Hrant Dink katledilişinin 12. yılında anıldı: Vazgeçmiyoruz Ahparig
Agos Gazetesi kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 12. yıl dönümünde, Türkiye ve dünyada düzenlenen etkinliklerle anıldı.
Fotoğraf: Cansu Pişkin/Evrensel
Cansu PİŞKİN
İstanbul
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 12. yılında anıldı. Anma etkinliğinde konuşan yazar Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali, “Kaybettiğimiz bütün değerlerimiz, bize Ocak ayazında bakarken, biz burada, her yıl gençleşen kalabalıklarla vazgeçmiyoruz demeye devam ediyoruz. Umut burada! Bu topraklar, bu ülke bizim!” dedi.
İstanbul Osmanbey’deki Agos gazetesi eski binasının önü ile Türkiye ve dünyanın pek çok yerinde yapılan anma etkinliklerine katılan binlerce kişi, Hrant için adalet istedi, biz kez daha “Biz bitti demeden bu dava bitmez. Buradayız Ahparig” diye haykırdı. Anmaya katılanlar, “Buradayız Ahparig”, “Öldür diyenler yargılansın”, “Hrant için adalet için”, “Hepimiz Hrantız hepimiz Ermeniyiz”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Biz bitti demeden bu dava bitmez” sloganları attı.
‘ADALET İSTİYORUZ’
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin üzerinden 12 yıl geçti. Dink’in anmasına gelenler, Agos gazetesinin önünde saat 12.00’den itibaren toplanmaya başladı. “Adalet İstiyoruz, Hrant 12” yazılı pankartın asıldığı gazete binasının önünde, Dink’in öldürüldüğü yere Hrant’ın Arkadaşları tarafından kırmızı karanfiller bırakıldı. Anma programı nedeniyle Şişli Halaskargazi Caddesi ve caddeye çıkan sokaklar saat 11.00 sıralarında polis tarafından TOMA’larla kapatıldı.
Anmaya katılan ve Evrensel’e konuşan Hrant’ın Arkadaşları’ndan Yapımcı Baran Seyhan şunları söyledi:
“12 yıl geçti. Acımız hiç hafiflemedi. Ama inadımız da eksilmedi. İlk günden beri talebimiz tek, talebimiz net: Adalet istiyoruz... Her yıl olduğu gibi bu yıl da 19 Ocak’ta işte Agos’un önündeyiz. Dünyanın dört bir yanındaki Hrant’ın Arkadaşları’yla birlikte, tek yürek, vicdan korosu olarak haykırmaya geldik. ‘Biz bitti demeden bu dava bitmez’ demeye geldik. ‘Hrant için adalet için’ demeye geldik. Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz demeye geldik... Faşizme inat, kardeşimsin Hrant demeye geldik. Hrantımızın canına kastetmiş, insanlığın üzerine karabasan gibi çökmüş bu zihniyet, kendi kötülüğünde boğulana dek. Vazgeçmiyoruz Ahparig!”
‘VAZGEÇMEK YOK’
Hrant’ın Arkadaşları’ndan Bülent Aydın Dink’in öldürülmesine ilişkin 12 yıldır süren davanın halen devam ettiğini ve “öldür diyenlerin” henüz yargılanmadığını hatırlattı. Aydın, “Hrant Dink 12 yıl önce burada öldürüldü. Hrant hala bu kaldırımda yatıyor. 12 yıldır Hrant yok, 12 yıldır adalet yok, 12 yıldır vazgeçmek yok” dedi.
‘HUKUKSUZLUĞA DİRENMEK İÇİN’
Anma etkinliğinde konuşan Hrant’ın Arkadaşları’ndan Asena Günal da, 1 yılı aşkın süredir iddianamesiz bir şekilde Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Osman Kavala’nın gönderdiği mesajı okudu. Kavala’nın mesajı şöyle:
“Silivri’de olduğum için bir kez daha Hrant’ın anmasına katılamıyorum. Yüreğim orada olsa da Hrant’ın ailesini ve arkadaşlarını görememek benim için çok büyük bir üzüntü. Uzakta kalınca bizden ayrıldığı yerde Hrant için adalet talep etmenin önemimi daha güçlü hissediyorum. Hrant’ın içimizi ısıtan sesini duyduğumuzda adaletsizlikleri ve kıyımları bir kez daha hatırlıyoruz. Hukuka saygılı devletin vatandaşı olmamın onurunu hissetmek istiyoruz. Hrant’ın öldürülmesi bir çocuğun katile dönüşmesinin nasıl önlenebileceğini düşündürüyor. Her 19 Ocak’ta hukuksuzluğa direnmek, onurlu bir yaşam için toplanıyoruz. Bunlar için Hrant’la bir olacağız, ondan güç alacağız.”
