"OHAL bir nesli tehdit eden son derece önemli sorunlar çıkardı"
Mağdurlar İçin Adalet Topluluğu, "2. Yılında OHAL’in Toplumsal Maliyetleri” başlıklı raporunu açıkladı.

Fotoğraf: Evrensel
Cansu Pişkin
Mağdurlar İçin Adalet Topluluğu’nun 3 bin 776 katılımcı ile görüşerek hazırladığı “2. Yılında OHAL’in Toplumsal Maliyetleri Raporu”na göre, OHAL’e bağlı çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilenlerin ruh dünyasında üç önemli bulgu ortaya çıktı: Şok hali, güvensizlik/paranoyaya varan şüphecilik ve öğrenilmiş çaresizlik.
Mağdurlar İçin Adalet Topluluğu’nun hazırladığı "2. Yılında OHAL’in Toplumsal Maliyetleri Raporu”nun sonuçları Taksim Hill’de düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı. 3 bin 776 katılımcı ile yapılan görüşmeler sonucu hazırlanan 993 sayfalık raporun sunumu HDP Milletvekili İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi Mağdurlar İçin Adalet Topluluğu Sözcüsü Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Adıyaman Üniversitesinden ihraç edilen Doç. Dr. Bayram Erzurumluoğlu tarafından yapıldı. Raporun sunumuna, HDP Milletvekili Hüda Kaya, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Siyasetçi Ufuk Uras, Yazar Oya Baydar, Gazeteci-Yazar Aydın Engin, KHK ile ihraç edilen Sosyolog Veli Saçılık ve KHK mağdurlarının da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.
HDP Milletvekili Gergerlioğlu, rapora ilişkin bilgiler verdi. Gergerlioğlu, Türkiye’nin son iki buçuk yılını özetleyen raporda elde edilen veriler ışığında, KHK ile ihraç edilenlerin ruh dünyasında üç önemli bulgunun ortaya çıktığını söyledi: Raporda görüşülen 3 bin 776 katılımcı, 'OHAL’in doğrudan mağdurları, mağdur yakınları ve doğrudan mağduriyeti olmayan bireyler' olarak üç ana kategoride toplandı. OHAL yalnız bir aileyi değil nesli tehdit eden, maddi ve manevi boyutlarıyla son derece önemli sorunlar çıkardı. KHK ile ihraç edilenlerin ruh dünyasında üç önemli bulgu açığa çıktı, şok hali, güvensizlik/paranoyaya varan şüphecilik ve öğrenilmiş çaresizlik. Bu sonuçlar tüm toplumu etkiliyor.
‘KOMİSYON TAMAMEN FİYASKO’
“OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu”nun çalışmalarını da eleştiren Gergerlioğlu, “Açılan davalardan takipsizlik ve beraat kararı aldıkları halde KHK mağdurlarının işe neden iade edilmediğini sorduğum komisyon başkanı, ‘Mahkemelerin kararları bizi ilgilendirmez’ dedi. Komisyon, Mehmet Altan ve binlercesine de yargılamaları devam ettiği halde, ihraç kararı verdi. İade ederken de reddederken de kabul yine hukuksuzluk. Tamamen fiyasko bir komisyon. 2 buçuk yıldır cadı avına uğrayıp da hukukun önüne çıkamayan insanlar var. Bir torbaya bir ton cadı atılmış” diye konuştu. Raporu hazırlarken derinden sarsıldıklarını ifade eden Gergerlioğlu, “İnsan gibi bir Adalet Bakanı bu raporu okuduktan sonra istifa eder” dedi.
‘DEMOKRATLIK ARTTI, MİLLİYETÇİLİK AZALDI’
Adıyaman Üniversitesinden ihraç edilen Doç. Dr. Bayram Erzurumluoğlu raporun sunumunu yaptı. OHAL döneminin, Orta Çağ’daki "cadı avını" anımsattığını söyleyen Erzurumluoğlu, “KHK’lerde 'damgala, yalnızlaştır ve işini bitir’ mantığı var” ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz yıl yayınlanan raporla bu seneki raporu karşılaştıran Erzurumluoğlu, mağdurların hâlâ güvensiz olduğunu belirtti. Erzurumluoğlu şöyle devam etti: OHAL doğrudan mağdur olmayanları bile fakirleştirdi. Mağdurlar ve yakınları arasında demokratlık artmış milliyetçilik azalmış. KHK ile işlerinden atılanların yüzde 70’i hakkında hiçbir şekilde soruşturma yürütülmemiş. Hamile tutuklular inanılmaz zulüm ve eza görüyorlar çünkü 'cadının çocuğu da cadıdır' mantığıyla yaklaşılıyor ve merhamet gösterilmiyor. KHK’lilerin yüzde 84’ü bu ülkede yaşamak istemiyor.
‘KHK İLE İHRAÇ EDİLENLERİN YÜZDE 70’İNE SORUŞTURMA AÇILMADI’
Erzurumluoğlu’nun özetlediği “2. Yılında OHAL’in Toplumsal Maliyetleri Raporu”na göre, KHK/OHAL ile işlerinden atılan kişilerin yüzde 99,64’ü, 15 Temmuz 2016 sonrasında muhatap oldukları adli veya cezai soruşturmalardan hiçbirisine 15 Temmuz 2016 öncesinde muhatap olmamış kişiler. Yani, 15 Temmuz sonrası mağdurlar aleyhine açılan idari/adli soruşturmaların tamamına yakını konjonktürel ve geçmişle bir bağı veya temeli bulunmayan soruşturmalardan oluşuyor. Rapordaki çarpıcı verilerden biri de KHK ile ihraç edilenlerin yüzde 70’i hakkında hiçbir şekilde soruşturma açılmamış olması. Rapora göre “masumiyet karinesi” prensibinin yok sayılması ile OHAL/KHK mağdurları “Kendi masumiyetlerini ispat” zorunda bırakıldı.
