Basın Konseyi'nden Ahmet Hakan'a 'uyarı' kararı
Basın Konseyi, Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat’ın şikayeti üzerine Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a 'uyarı' kararı verdi.
Ekran görüntüsü: Hurriyet.com.tr
Basın Konseyi, Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat’ın şikayeti üzerine Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a "uyarı" kararı verdi.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat’ın, Ahmet Hakan’ın Hürriyet Gazetesi’nde 30 Ekim 2018 günü yayınlanan ‘Yok birbirinden farkı: Misvak ile Kırıkkanat’ ve 16 Kasım 2018 tarihli ‘Kadir Kırıkkanat- Mine Mısıroğlu’ başlıklı yazılarıyla ilgili şikayetini değerlendirdi. Basın Konseyi, Ahmet Hakan hakkında Basın Meslek İlkeleri’ni ihlalden oy çokluğuyla ‘uyarı’ kararı verdi.
KIRIKKANAT'TAN 'KINAMA' TALEBİ
Basın Konseyi'nin sitesinde açıklanan kararda, Kırıkkanat'ın Hakan'ın yazılarında eleştiri sınırlarını aştığı ve kişiliğine açıkça hakaret ettiği gerekçesiyle şikayette bulunduğu belirtildi. Kırıkkanat, Ahmet Hakan hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin ‘Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez’ maddesi gereğince ‘Kınama’ kararı alınmasını talep etti.
AHMET HAKAN NE YAZDI?
Basın Konseyi'nin yayımladığı kararda da yer alan Ahmet Hakan'ın ‘Yok birbirinden farkı: Misvak ile Kırıkkanat’ başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Misvak bu tarafı ne kadar öfkelendiriyorsa… Kırıkkanat da öbür tarafı o kadar öfkelendiriyor.
Misvak ne kadar üslupsuz, kindar ve fitneci ise… Kırıkkanat da o kadar üslupsuz, kindar ve fitneci…
Misvak denilince akla nasıl seviyesizlik, düzeysizlik falan geliyorsa… Kırıkkanat denilince de akla seviyesizlik, düzeysizlik falan geliyor.
Misvak muhafazakârlığın en hoyrat kalesi olmaya adaysa… Kırıkkanat da sözde Kemalizm’in en hoyrat kalesi olmaya aday.
Misvak olmadan Kırıkkanat’ın bir anlamı olmayacaksa… Kırıkkanat olmadan da Misvak’ın bir anlamı olmayacak.
Misvak türü embesillikleri besleyen Kırıkkanat türü embesillikler ise… Kırıkkanat türü embesillikleri besleyen de Misvak türü embesillikler.”
Hakan, ‘Kadir Kırıkkanat, Mine Mısıroğlu’ başlıklı yazısın da ise şu ifadeleri kullanıyor:
“İkisi de de takıntılı… İkisi de provokatif… İkisi de pervasız… İkisi de kendi cenahlarına yönelik antipatiyi arttırmakta… İkisi de yukarıdan yukarıdan konuşuyor… İkisi de üslup birliği içinde… İkisi de çığırtkan… İkisi de hezeyan seviyor… İkisi de ayrıştırıcı… İkisi de nefret ettirici… İkisi de incelikten yoksun… İkisi de diyaloğa kapalı…
Aralarındaki tek fark şu:
Biri dinden imandan soğutuyor, öbürü Atatürk’ten.”
HAKAN: NE DEDİYSEM ARKASINDAYIM
Ahmet Hakan, Basın Konseyi'nden savunma istenmesi üzerine köşesinde ‘Basın Konseyi’ne cevabımdır’ başlıklı bir yazı yayımladı.
“ATATÜRK benim ilahımdır, ben Atatürk’e tapıyorum” diyerek Atatürk karşıtı çevrelere muhteşem ve muazzam malzemeler ikram eden Mine Kırıkkanat, kendisini azıcık sert eleştirdim diye beni Basın Konseyi’ne şikâyet etmiş.
Basın Konseyi de bana “Bu şikâyetle ilgili bir diyeceğiniz var mı? Savunmanız nedir? Yazılı olarak bir hafta içinde gönderin” falan diye süper resmi bir yazı göndermiş.
Resmiyeti, bürokrasiyi falan bir tarafa bırakalım Sayın Basın Konseyimiz.
Cevabımı aha buradan gayet net ve gayet kısa bir şekilde yazıyorum:
Ne dediysem bin fazlasıyla dimdik arkasındayım!
Kes cezamı yaşamayı neyleyim!”
BASIN KONSEYİ'NİN DEĞERLENDİRMESİ
Basın Konseyi'nin değerlendirme ve sonuç bölümünde yer alan değerlendirmesinde şu ifadeler yer aldı:
"Yüksek Kurul tarafından yapılan ayrıntılı tartışma ve değerlendirme sonucunda; üslup açısından bir gazetecinin kullanması uygun olmamakla birlikte, yine de tahkir edici olarak nitelendirilemeyecek ifadelerin Basın Meslek İlkeleri’ni ihlal etmeyeceği değerlendirilmiştir. Bu açıdan, ‘fitneci’, ‘kindar’, ‘çığırtkan’, ‘hezeyan seviyor’ gibi ifadelerin nezaketsiz ve kaba olmakla birlikte, eleştiri sınırlarını aşmadığı sonucuna varılmıştır.
Buna karşılık, bilhassa ‘embesillik’ ithamı ve ‘düzeysizlik’ ile ‘seviyesizlik’ yakıştırmalarının küçük düşürücü ve aşağılayıcı olduğu değerlendirilmiştir."
"Öte yandan, yazılardan birinde ‘Mine Mısıroğlu’ başlığının atılması da tartışılmıştır. Azınlıkta kalan üyeler, burada ilgili kişilerin ‘Mine Kırıkkanat ve Kadir Mısırlıoğlu’ söz ve söylemleri arasında bir mukayese yapıldığından bahisle bu yöntemde bir ihlal unsuru görmemiştir. Buna karşılık çoğunluk, şikayetçinin adının değiştirilmesini eleştiri ve polemiğe dönük olmaktan ziyade, muhatabın kişilik hakkının bir parçası olan ad (isim) hakkına bir saldırı olarak kabul etmiştir."
"Netice olarak, şikayet konusu yazıların Basın Meslek İlkeleri’nin ‘Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez’ şeklindeki 4’üncü maddesini ihlal ettiğine 5’e karşı 8 oyla karar verilmiştir.
Bu bakımdan, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan hakkında ‘uyarı’ kararı alınması OYÇOKLUĞU ile kararlaştırılmıştır." (HABER MERKEZİ)