‘TEDAVİ EDİLMEYECEK YARALAR AÇILDI’
Bu yılki anma etkinliğinde, Hrant’ın Arkadaşları adına 2 Nisan 1948’de öldürülen Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali konuştu. Filiz Ali söze, “Bizi acılarda akraba edenlerin kurdurduğu ve ne yazık ki her geçen gün büyüyen geniş ailemizin en eski üyelerinden biri olarak sesleniyorum bugün sana” diye başladı. Filiz Ali konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gözaltında kaybedilen ve akıbetini hala bilemediğimiz babam ne yazık ki bu ülke tarihinin ne ilk ne de son kaybı oldu. Babamı ‘milli hislerle galeyana geldiği için’ öldürdüğünü söyleyen katilin, seni öldüren ve sonrasında bayrağın önünde poz veren katilden farkı yoktu. Sabahattin Ali 70 yıldır kayıp. Olayın iç yüzü, bugüne kadar gelmiş geçmiş iktidarlar tarafından ısrarla aydınlatılmadı, tıpkı iktidarın seni öldürenlerin ‘Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmasına izin vermeyeceğiz’ demesine rağmen cinayeti aydınlatmamış olması gibi... Sabahattin Ali gibi tanınmış, sevilen bir yazarın hunharca öldürülmesinin yarattığı dehşet ve korku, toplumu suskunluğa sevk ederken, öte yandan her türlü muhalefeti sindirmeyi vazife bilen karanlık güçlere de cesaret verdi. Her on yılda bir tekrarlanan askeri darbeler ile karanlık güçler denen, aslında içimizden birileri, diğerlerini yok etmeye devam ettiler. Öldürülen gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, bilim insanlarının ardından toplumda gitgide derinleşen ve hiç bir biçimde tedavi edilemeyecek yaralar açıldı.”
‘OCAK AYI KAYBETTİĞİMİZ CANLARI ANIMSATIYOR’
Ocak ayının Onat Kutlar, Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy gibi öldürülen gazetecileri hatırlattığını söyleyen Ali şöyle devam etti:
“Geniş ailemiz 1948’den 2007’ye kadar ne yazık ki durmaksızın büyüdü. Seni kaybetmemizin ardından da hız kesmediler. Sadece Ocak ayı, onca canımızı anımsatıyor bize. Onat Kutlar, Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy bize Ocak soğuğundan bakıyorlar, bugün burada bizimleler. Yasemin Cebenoyan Aralık’tan bakıyor bize. Şubat’ın ayazında Abdi İpekçi var. Babam kayıptır dedim, Cumartesi Anneleri / İnsanları 1995 yılından beri Galatasaray Meydanı’nda babamın, 1915, 24 Nisan’ında İstanbul’da gözaltına alınarak trenlere bindirilen Ermeni aydınlarının, 70’lerden beri Türkiye’de kaybedilen yüzlerce insanın akıbetini soruyorlar, Türkiye tarihine bir hakikat meydanı armağan eden bu insanlar kar kış, saldırı, gözaltı dinlemeden on yıllardır kayıplarını sormaya devam ediyorlar. Soruları gelmiş geçmiş iktidarlar tarafından yanıtlanmadı, kayıpları bulunmadı. Kayıplarımız bulunmadığı, bir mezardan mahrum bırakıldığımız yetmezmiş gibi, geçtiğimiz yıl Cumartesi Meydanı’na yapılan saldırılara tanıklık ettik, Cumartesi Anneleri / İnsanları artık meydanlarında değil, ara sokaklarda toplanıp soruyorlar kayıplarının akıbetini.”
