Tezcan Karakuş Candan: Ankara sermayeye rant için hormonlu büyüdü
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Karakuş Candan, yeni rezidans ve büyük ölçekli projelerle sermaye birikimi sağlanmaya çalışıldığına dikkat çekti.
Ankara | Fotoğraf: Burgert Behr/Wikimedia Commons (CC BY-SA 3.0)
Dicle VAR
Ankara
Yerel seçimler kimlerin aday olacağı üzerine isim tartışmalarıyla sürerken, kentlerin sorunları giderek büyüyor. Başkentin kentsel sorunlarını konuştuğumuz Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Ankara’da kentleşmenin rant için hormonlu bir büyümeye neden olduğunu belirterek, “Yeni rezidans ve büyük ölçekli projelerle, sermaye birikimi sağlamaya yönelik bir kentleşme politikası izleniyor” dedi. İmar affının eskisi gibi gecekondular için yapılmadığını belirten Candan, zenginlerin hukuksuzluğunun affedildiğini söyledi.
AKP’nin Ankara’ya yönelik politikalarının iki eksen üzerinden yürütüldüğünü söyleyen Candan, “Ankara çok uzun süredir AKP esareti altında. 23 buçuk yıl Melih Gökçek ve sonrasında Mustafa Tuna ile birlikte hep aynı politikalar izlendi. Bir yandan neoliberal politikaların yansımaları görülürken öte yandan da mekanlar üzerinden cumhuriyet rejimiyle bir hesaplaşma yürütüldü” dedi. Kentte rant odaklı, plansız bir büyüme yaşandığının altını çizen Candan, “Bunu özellikle Eskişehir yolu üzerinden, Çukurambar’dan, İncek bölgesinden görebiliyoruz. Hormonlu bir büyüme var. Yeni rezidans ve büyük ölçekli projelerle, sermaye birikimi sağlamaya yönelik bir kentleşme politikası izleniyor” dedi. Ankara’nın cumhuriyetin başkenti olması nedeniyle uygulanan neoliberal ve siyasal İslamcı politikaların diğer kentlere göre daha fazla öne çıktığını ifade eden Candan, Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) talanı ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yapılması, Ankapark’ın yapılması, AOÇ’den geçen yollar, Saraçoğlu Mahallesinin satışa çıkarılması, İller Bankası binasının yıkılması, Çubuk Barajı’ndan gelen suyu arıtan su süzgecinin yıkılması, Hava gazı fabrikasının yıkılması, Etibank binasının yıkılması gibi başkentte birçok yıkımın olduğunu hatırlattı.
MİLLET BAHÇELERİ RANTA MALZEME
EGO hangarlarının karşısına yapılması planlanan millet bahçesine değinen Candan şunları belirtti: “Millet bahçesi denilen şey bir yeşil alan yaratma yaklaşımından öte bir duruma doğru gidiyor. Çünkü tam millet bahçesi diye adlandırdıkları alanın karşısında EGO hangarları vardı. Cumhuriyetin önemli yapılarıydı. Bunları dava aşamasındayken yıktılar ve Pasifik İnşaat tarafından oraya 80-100 katlı bir rant projesi yapıldı. O rant projesinin satışının yapılabilmesi için de böyle bir albeniye ihtiyaç var. Pasifik İnşaat satışları yaparken ‘millet bahçesine komşu’ diyecekler. Türkiye’nin her yerinde önerilen millet bahçelerine baktığımızda etrafında mutlaka büyük ölçekli rant projelerinin olduğunu göreceğiz. Bir yandan AOÇ’yi talan edeceksiniz, İmrahor Vadisi’ni yapılaşmaya açacaksınız, ODTÜ ormanlarını keseceksiniz, sonra da millet bahçesi yapıldı, yeşil alan yaptık diyeceksiniz. Bunların hiçbirinin gerçekçi olmadığı ortada.”
YÖNETİLENLER, YÖNETENLERİ YOLDA GÖREMEZ OLDU
Ayrıca Kızılay, Sıhhıye, Ulus, Kolej gibi meydanların daraltıldığını ifade eden Candan, meydan kavramının kalmadığını söyledi. AKP dönemiyle birlikte yönetenler ve yönetilenler arasındaki kentsel mesafenin çok büyüdüğünün altını çizen Candan, “Örneğin, Cumhurbaşkanı eskiden Ulus’tan Çankaya’ya doğru giderken köşküne ulaşmak için protokol yolunu kullandığında, insanlar cumhurbaşkanına sevgi gösterisinde bulunabiliyor ya da onu protesto edebiliyorlardı. Bir kentsel karşılaşma mekanı ve anı vardı. Şimdi bunlar yok. Bu belediye başkanları için de geçerli” diye konuştu. Kentsel mekanda yönetenle yönetilenin karşılaşabilmesinin kentin demokratikliğine işaret ettiğini belirten Candan, AKP döneminde kentlerin uzlaşma değil, birer çatışma alanına dönüştüğünü ifade etti.
‘ANKARA’DA DEVAM EDEN 250 DAVAMIZ VAR’
Çıkartılan imar affının daha önceki aflardan farklı olduğunun dile getiren Tezcan Karakuş Candan, “Daha önce imar affı denildiğinde gecekondulara yoksullara yönelik bir imar affı anlaşılırdı, şimdiki imar affı varsılların hukuksuz projelerinin aklanması üzerinden şekillenmiş durumda” diye konuştu. Bu affın aslında hukuksuzluğun yasallaştırılması anlamına geldiğini söyleyen Candan, “Bizim Ankara’da devam eden 750’ye yakın davamız var” dedi. Yargının bir türlü hızlı cevap vermediğini ve yargı süreçleri devam ederken bütün binaların tamamlandığını vurgulayan Candan şunları söyledi: “Mesela Gaziosmanpaşa’da Koza yapıları bizim lehimize bozuldu fakat bina bitti içinde oturuyorlar. Şimdi ne yapacaksınız? Ya da AOÇ’de mahkeme bizim lehimize karar verdiğinde cumhurbaşkanı ‘ben bu mahkeme kararlarına uymuyorum, gücünüz yetiyorsa gelin yıkın’ dedi. Hukukun da bir anlamının kalmadığı bir durum.”
MESLEK ODALARINI DIŞLAMAK BİLİMİ DIŞLAMAKTIR
Kent sorunlarının çözümüne ilişkin ise Tezcan Karakuş Candan, artık meslek odalarıyla iç içe bir yönetim biçiminin oluşturulması gerektiğini vurguladı. Meslek odalarını dışlayan bir yaklaşımın rantın politikalarına hizmet etmek anlamına geleceğinin ifade eden Candan “Çünkü odalar kamu yararı için mücadele veriyor. Meslek odalarını dışlamak bilimi ve tekniği dışlamak anlamına gelir. Bilim ve tekniği dışlamak da rant üzerinden ilerleyen siyasal bakış açısının yansımasıdır” şeklinde konuştu. Bu bakış açısının sinyalizasyon olmadan tren seferlerini başlattığını söyleyen Candan, “Bazı noktalarda radikal kararlar verilmeli. Kentleşme konusundaki kararlar sermayenin baskısıyla veriliyor. Ancak artık kararların halkın ihtiyaçları üzerinden verilmesi gerekiyor” dedi.