13 Ocak 2019 13:55

Barolar Kent ve Çevre Komisyonları sonuç bildirgesini açıkladı

Türkiye Baroları Kent ve Çevre Komisyonları Buluşması sonuç bildirgesi: Dayanışma içinde birlikte hareket etmekte kararlıyız.

Türkiye Baroları Kent ve Çevre Komisyonları Buluşması

Fotoğraf: İzmir Barosu

ANASAYFA

GÜNCEL ÇEVRE

Paylaş

İzmir'de gerçekleştirilen Türkiye Baroları Kent ve Çevre Komisyonları Buluşması sonuç bildirgesi açıklandı.

12 - 13 Ocak 2019 tarihlerinde İzmir Barosu’nun ev sahipliğinde toplanan Buluşmanın sonuç bildirgesinde ülkemizde Anayasa'nın sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkının güvencelerini yok sayan uygulamaların yoğunlaşarak devam ettiğinin altı çizildi.

Baroların, yerleşik içtihatlarla kazandığı kent ve çevre davalarındaki taraf ehliyetinin dar yorumlarla ortadan kaldırılmaya çalışıldığına dikkat çekilen sonuç bildirgesinde, “Yurttaşların dava açma hakkını ikametgah ya da mülkiyet koşuluna bağlayan mahkeme kararları ve yüksek yargılama giderleri ile bu alandaki hak arama özgürlüğü fiilen ortadan kaldırılıyor” denildi.

25 barodan katılan kent ve çevre komisyonlarının iki günlük çalıştayı sonunda şu kararlar alındı;

Türkiye Baroları Kent ve Çevre Hukuku Komisyonları ve bu alanda çalışan hukukçular arasında dayanışma esasına dayalı bir yardımlaşma ağı oluşturulması,
Türkiye Baroları Kent ve Çevre Hukuku Komisyonları ortak çalışmasıyla kent ve çevre hukuku alanında çalışacak hukukçuların staj ve meslek içi eğitimlerinin sağlanmasına yönelik eğitim modelleri ve yayınların hazırlanarak eğitim çalışmalarına ağırlık verilmesi,
Kent ve çevre hukuku alanında bilimsel tartışmalara yön verecek çalışmaların hukuk alanında etkin olabilmesi adına yüz yüzelik esasına dayalı düzenli toplantıların ve çalıştayların düzenlenmesi, bir sonraki toplantının nisan ayı içerisinde Antalya’da yapılması,
Kent ve çevre hukukçularının yararlanacağı bir veri tabanının oluşturulması,
Mahkemeye erişim hakkını zorlaştıran ve hak arama hürriyetini ortadan kaldıran uygulamalara yönelik acil tedbirlerin alınması, harç ve yargılama giderleri yükünün azaltılmasına yönelik çözüm ve önerilerde bulunulması,
Mücadelenin öznesi olan kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliğinin arttırılmasına yönelik olanakların geliştirilmesi,
Sağlıklı yaşam hakkını tehdit eden etmenleri ortaya koyucu bilimsel çalışmaları yürütenlerin hedef haline getirilmesi karşısında dayanışmanın örülmesi, üniversitelerin ve ilgili kamu kurumlarının topluma riskler ve giderici önlemler konusunda bilgi verme sorumluluğunu yerine getirmelerini sağlayıcı çalışmalar yapılması.

Sonuç bildirgesinde “Türkiye’deki tüm baroların ve bu alanda çalışan hukukçuların katılımını sağlayacak bir yapı çerçevesinde dayanışma içinde birlikte hareket etmekte kararlıyız” denildi.