‘BİR YERE GİTMİYORUZ, VAZGEÇMİYORUZ’
“Babamın kaybedilmesinden 70 yıl sonra gelinen noktada toplum, toptan pasifize edilmiş, her türlü haksızlık, hukuksuzluk, cinayet ve dehşeti kanıksamış durumda. Ne var ki güneşin her sabah doğması kadar doğal ve değişmez bir gerçek var evrende. Hafıza. İnsan hafızası kaybolan, kaybedilen, yok edilen, yakılan, parçalanan değerlerimizi unutmaz. Sevgili Hrant, yine de o kadar umutsuz değiliz. Susmayanlar var, hala buradayız, bir yere gitmiyoruz, vazgeçmiyoruz. Seni öldürdüklerinde henüz çocuk olanlar bugün burada, aramızda, öldürülmenizin peşine düşüyorlar, soru soruyorlar, susmuyorlar. Sizler, kaybettiğimiz bütün değerlerimiz, bize Ocak ayazında bakarken, biz burada, her yıl gençleşen kalabalıklarla vazgeçmiyoruz demeye devam ediyoruz. Umut burada! Bu topraklar, bu ülke bizim!”
GARO PAYLAN: YÜZLEŞİLMEYEN HER SUÇ TEKRARLIYOR
Evrensel'e konuşan HDP Milletvekili Garo Paylan ise “12 yıldır Hrant Dink’in katillerini, öldür diyenleri koruyorlar ve terfi ettiriyorlar. Bu davayı önce Ergenekon parantezine, son birkaç yıldır da 'FETÖ' parantezine almaya çalışıyorlar. Oysa biz diyoruz ki ortada devletin bütün kurumlarıyla ve hükümetin bütün sözcüleriyle bütünleşik bir sorumluluk var. Bu bütünleşik sorumluluğu göstermek ve yüzleşmek ihtiyacı var. Bunu da siyaset kurumu yapabilir. Ama maalesef iktidar bu cinayetin içinde kendi etrafında birçok unsur ve kurum olduğu için bu cesareti gösteremiyor. Bu cesareti gösteremediği için 12 yıldır Hrant’tan sonra pek çok suç işlendi hatta darbeye kadar da yüründü. Maalesef yüzleşilmeyen her suç tekrarlıyor. Dün mecliste ilgili bir önerge verdim. 12 yıldır önerge veriyoruz. Dün tekrar verdik maalesef reddedildi. Maalesef siyaset kurumu şu anda o ceberrut, katil devlet anlayışının vesayeti altında. Ve ben milletvekili arkadaşlara şunu söylüyorum, eğer ki bu suçla yüzleşmezsek emin olun 15 Temmuz’da nasıl bir darbeye yüründüyse, nasıl Hrant Dink’ler öldürüldüyse yüzleşmediğimiz suçlar devam edecek. Tarih yüz yıldır hep böyle yürümüş. Umarım ki Hrant’la ilgili bulabileceğimiz bir adaletle devletin karanlık yüzünü yakın zamanda deşifre edebiliriz ve onunla yüzleşiriz” dedi.
HRANT DİNK ANKARA’DA ANILDI
Hrant Dink’in katledilişinin 12. yılında Ankara’da Birgün Gazetesi önünde anma gerçekleştirildi. 12 yıldır adalet ve gerçeği arayış mücadelesinin sürdüğüne dikkat çeken Birgün Gazetesi Ankara Temsilcisi Yaşar Aydın, “Bugün de gerçeğin peşinden gidenler tehdit altında. Hala gazeteciler cezaevinde ise, devletin en tepesinden tehdit ediliyorsa Hrant’ın 4 tetikçisinin katil olduğuna inanmamızı beklemesinler” dedi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink öldürülüşünün 12. yılında Ankara’da unutulmadı. Birgün Gazetesi önünde yapılan açıklamaya katılanlar Hrant Dink’in fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşıyarak, “Faşizme inat, kardeşimsin hrant” sloganları attı. Açıklamaya KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da katıldı. Açıklamayı yapan Birgün Gazetesi Ankara temsilcisi Yaşar Aydın, 12 yıldır adalet için, gerçeği bulmak için yollarda olduklarını söyleyerek, “85 kişi ile başlayan Dink davasında 4 tutuklu kaldı. Onlar da tetikçiden başka bir şey değil. Biz gerçeği, gerçek katillerin o tetikçiler olmadığını biliyoruz. Hrant çok daha başka güçler tarafından yok edildi. Farklı düşündüğü, farklı inandığı için ve bunu korkmadan ifade ettiği için katledildi.” dedi.
