EMEP yerel seçimlerde ne yapacak?

Türkiye yerel seçime hangi koşullarda hazırlanıyor? Emek Partisi seçimlerde ne yapacak, seçimlere nasıl hazırlanıyor? YSK kararı ardından gelen “Tek adam ittifakına oy yok. İş, ekmek, özgürlük için birleşelim” çağrısı ne anlama geliyor? Tüm bu soruları ve fazlasını Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ile Gündem Özel’de konuştuk. Gürkan'ın değerlendirmelerinden öne çıkan bölümler şunlar:

"YSK keyfi şekilde 2 ilçedeki atamalarımızı tanımayarak seçime girme yeterliğimizi uygun bulmadı. YSK’nin kararı sadece teknik bir mesele değil; aynı zamanda siyasi bir tutumdur. Her alanda olduğu gibi siyasi yargı alanında da siyasi iktidarın sözcülüğünü yapan bir bürokrasi var.

Krizle işçi ve emekçilerin hak aramaktan uzak tutulduğu bir süreçte seçimlere gidiyoruz. Ekonomik krizle gelen zamlar halkın yaşamını oldukça zorlaştırdı. Bu gidişatın siyasi alana da yansıması var elbette.

Süleyman Soylu ‘Önceliğimiz düşünce ve ifade özgürlüğü’ diyor. Soylu bu açıklamayı yaparken, Afrin operasyonunu eleştirdiğim için benim hakkımda hapis cezası istendi. Sahte seçmen kayıtları, seçmen taşıma bilgileri... Bize kongre yapmadınız deyip, usulsüzlükler yapıyorlar.

Yerel seçimlere dönük tüm çalışmalar hak ve özgürlükler mücadelesi olacaktır. Biz seçimi demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak ele alıyoruz.

Biz işçi sınıfının siyasetini yapıyoruz. Ve işçi sınıfı siyasetinin önüne türlü türlü engeller konuluyor.

İktidar seçime sokmuyor diye siyaset yapma hakkımızdan vazgeçecek değiliz. İktidarın politikalarına karşı işçileri birleştiren bir siyaseti sürdürmeye devam edeceğiz.

Seçim pusulasında Emek Partisi yer almayacak belki ama Emek Partili bağımsız işçi emekçi adaylarla seçime gireceğiz. Demokratik yerel yönetimler için, emek ve demokrasi güçlerinin ortaklaştığı bir zeminde ortak adaylarla seçime girmeyi önemsiyoruz. Yerel yönetimler halkın yönetime katılmasının en yakın olduğu yerlerdir. Sosyal demokratından sosyalistine kadar en geniş kesimle ‘Nasıl bir yerel yönetim?’ tartışmasını yürütmeye çalıştık. Halkın yerel yönetimlere katılımı anlayışı çevresinde ortaklık sağlayabildiğimiz yerlerde emek ve demokrasi güçlerinin belirlediği adaylarımızla seçime gireceğiz. Partilerle ittifak şeklinde değil ama çeşitli halk ve demokrasi güçleriyle birlikte hareket etmenin yöntemlerini arıyoruz. Bizim ortaklaşma tartışması yürüttüğümüz platformda sendikalar, üretici örgütleri, kadın örgütleri; yani yerelin özgünlüğünü ifade eden kesimler bulunuyor.

Bölgede kimi yerlerde kayyım atama politikalarına karşı seçime HDP’yle birlikte gireceğiz. Birlikte giremediğimiz yerlerde HDP’yi destekleyeceğiz. Bugün yürütülen tartışmaların geldiği nokta itibariyle Dersim’de seçime HDP’yle birlikte gireceğimizi söyleyebiliriz.

Biz işçi ve emekçiler başta olmak üzere tüm toplum kesimlerinin kazanım için mücadele içerisinde olması gerektiğini söylüyoruz. Mesele, ‘Bize oy verin, biz hallederiz’ değildir. Yerel seçimlere demokrasi mücadelesinin bir mevzisi olarak hazırlanmamız gerekiyor. Mücadelenin olgunlaştığı ve başka bir seçeneği yaratabildiğimiz koşullarda elbette sandıkları işaret etmeyiz. Ancak bugün açısından böyle bir tablo yok. Seçim sonrası hükümet emekçilere daha fazla baskı uygulayacak. Bu nedenle bugünden yerel seçim çalışmasını mücadele platformuna dönüştürmemiz gerekir." (EVRENSEL WEB TV)