İspanya’da Atocha olayı: Emek savunucularını katlettiler
İspanya’da, silahlı faşişt bir grup 24 ocak 1977’de Atocha Caddesinde bulunan hukuk bürosuna yaptığı silahlı baskında 5 hukukçuyu katletti.
Fotoğraf: Wikimedia
Hilal ÜNLÜ
Gijon
Madrid’de, Atocha Caddesi 55 no’lu binanın ön yüzünde üzerinde şunlar yazan bir plaka dikkat çekiyor: Onlar bu binada özgürlük için çalıştılar ve onu savundukları için katledildiler. Javier Benavides, Serafín Holgado, Ángel Rodríguez, Javier Sauquillo y Enrique Valdevira.
İspanya’da diktatör Francisco Franco’nun (1975) ölümü ile ’80’lerin başlangıcı arasında İspanya’da devletin ve Franco yanlısı Triple A (Anti-comunist Apolistic Alianza) gibi bir dizi neofaşist grubun başvurdukları terör eylemlerinin baş gösterdiği ve Geç Frankizm (Postfranquizmo) diye isimlendirilen dönem. O sıralarda Triple A bir genci katletmiş, bunu protesto için yapılan bir gösteride de polisin attığı gaz fişeğinden bir genç kız yaşamını kaybetmişti. Bu nedenle gergin günler yaşanıyordu.
MADRİD BELEDİYE BAŞKANI MANUELA CARMENA BİR KAÇ DAKİKA İLE KURTULMUŞ
24 Ocak 1977 gece saat 10.30. Silahlı faşist bir grup, Atocha Caddesi’nde bulunan hukuk bürosuna silahlı baskın yaparak plakada adı geçen genç avukat, bir hukuk öğrencisi ve bir büro çalışanı olmak üzere beş kişiyi katletti. Bu olaydan avukatlar Miguel Sarabia Gil, Alejandro Ruiz-Huerta Carbonell, Luis Ramos Pardo y Dolores González Ruiz yaralı kurtuldu. Şu anda Madrid belediye başkanı ve olayın geçtiği hukuk bürosunun kurucularından olan Manuela Carmena, bir gündem değişikliği nedeniyle saldırıdan bir kaç dakika önce çıkmıştı bürodan. Avukatların tümü İşçi Komisyonları Sendikasının (CCOO) avukatları olup geneli İspanya Komünist Parti (PCE) üyesiydiler. Madrid’li işçiler için çalışıyorlardı; aynı zamanda da mahalle derneklerine danışmanlık yapıyorlardı. Olaydan bir gün önce özel yolcu taşımacılığı alanında gerçekleşen ve başarıyla sonuçlanan bir greve son verilmişti. Katliamın yapıldığı gece bu büroda bir grup emekçi ile toplantı yapılacaktı.
Büroyu kan gölüne çevirmişlerdi. Avukatlardan üçü anında, ikisi ise kısa bir süre sonra yaşamını kaybetmişti. Yaralılar hastanelere taşınmış, katliam haberi bomba gibi düşmüştü ülke gündemine.
FRANCO’NUN ÖLÜMÜNDEN SONRA SOLUN İLK KİTLESEL GÖSTERİSİYDİ
Baro tarafından hükümetle yapılan bir dizi görüşmeler sonucu sessiz, herhangi bir provokasyona meydan vermeyecek kitlesel bir cenaze töreni gerçekleştirildi. Bu tören, Franco’nun ölümünden sonra yapılan ve yüz binin üzerinde insanın katıldığı, solun ilk kitlesel gösterisiydi. Yine bu gösteride hayal bile edilemeyecek bir olay yaşandı: Güvenlik güçleri o zamanlar hâlâ illegal olan Komünist Parti üyelerine korumalık yaptı.