"BUGÜN DE HAKİKATİN PEŞİNDEN GİDENLER TEHDİT ALTINDA"
Hrant Dink’in katledilmesiyle yaratılan atmosferin devam ettiğini belirten Aydın, “12 yıl sonra bize sunulanla yetinmemiz isteniyor. Gerçek başka bir yerde, hala gazeteciler cezaevinde ise, devletin en tepesinden tehdit ediliyorsa Hrant’ın 4 tetikçisinin katil olduğuna inanmamızı beklemesinler. Bugün de hakikatin peşinden gidenler tehdit altında, o yüzden Hrant’ın düşüncelerini savunmak, bugün ve yarın bu davayı takip etmek devrimci bir çalışmadır. Bu davanın peşinden gitmeye devam edeceğiz. Gerçek ortaya çıktığında Anadolu rahatlayacak. Yalanla beslenen iktidarlar yok olacak” dedi.
"KİMSE ‘FETÖ YAPTI GERİSİ TEMİZ’ DİYEMEZ"
Katliamın arkasındaki derin güçler açığa çıkarılmadıkça yeni katliamların yaşanmasının olası olduğunu vurgulayan Aydın, “Biz Hrant’ı yanına çağıran vali yardımcısının FETÖ’cü olduğunu biliyoruz, Trabzon Alay Komutanının bundan yargılandığını biliyoruz, BBP üyelerinin tetikçi olarak tutulduğunu, FETÖ ile ilişkisini biliyoruz. Ancak o gün Hrant’ı valiliğe çağırdığında tehdit eden vali yardımcısını alkışlayan iktidarın hala bu ülkeyi yönettiğini de biliyoruz. Bunu unutmadık. O yüzden kimse bu işin arkasında FETÖ var, onlar yaptı, gerisi temiz diyemez.Bundan sonraki çabalarımızda bu çıplak gerçeği açığa çıkarmak için olacak” şeklinde konuştu.
"HRANT’A BORCUMUZ"
Hrant’ın arkadaşlarının, meslektaşlarının Türkiye’nin her yerinde mücadele ettiğini, 150 gazetecinin cezaevlerinde olduğunu ama ısrarlar gerçeği söylemeye devam ettiğini vurgulayan Aydın, “Hrant’ın fikirlerini hayatın her alanında kabul gören bir anlayış yapmak için mücadele etmeliyiz. Ancak bunu yaparsak 19 Ocak 2020’de başka bir öykü, başka bir Türkiye anlatmaya başlayacağız çocuklarımıza. Bu bizim Hrant’a borcumuzdur” dedi.
ANKARA HRANT DİNK ANMA İNİSİYATİFİ: DOSYADA HİÇBİR İLERLEME YOK
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink için Ankara'da ikinci anma İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi önünde yapıldı.
Ankara Hrant Dink Anma İnisiyatifi tarafından düzenlenen anmada saygı duruşunun ardından İnisiyatif adını basın açıklamasını okuyan Mahmut Konuk, Hrant Dink'in öldürülüşünün 12. yılında dava dosyasında bir arpa boyu ilerleme olmadığını vurguladı. Konuk, "Hatta Ankara'nın karanlık dehlizlerinde kaybedilme yolunda hızla ilerliyor. Hrant Dink cinayeti, hazırlanmasından uygulanışına kadar, vurulduğu gün ve saate kadar hesaplanarak, bütün dünyanın gözüne sokarak, bütün bir soykırım cephesinin içinde yer aldığı, teammüden işlenmiş bir devlet cinayetidir. Kısacası o, bu, şu değil, hepiniz oradaydınız..."şeklinde konuştu.
