kararı verildiği öğrenildi. Yargılama sürecinde yaşananları Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’a anlatan Akbaba’nın oğlu Şehmuz Akbaba, “SEGBİS odasına gelirken, odada bulunan sandalyeye oturduğu anda yere yığıldı” dedi ve şöyle devam etti: “Yığılma esnasında yanında bulunanlar ses verdi. Ama ses çıkmadı. Bu arada hakim revire götürülmesini istedi. Ayıltmaya çalıştılar, ayılmadı. Ondan sonra ne olduğunu bilmiyoruz. Hastaneye kaldırıldığını öğrendik. Sonrasında ölüm haberi geldi.”
‘CEZALANDIRMA MANTIĞI İLE HAREKET ETTİLER’
Devam edilen yargılamada mahkeme heyetinin babası hakkında tahliye kararı verdiğini söyleyen oğul Akbaba, tepkisini, “Mahkeme ölüme tahliye verdi” sözleriyle dile getirdi. “Avukatlarımız başvuru yaptı. İnsan Hakları Derneği (İHD) serbest bırakılmasını istedi. HDP Mardin Milletvekili Ebru Günay, soru önergesi vererek, durumu anlattı. Hasta olduğu önceden de biliniyordu. Bunlar yaşanmasa belki de yine tahliye edilmeyecekti. Mahkeme açıkça ölüme tahliye verdi. Bu ölümün sorumluları, bu yaştaki bir hastayı cezaevinde tutan anlayıştır. Bu, hükümetin adalet sistemidir. Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri ve savcısı, Edirne Cezaevi yönetimi, Adalet Bakanlığı ve hükümet bu ölümün sorumlusudur. Bütün çabalarımıza rağmen duyarsız kalındı. Cezalandırma mantığı ile hareket ettiler.” (HABER MERKEZİ)