‘OHAL ÜLKEYİ MEGA BİR TOPLAMA KAMPINA DÖNÜŞTÜRDÜ’
OHAL’deki yargılama süreçlerine ilişkin de veriler sunan raporda, “OHAL ülkeyi birincil ve ikincil mağdurları açısından ‘kapalı ve/veya açık bir hapishane’ye veya mega bir ‘toplama kampına’ dönüştürdü. OHAL yargılamaları adil bir şekilde yapılmadı. Cadı avları ve cadı yargılamaları ile meşhur, Orta Çağ Avrupası, Engizisyon uygulamalarına benzer yargılama yaklaşımlarının sergilendi. Mağdurlar işledikleri iddia edilen suçlardan bireysel olarak suçlanmak ve bireysel olarak cezalandırılmak yerine aileleri ve/veya akrabaları ile birlikte ‘Toplu hedef gösterilme, toplu hedef alınma, toplu suçlanma ve toplu cezalandırma’ uygulamalarına da maruz bırakıldı. OHAL ve devamındaki süreçte, mağdurların ve yakınlarının hukuk, güvencesi, isş güvencesi ellerinden alındı. Çalışma ve yurtdısşı yasakları ile de açlığa mahkum edildiler.”
‘AÇLIĞA MAHKUMİYET’
OHAL ile birlikte “toplu suç ve toplu cezalandırma” uygulamalarına gidildiğini belirten Erzurumluoğlu rapordaki bulguları şöyle aktardı: OHAL’de ‘gözaltı ve/veya tutukluluk’ deneyimi yaşayanlarla ilgili olarak elde edilen veriler, kendilerine, gözaltında ve hapishanelerde, ‘Sistematik işkence’ uygulandığı yönünde. Ayrıca, tutukluların önemli bir kısmı yakınlarının ikamet ettikleri yerlerden, yüzlerce kilometre uzakta tutuldu. Bu durum, ailelere yarattığı ilave maddi külfetler yanında, çok sayıda trafik kazası veya kaza atlatma olaylarının da yaşanmasına sebep oldu. Belirli bir süre gözaltı ve/veya tutukluluk yaşadıktan sonra denetimli veya denetimsiz olarak serbest bırakılan mağdurlar veya takipsizlik alan mağdurlardan birçogğu için ‘Sivil ölüm’, ‘Sosyal güvencesizlik’ ve ‘Açlıgğa mahkumiyet’ uygulamaları da devam ettirildi. Bu uygulamaların devamında birçoğunun aile üyeleri ve akrabaları da işe alımlarda veya mesleki yeterlilik belgelerinin verilmesinde, ‘güvenlik soruşturması’, ‘mülakat’ gibi uygulamalarla mağdur edilerek bireysel suç ve bireysel ceza uygulamaları yerine, aileleri ile birlikte, ‘toplu suç ve toplu cezalandırma’ uygulama ve yöntemlerine maruz bırakıldı.
‘MAĞDURLARIN YÜZDE 83’Ü GİTMEK İSTİYOR’
Raporda, OHAL/KHK mağdurlarının, dayanma, ayakta kalma veya hayatta kalma güç ve yetilerinin her geçen gün zayıfladığı ve bu sebeple, yaşadıkları ağır mağduriyetlerin getirdigği travmalara dayanamayan çok sayıda mağdurun intihar ettiği yönünde veriler yer alıyor. Yine OHAL /KHK süreçlerinde yaşanan huzursuzluklar sebebiyle boşanmaların da ciddi oranlarda arttığı rapordaki bilgiler arasında. KHK/OHAL mağdurlarının çok önemli bir kısmının ‘eğitim sektörü’nde çalışan öğretmenler ve akademisyenlerden oluştuğunu anımsatan Erzurumluoğlu, “Ülkenin, ekonomisi, üretimi, rekabeti, eğitimi, bilimi, güvenligği ve sağlığı telafisi imkansız zararlar aldı. Yüksekokul ve üzeri okul mezunlarının Türkiye ortalaması yüzde 17 iken OHAL mağdurlarının yüzde 98,7’si yüksekokul ve üzeri okullardan, yüzde 25’i de yüksek lisans ve doktora mezunu. Rapora göre, bu kişilere ‘Türkiye dışına çıkmak fırsatı verilse’, yüzde 83,9’u, yabancı bir ülkeye gitmek ve orada yaşamak istiyor. OHAL uygulamalarının yüksek eğitimli kesimler arasına getirdigği moral ve motivasyon kaybı nedeniyle artık dünya sıralamalarında ilk 300’e girebilen bir tane bile üniversite kalmadıgğı gibi Türkiye kaynaklı tıp, mühendislik, fen bilimleri, sosyal bilimler vb. alanlarındaki tüm akademik çıktılar yüzde 30’a varan oranlarda azaldı.
Evrensel'i Takip Et