‘ADALETSİZLİK ÇÜRÜME GETİRİR’
Açıklamada konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Hrant Dink cinayetiyle ilgili davanın hala sürdüğünü hatırlatarak "Umuyorum ki 2019 katillerin hak ettiği cezayı alacağı bir yıl olur." dedi. Türkdoğan, "Azmettirenler, failler, tetikçiler ortada. Peki bir yargılama neden bu kadar uzun sürdürülür?" diye sordu. Adaletsizliğin çürüme getirdiğini ifade eden Türkdoğan, "Toplumu bir arada tutan adalet duygusu değil mi, farklılıklarımız değil mi, etnik ve inanç kimliklerimizin kabülü değil mi? Israrla ve inatla bu inkarcılık hala neden sürdürülüyor?" diye konuştu. Türkdoğan, "Sevgili dostumuz Hrant Dink bazı gerçekleri ifade etti. Yazmaya çalıştı. Ama barış çizgisinden hiç ayrılmadı. Fakat onun barış mücadelesini fazla gördüler ve devlet içindeki çetelerin aldığı kararla tasfiye edildi. Ama biz bu çeteleri artık çok iyi tanıyoruz ve adları ne olursa olsun devlet içindeki varlıklarının sona ermesini istiyoruz." diye konuştu.
'HALA BİR SONUÇ YOK'
HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz, "Hrant Dink öldürüldüğünde sadece tetiği çeken kişinin etrafında dolaştılar. Bunun dışında o zaman beraber yürüdüklerinin bu cinayeti azmettirdiği ancak 7 yıl geçince, aralarında yaşanan çatışmalardan sonra dile getirilmeye başlandı" dedi. Yargıdan hala bir sonuç alınamadığını hatırlatan Peköz, "Şu ana kadar çoğu devlet görevlisi olan 80'in üzerinde kişi yargılanmış olmasına rağmen bir sonuç alınması söz konusu olmadı. Zaten söz konusu olabilecek olsa bu cinayetlerin önü alınmış olurdu. Bu cinayetler zaten işlenmezdi" diye konuştu. Peköz, "Katliamın gerçekleştirildiği dönemde Emniyet Müdürü olanların sonradan vali, valileri bakan yapıldı yani büyük bir kısmı ödüllendirildi. Dava ise hala sürüncemede bırakılıyor" dedi. HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan tarafından Hrant Dink cinayetinin soruşturulması için verilen araştırma önergesinin Cumhur İttifakı tarafından reddedildiğini hatırlatan Peköz, "Hem cinayetlere ve katliamlara karşıyız diyeceksiniz hem de bunların araştırılmasına izin vermeyeceksiniz. Kimin sorumlu olduğu bellidir" diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)
İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ: HESAP SORACAĞIZ
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını okuyan Melih Yalçın, “Katledilmesinin üzerinden tam 12 yıl geçti. Ve geçen uzun yıllar boyunca bizim adalet arayışımız sürerken, bu adalet arayışını sekteye uğratmayı amaçlayan yalanlar ve oyalamalar da devam etti. Cumhuriyet tarihi, faili meçhul siyasi cinayetlerle ve bu cinayetlerin bitmeyen davalarıyla doludur. Hrant’ın katilinin akabinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hiçbir cinayet Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak” demişti. Bugün bu cinayette dahli veya kusuru olan bazı kamu görevlileri yargı önüne çıkarılmış olsalar da ‘vur emri’ni kimin verdiğini hâlâ bilmiyoruz. Bu nedenle davanın üstünü örten sis perdesi henüz kalkmış değil” dedi.
Gerçek sorumluların hiçbir şekilde yargılanmadığını ve onu hedef gösterenlerin, tehdit edenlerin de cezasız kaldığını hatırlatan Yalçın, “Cinayetin arkasındaki güçler açığa çıkarılmadığı gibi, her duruşmada tutuklu sanıkların bir kısmı tahliye ediliyor. Son olarak 21 Aralık 2018 tarihindeki duruşmada tutuklu sanıklar eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ve Astsubay Yavuz Karakaya tahliye edilirken, oldukça yavaş işleyen yargı sürecinde bir sonraki duruşma da Mart ayı ortasına ertelendi” diye konuştu.
“HRANT’I KATLEDEN ZİHNİYET HÂLÂ DEVAM EDİYOR”
“Faşizmin bin bir yüzünün cirit attığı; muhalif her sesin, cebirle, tehditle, kanun kılığına sokulmuş kararnameler ile susturulmaya çalışıldığı; nefreti ve ayrımcılığı temel alan yeni bir resmi tarihin yazılmaya çalışıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu nedenle 12 yıl önce Hrant’ı katleden zihniyeti hayatın her alanında çok daha yaygın ve yoğun olarak görmeye devam ediyoruz”diye ifade eden Yalçın,
“İstiyorlar ki, her renk griye dönüşsün, herkes aynı şeyin doğru olduğunu düşünsün; sorgusuz sualsiz her şeye evet desin... Yüreğinden dökülen barışın, hakikatin, cesaretin ve umudun sesinin ulaştığı herkes seni çok özlüyor sevgili Ahparig.