“İnsanların acısı gözlerinden okunuyordu. Çok etkileyici bir törendi” diyor saldırıya uğrayan avukatların olayın olduğu sırada Şili’de bulunan arkadaşları ve Komünist Parti Üyesi, Avukat Cristina Almeida. Almeida, “Ateşle oynuyorduk. Bunun farkındaydık. O nedenle olsa gerek Şili’den aradım onları ve dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyarıda bulundum.” Olayın yaşandığı ofise ilk giden o olmuş. “…Ortalık kan içindeydi. Javier Sauquillo’nun trençkotu, kağıtlar, giysiler…”
Elde çok fazla kanıt vardı; katiller yakalandılar ve yargılandılar. Katillerden José Fernandez Cerrá ve Carlos García Julia, 193’er yıl, Francisco Albaladejo Corredera 73 yıl ceza aldı. Fernando Lerdo de Tejada kaçtı; kız arkadaşı Gloria Herguedas ve Leocadio Jimenez Caravaca yalnızca silah bulundurmaktan ceza aldılar.
Carlos Garci Julia 14 yıl yattıktan sonra bir şartlı tahliye sonrası 1994’te ülkeden kaçtı. 1996’da Bolivya’da uyuşturucu ticareti yapmaktan hapsedildi. Buradan da kaçtı. 5 Aralık 2018 tarihinde bir Venezuela kimliği ile Brezilya’da ele geçirildi.
MAHKEMEDE DERİNE İNİLMESİNE İZİN VERİLMEDİ
Cristina Almeida, mahkemede sonuna kadar gitmelerine izin verilmediğini söyledi. “Hakim Gomez Chaparro isimli biriydi. Faşistlere ve sağcılara değil; ama siyasiler, demokrat ve komünistlere ceza vermeye alışkındı. Katliam sırasında büronun kapısında gözcülük yapan Fernando Lerdo de Tejado’nun Frankocu kimliğiyle ün salmış tanınmış Hukukçu, Politikacı ve Yazar Blas Pinar’ın yeğeni olduğunu öğrendik. Derinlemesine araştırmaya giriştiğimizde bizi engellediler. Hakim, Lerdo de Tejada’ya kardeşinin düğününe gitmesine izin verdi. Tejada bir daha dönmedi. Hâlâ ondan bir haber yok. “
Katillerin asla pişmanlık göstermediğini de belirten Almeida sözlerine şunları ekledi: “Hapishanede her yıl katliamın yıl dönümünü kutladılar. Hatta Fernando Cerra hapisten çıktığında katliamda, eşi Javier Sauquillo’nun üzerine battaniye atması sonucu olaydan yaralı kurtulan Dolores Gonzales Ruiz’i arayarak ‘Şimdi seninle mahkemede görüşeceğiz’ dedi.”
ÖLÜMLERİ ÖZGÜRLÜĞE KAPI AÇTI
Katledilen meslektaşlarını “Yaptıkları faydalı işten heyecan duyan, işçi hakları için çalışan” insanlar olarak betimleyen Madrid Belediye Başkanı Manuela Carmena, katledilen meslektaşlarının İspanya’da demokratikleşme sürecinde yeni bir döneme kapı açtığını belirtti.
Cristina Almeida, katledilenler için “Onlar pırıl pırıl gençlerdi. En büyüğü 30’una bile ulaşmamıştı. Barışçıl emekçileri savunuyorlardı” dedi. Olay olduğunda bir başka dernekte toplantıda olan kardeşi Paca Sauquillo ise tesellilerinin yoldaşlarının ölümlerinin İspanya’da özgürlüğe yol açmış, Komünist Partisinin aynı yıl nisan ayında legalleşmesine katkı sağlamış olması olduğunu söyledi. Sauquillo, katillerin demokrasinin önüne takoz koymaya çalıştıklarını; ancak tersine neden olduklarını açıkladı. Yine Almeida’ya göre demokrasiye geçiş, centilmenlik anlaşması ile mümkün olan bir şey değil; tüm yurttaşların verdiği güçlü bir mücadeleyle olanaklı olan bir şey.
Kaynak:
1.http://www.huffingtonpost.es
2.http://www.libertaddigital.com
3.https://www.muyhistoria.es
4. http://www.abc.es
5.http://www.publico.es
6. https://es.wikipedia.org