Geçinemiyorsak bir sebebi var
Her yıl bir önceki yılı aratır durumda. Biz liseliler için de bu durum farksız.
Fotoğraf: Pixabay
Alişer ÇELİK
Elazığ
2018’i bitirmemize rağmen umut ve beklentilerimiz 2019’da da tazeliğini korumaya devam ediyor. Kimisi beklentilerini dilek tutarak kimisi de dua ederek taşıyor yeni yıla. Tabii bunlar yeterli olmasa gerek her yıl bir önceki yılı aratır durumda. Biz liseliler için de bu durum farksız. Birçok umutla girdiğimiz yeni yılı bir yaş daha büyümenin, bir sınıf daha atlamanın ve gireceğimiz sınavların telaşıyla sırtımıza yüklenen sorumlulukları yerine getirmeye çalışarak geçireceğiz gibi görünüyor.
EKONOMİK SIKINTILARIN PEŞİMİZİ BIRAKMAYA NİYETİ YOK
Artan enflasyon, vergilerdeki artış kısaca geriye giden ekonomi ailelerimizin cebindeki parayı eritirken giderlerimizi ise sürekli artırıyor. Okullarda her yıl dağıtılan ücretsiz kitaplar, bir yandan sınav için edinmemiz gereken bilgiyi sağlayamıyorken bir yandan da eğitim sisteminin kötü gidişatına bir kanıt olarak sunuluyor bizlere. İyi bir üniversitede okuma hayali olan bizlere, lisede gördüğümüz dersler yetmediğinden ister istemez kesenin ağzını dershanelere, özel derslere ve fiyatı gün geçtikçe artan kaynak kitaplara çevirmek zorunda kalıyoruz. Dershanelerin kapatılmasıyla yerini alan “özel kurs merkezleri” ise ateş pahası fiyatlarıyla eğitim masraflarını arttırıyor. Her dersten kaynak temin etmesi gereken bizler ise kimi zaman çözümü ikinci el kitapçılardaki çözülmüş kitaplarda buluyoruz. Tabii bu çözümler yeterli olmadığı için benim gibi birçok öğrenci 3 aylık yaz tatilini atölyelerde, sanayide, tezgâhlarda geçirdi. Kendimden örnek verecek olursam kimi arkadaşım sınav hazırlıklarına yaz tatilinden itibaren başlamışken ben Elazığ Organize Sanayi Sitesi’nin yolunu tutmuştum mesela.
Öğrencinin sorunları bunlarla biter mi? Tabii ki de bitmez. Ekonomik sıkıntıların okuduğumuz okulların içinde de peşimizi bırakmaya niyeti yok. Örnek verecek olursam öğle araları okul idaresi tarafından uygulanan okuldan çıkma yasağı ile karnımızı doyurmak için tek bir alternatif olarak kantinler kalıyor. Bunu fırsata çeviren idare yönetiminin kantin kiralarını ve ihalelerini arttırmasıyla kantinler de yiyecek fiyatlarını arttırıyor. Sabahı okulda akşamı kurs merkezinde geçen bizler için tok karınla bir gününü geçirmesi başka bir bahara kalmış durumda.
Bu baharı dilekler ve dualarla beklemek yerine daha güzel yarınları hak eden bizler, bizi dün olduğu gibi bugün ve yarın da geleceksizliğe sürükleyen koşullara karşı birlik olmalı ve taleplerimizi ortak paydalarda haykırmalıyız.