Ancak herkes çok iyi bilmeli ki, bize miras bıraktığın ve hafızamıza kayıtlanan umudu, hücrelerimizden çıkıp dünyaya açılma imkânını, barış içinde bir arada yaşama ihtimalini yok etmek artık hiçbir şekilde mümkün değil. Bu umut, bu imkân, bu ihtimal, bu bir aradalık aynı zamanda senin bize vasiyetin idi. Bu vasiyete inatla sahip çıkarak her ne pahasına olursa olsun barışın dilini inşa etmeyi sürdüreceğiz. Bedel ödemeye hazır bir şekilde, mutlaka ama mutlaka direneceğiz”dedi. (İzmir/EVRENSEL)
ADANA’DA DİNK ANMASI
İHD Adana Şubesi de öldürülüşünün 12’nci yılında düzenlediği etkinlikle Hrant Dink’i andı. Hrant’ın arkadaşlarının hazırladığı belgesel gösteriminin gerçekleştiği anmada konuşan İHD Adana Şube Başkanı İlhan Öngör, Hrant Dink cinayetinin 17 yaşındaki kendini bilmez bir tetikçinin saldırısı değil, devletin bekası adına yaratılan bu kırmızı çizgili ideolojik sistemin sonucu olduğunu belirterek cezasızlık politikasına son verilerek etkili bir soruşturma yapılmasını istedi.
“CEZASIZLIK POLİTİKASINA SON VERİLSİN”
Hrant’a yapılan saldırının halkların kardeşlik, eşitlik ve barış içinde bir arada yaşama taleplerine karşı yapılan alçakça bir saldırı olduğunu ifade eden Öngör, “Emekten, insanlıktan, insan haklarından yana olanlara yapılan bir saldırıdır. Hrant Dink, yazdıklarıyla, söyledikleriyle insanlığın ve halkların kardeşi ve dostudur. İnsanlık devam ettikçe de öyle kalacaktır” dedi. Dink’in öldürülmesinin ardından geçen 12 yıla rağmen sorumlular hala ortaya çıkarılmadığını dile getiren Öngör, “Sorumluların korunmasının nedeni bu konuda bağımsız, etkili ve kapsamlı soruşturmanın yürütülememesi, yani uygulanan cezasızlık politikasıdır. İnsan hakları savunucuları olarak cezasızlık politikasına hayır diyoruz! Hrant Dink cinayetinde etkili ve kapsamlı bir soruşturma talebimizi yineliyoruz” dedi.
“İNSAN HAKLARI ADINA DAHA FAZLA GÖREVLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Hrant Dink’in ölümünün üzerinden geçen sürede gerçekleşen katliamlara bile bakılınca insan hakları ve özgürlüklerin durumunu gösterdiğini belirterek “10 Ekim Ankara katliamı, Suruç katliamı, Kürdistan'da yitirdiklerimiz gözümüzün önünde bir film şeridi gibi geçiyor. Evet bir tarafımız bunun üzgünlüğünü yaşıyor ama bir tarafımızda bu kara sayfalarla dolu olan bu ülkede daha çok demokrasi daha çok insan hakları, özgürlükler ve yaşan hakkını savunmak için daha fazla görevle karşı karşıya olduğumuzu bize bir kez daha hatırlatıyor” dedi. Öldürüldüğü yıl Hatay’da bulunan Ermeni köyü Vakıflı’ya Hrant Dink’i davet ettiklerini ancak aldığı tehditler dolayısıyla gelemediği için üzgün olduklarını ifade eden Hatimoğulları, Dink’in Kürt sorununda bar talep eden Türkiye Barış Meclisi’nin de içerisinde bulunan aydınlardan olduğunu belirterek “Ne zaman ki çözüme yaklaşıldığı dönemlerde mutlaka ve mutlaka bir cezalandırma yöntemi bulunuyor” dedi.
“EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ SAMİMİ OLMASIYDI”
İHD üyesi Yaşar Gökoğlu, Hrant Dink’in düşüncelerinde samimi olan bir Ermeni, sosyalist ve iyi bir demokrat olduğunu belirterek “O bir hakikat anlatıcısıydı ve en önemli özelliği samimi olmasıydı. Onunla konuşan, onu dinleyen yazılarını okuyan bu samimiyeti hemen anlayabiliyordu. Öldürülüşünün ardından yüz binlerin yürümesi bundandı” dedi.
ÇGC: CİNYET AYDINLATILSIN
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir, gazeteci Hrant Dink'in katledilişinin 12’inci yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Basına yönelik saldırıların en tipik örneği olan ve ciddi bir soruşturma yapılmayıp, yeterince aydınlatılmayan cinayetin biran önce üzerindeki karanlık noktaların açığa çıkarılmasını isteyen Esendemir, “Gazetecileri düşünceleri ve yaptığı yayınlar nedeniyle katleden karanlık güçler şunu gayet iyi bilmelidirler ki: özgür basın asla susturulamaz ve susmayacaktır da... İnsanları etnik kimliği, siyasi düşüncesi ve inançları nedeniyle ayrıştıran, bölen anlayışlar asla başarılı olamayacaktır. Kimliğimiz, düşüncelerimiz ve inançlarımız toplumsal zenginliğimizdir. Basına yönelik saldırıların tipik bir örneği olan Hrant Dint Cinayeti'nin aydınlatılmaması, katilleri cesaretlendirecek, yeni saldırılara zemin yaratacaktır” ifadelerini kullandı. (Adana/EVRENSEL)
TGC: IŞIKLAR İÇİNDE YAT GÜZEL İNSAN
Gazeteci örgütleri cinayeti 12 yıldır aydınlatılmayan Agos Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink için açıklamalar yaptı.
Gazeteci örgütleri tarafından Hrant Dink cinayetiyle ilgili yapılan açıklamalarda üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen Dink cinayetinin aydınlatılamadığına vurgu yapılarak, “Hrant Dink’in canına kasteden katillerin, onları azmettiren kişilerin biran önce ortaya çıkarılması gerekir” denildi.
TGC Başkanı Turgay Olcayto Hrant Dink’in katledişinin 12. yılında yaptığı açıklamada “Hrant Dink’in canına kasteden katillerin, onları azmettiren kişilerin biran önce ortaya çıkarılması Türk adaletinin öncelikli görevi olmalıdır” dedi.
Turgay Olcayto’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı:
“Agos Gazetesi’nin kurucularından gazeteci-yazar Hrant Dink’i hain bir saldırı sonucu aramızdan ayrılışının 12. yılında sevgiyle, özlemle anıyoruz. Türkiye’ de Türk ve Ermeni halklarının birlikteliğinin, dostluğunun gelişmesi için uzun yıllar uğraş veren Hrant Dink ayrıca demokrasiye olan inancı ve insan odaklı çalışmalarıyla da toplumda kendine yer açmış bir değerdi. Nefret söylemleriyle Hrant’ı eli silahlı tetikçilerin hedefine oturtan çevrelerin aradan geçen 12 yıl sonra vicdanlarında en ufak bir sızlama duyup duymadıklarını doğrusu merak ediyorum. 12 yıldır Hrant Dink’in ölümünden sorumlu olanları ortaya çıkarmak için açılan davalarda hala adaletin tecellisi açısından umut yeşerten bir süreç göze çarpmamaktadır. Devam eden, Mart ayına atılan duruşmaların biran önce sonuca ulaşmasını istiyor ve bekliyoruz.
Hrant Dink meslektaşımızdı, dostumuzdu her platformda barışı savunan insan odaklı, usta bir gazeteciydi. Onu hiç unutmadık. Acısı hep yüreğimizde, umuyoruz ki bundan böyle gazetecileri, sanatçıları, düşün insanlarını hedefe koyan mecralara ülkemizde geçit verilmez. Işıklar içinde yat güzel insan.”
