Mozart neden “Türk Marşı” bestelemişti?
Erdoğan tarafından pek de sevilmediği anlaşılan Mozart’ın popüler eserleri arasında yer alan “Türk Marşı” nasıl ortaya çıktı?
Portre: Barbara Krafft/Wikimedia Commons
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rutkay Aziz’e yönelik “Bu ülkenin meşrebi ve duruşu belli olan Cumhurbaşkanını Mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alasıdır” çıkışı geride bıraktığımız haftanın en çok konuşulan açıklamalarından biriydi. “Muhalefete gündem dizayn etme”yi seven Erdoğan’ın bu sözleri sarf ederken ne kadar ciddi olduğunu kestirebilmek güç ancak Mozart’ın ve onunla birlikte 18., 19. yüzyıl Orta Avrupa kültürünün Türklere Erdoğan’ın sandığı kadar yabancı olmadığını söylemek gerek. Yalnızca Erdoğan’ın açıklamasına konu olan Mozart’ın değil Beethoven’ın da “Türk Marşı” eserleri epey popüler. Devletin özel davetlerinde de çalınan bu marştan Erdoğan’ın bihaber olması mümkün değildir herhalde. Yine de Mozart’ın “Türk Marşı”nı ve eseri doğuran çağın koşullarını hatırlatalım.
NE ZAMAN BESTELENDİ?
Wolfgang Amadeus Mozart’ın içinde “Türk Marşı” olarak bilinen “Rondo Alla Turca”yı da içeren 11 Numaralı Piyano Sonatı’nı 1783’te Viyana’da ya da Salzburg’da bestelediği düşünülüyor. Eser, 1784’te dönemin en önemli müzik firması Artaria tarafından dinleyiciyle buluşturuldu.
ESER, HANGİ TARİHSEL GELİŞMELERİN ETKİSİYLE ORTAYA ÇIKTI?
2. Viyana Kuşatması’nın 1683’te yenilgiyle sonuçlanmasının hem Osmanlı İmparatorluğu hem de Avrupa için önemli sonuçları oldu. Osmanlı’nın Tuna Nehri’nin batısında fetih yapamayacağı fikri iki tarafta da güçlenirken 1699 Karlofça Anlaşması’yla nihayete eren süreç, Osmanlı’nın gerileme döneminin başlangıcı oldu. Yüzyıllardır bölgeyi etkileyen “Osmanlı tehdidi”, 18. yüzyılla birlikte ortadan kalkarken özellikle Viyana’nın kültürel hakimiyetindeki çevrede “Türk” bir korku objesi olmaktan çıkarak “egzotik” bir simgeye dönüştü. Bunun sanatta zaman zaman oryantalist zaman zaman gerçekçi karşılıkları oldu.
‘TÜRK’ İMAJININ SANAT ESERLERİNE ETKİSİ NASIL OLDU?
Bu dönemde ressamlar Osmanlı kıyafetlerini eserlerine yansıtmaya başladı. Habsburg hanedanının Kutsal Roma Cermen İmparatoriçesi Maria Theresia’nın, halen Viyana’daki Avusturya Ulusal Kütüphanesi’nde yer alan Türk kıyafetli gravürleri bunun en meşhur örneği oldu.
Yazarlar, eserlerine “Türk” karakterleri katmaya başladı. Müzikte ise “Türk” etkisi, Mehteran esintilerinin hissedilmeye başlanmasıyla görüldü. Vurmalı çalgılar ve Türk müziğine benzeyen melodik unsurların kullanılış biçimi göze ilk çarpan özelliklerdi.
Mozart, bunlardan feyz alarak bestelediği 11 Numaralı Piyano Sonatı’nın 3. bölümüne “Alaturka” adını verdi. Bölüm, “Türk Marşı” ve “Türk Rondosu” isimleriyle yaygınlaştı.
MOZART’IN BAŞKA ‘TÜRK’ ESİNTİLİ ESERİ VAR MI?
Mozart’ın prömiyerini 1782’de yapan meşhur Saray’dan Kız Kaçırma (Die Entführung aus dem Serail) operası aslında bunun daha erken bir örneği. Operanın üvertürü ve koro bölümlerinde Türk müziğinin etkileri hissediliyor.
Selim Paşa ve harem ağası Osman’ın Topkapı Sarayı’nda zorla tuttukları İspanyol leydisi Konstanze’nin nişanlısı Belmonte ve uşağı Pedrillo tarafından kaçırılması girişimini anlatan 3 bölümlük opera, büyük bir başarı elde etmişti.
Mozart’ın 1780’de yazmaya başladığı ancak bitiremediği Zaide operası ise bunun ilk örneği olarak biliniyor. (EVRENSEL PAZAR)