BASIN KONSEYİ: HRANT DİNK’İ SEVGİYLE ANIYORUZ
Basın Konseyi tarafından yapılan açıklamada ise Agos Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilişinin üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen cinayetin henüz tam olarak aydınlatılamadığına vurgu yapıldı:
“Sevgili meslektaşımız Hrant, aydındı, demokrattı, barışçıydı, ülkesini seven bir gazeteciydi. Doğup yaşadığı bu topraklara bağlıydı, ülkesine laf söyletmezdi. Kendi ifadesiyle ‘Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce’ yaşıyordu. Ülkesine bağlılığını anlatırken, ‘Kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim ama biliyorum bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler’ diyordu.
Hain eller alçakça bir suikastla onu aramızdan aldı. Hrant’ı katleden tetikçiler yakalandı, mahkum oldu. Ancak bu suikastın arkasındaki güçler nedense 12 yıldır tam olarak ortaya çıkarılamadı.
Hrant Dink’i her 19 Ocak’ta olduğu gibi yine vurulduğu Halaskargazi Caddesi’nde Agos Gazetesi önünde ilk günkü acımızla ve özlemle anıyoruz.” (MEDYA SERVİSİ)
HRANT DİNK MEZARI BAŞINDA ANILDI
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, mezarı başında düzenlenen törenle anıldı.
Dink'in Zeytinburnu Balıklı Ermeni Mezarlığı'ndaki mezarı başında düzenlenen törene, eşi Rakel, kızları Sera ve Delal, oğlu Arat Dink, kardeşi Orhan Dink ile dostları, sevenleri ve Agos gazetesi çalışanları katıldı. ((MEDYA SERVİSİ)
BURSA DEMOKRASİ GÜÇLERİ HRANT'I ANDI
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Bursa Demokrasi Güçleri tarafından anıldı. “Vazgeçmiyoruz Ahparig” pankartı arkasında Heykel’e yapılan yürüyüşün ardından basın açıklamasını Figen Ovat okudu.
“Türkiye’de Türk ve Ermeni halklarının birlikteliğinin, dostluğunun gelişmesi için uzun yıllar uğraş veren Hrant Dirk ayrıca demokrasiye olan inancı ve insan odaklı çalışmalarıyla da toplumda kendine yer açmış bir değerdi” diyen Ovat, 12 yıldır Hrant Dink’in ölümünden sorumlu olanları ortaya çıkarmak için açılan davalarda hala adaletin tecellisi açısından umut yeşerten bir sürecin göze çarpmadığını dile getirdi.
Figen Ovat, devletin bütün kurumlarıyla ve hükümetin bütün sözcüleriyle bütünleşik bir sorumluluğu olduğunu ve bununla yüzleşmeleri gerektiğini ifade etti.
“Hrant’in fikirlerini hayatın her alanında kabul gören bir anlayış yapmak için mücadele etmeliyiz. Ancak bunu yaparsak 19 Ocak 2020’de başka bir öykü, başka bir Türkiye anlatmaya başlayacağız çocuklarımıza, bu bizim Hrant’a borcumuzdur” diyen Ovat, “Umuyoruz ki bundan böyle gazetecileri, sanatçıları, düşünen insanlarını hedefe koyan mecralara ülkemizde geçit verilmez” diyerek sözlerini bitirdi. (Bursa/EVRENSEL)
DATÇA HRANT’A KOŞTU
Hrant Dink için Muğla’nın Datça ilçesinde de anma etkinliği düzenlendi. Datça Kültür Sanat Dayanışması'nın düzenlediği etkinlik Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Etkinliğe ilgi yoğun oldu. Meral San'ın sunuculuğunu yaptığı etkinlik, Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar'ın konuşmasıyla başladı. Konuşmanın ardından Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in Datçalılara gönderdiği özel video mesajı ekrana yansıdı.
Rakel Dink, mesajında kardeşliğin, dayanışmanın önemini vurgularken, etkinlik nedeniyle Datçalılara teşekkür etti.
Suna Sönmez ile Cengiz Gül'ün duduk eşliğinde yaptığı Sarı Gelin dinletisinin ardından Hrank Dink'in de yetiştiği Tuzla Ermeni Yetimhanesini (Kamp Armen) konu alan "Kaybolmayın Çocuklar" filmi izlendi.
Film sonrası Hrant Dink'in arkadaşı ve filmin senaryosuna ilham kaynağı olan Garabet Oranöz soruları yanıtladı. (HABER MERKEZİ)