25 Ocak 2019 11:45

Adana Mutabakatı nedir, operasyon izni verdiği iddiası doğru mu?

Erdoğan, Adana Mutabakatı ile Suriye'ye tek taraflı müdahale hakkının olduğunu savunuyor. Peki gerçekten durum böyle mi?

Adana Mutabakatı nedir, operasyon izni verdiği iddiası doğru mu?

Fotoğraf: Sefa Karacan/AA

Türkiye ile Suriye arasında 20 Ekim 1998’de imzalanan Adana Mutabakatı, yıllar sonra siyasetin gündeminde.

PKK’nin Suriye topraklarını kullanarak “Türkiye’ye tehdit oluşturmasını” engellemeyi amaçlayan ve 2011’den bu yana fiilen uygulanamayan mutabakat, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından Moskova’daki toplantı sırasında Tayyip Erdoğan’a hatırlatılmıştı.

Erdoğan, o günden bu yana sık sık Adana Mutabakatı’nı dile getiriyor. Erdoğan son olarak Erzurum’da “Bizi birilerinin davet etmesine gerek yok, biz 1998'de Adana Mutabakatı'yla zaten bunu imza altına aldık. Bu imza Türkiye'nin herhangi bir olumsuz gelişmede o topraklara girmesinin önünü açıyor. Sınırlarımızın dibinde teröristleri ülkemizden korumaya değil, ülkemizi teröristlerden korumaya yönelik bir güvenli bölge ve tampon bölge tesisi sözünün birkaç ay içinde yerine gelmesini bekliyoruz. Bu güvenli veya tampon bölgeyi kesinlikle, aksi takdirde biz oluşturacağız” dedi.

ANLAŞMA NEYE İZİN VERİYORDU?

İddiaya göre 1998’deki anlaşma, Türkiye’ye Suriye topraklarında Suriyeli yetkililerin iznine gerek olmadan 5 kilometre derinlikte operasyon yapma yetkisi sağlıyordu.

Ancak mutabakat Ahmet Davutoğlu’nun dışişleri bakanı, Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu 2010 yılında “geliştirildi”. Bu değişiklik kapsamında adı da “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Terör ve Terör Örgütlerine Karşı Ortak İşbirliği Anlaşması” olarak değiştirildi.

İLGİLİ MADDE NASIL DEĞİŞTİ?

Yeniçağ Yazarı ve Eski Başbakanlık Basın Müşaviri Ahmet Takan, bu değişiklik kapsamında anlaşmanın içeriğinin de değiştiğini hatırlattı ve artık “Ankara Mutabakatı” olan anlaşmayla Türkiye’nin tek taraflı operasyon yapma hakkının kalmadığını belirtti.

Takan'a göre Adana Mutabakatı'nın yerini alan Ankara Mutabakatı'nda şu maddeler var:

"Taraflar, hiçbir terör örgütünün, özellikle PKK/KONGRA-GEL terör örgütü ve uzantılarının/yan oluşumlarının, kendi topraklarını kullanmalarına, güvenlik ve istikrarını bozmalarına, bu örgütlerin;

Kamp, eğitim merkezi ve diğer tesisler kurmalarına,

Militan toplama ve silah, patlayıcı madde, lojistik destek ve terörizmin finansmanı teminine,

Terörizmim finansmanı kapsamında kaçakçılık ve ticaret yapmalarına,

Eğitim ve propaganda faaliyetlerinde bulunmalarına;

Yasadışı sınır geçişi yapmalarına;

Diğer Tarafa ve üçüncü ülkelere militan, silah ve patlayıcı madde aktarmalarına,

Görsel ve yazılı basın faaliyetlerinde bulunmalarına;

Bu  faaliyetler için kaynak ve araç bulmalarına ve uygun ortam yaratmalarına müsaade etmeyeceklerdir.

Taraflar yukarıda bahsi geçen terör örgütleri mensuplarının, Taraflardan herhangi birinin topraklarını, diğer Tarafa ya da üçüncü bir ülkenin topraklarına geçiş maksadıyla kullanmalarına izin vermeyecek ve bunu engellemek için gerekli tüm tedbirleri alacaklardır."

Takan, yeni anlaşmada “Taraflar, yukarıda yer alan hususlar kapsamında, gerektiğinde ortak operasyonlar gerçekleştirme olanaklarını araştıracaklardır” denildiğini ifade ederek “Türkiye, Adana Mutabakatı'nda elde ettiği izinsiz operasyon yapma kazanımını da kaybetmiş, iş gerektiğinde olanak aramaya bırakılmıştı” ifadesini kullandı.

"MUTABAKATIN HİÇBİR MADDESİ TÜRKİYE'YE GÜÇ KULLANMA YETKİSİ VERMİYOR"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AHaber'e verdiği demeçte, Adana Mutabakatı'nın, Suriye'nin taahhütleri yerine getirmemesi durumunda Türkiye'ye askeri müdahale hakkı tanıdığını öne sürdü. Çavuşoğlu, bu mutabakatın Moskova tarafından niye gündeme getirildiği sorusuna ise "Putin'in Türkiye müdahale edebilir anlamında söylediğini düşünüyorum, bu da olumlu" sözleriyle yanıt verdi.

BBC Türkçe'den Serkan Demirtaş'a konuşan yetkililere göreyse Adana Mutabakatı'nın hiçbir maddesi doğrudan Türkiye'ye güç kullanma yetkisi tanımıyor: "Aslında doğrudan müdahaleyi içeren bir maddeye de gerek yok. Suriye'nin bu mutabakata uymaması durumunda Türkiye, BM Şartı'nın 51. Maddesi de olmak üzere uluslararası hukuktan kaynaklanan birçok hakkı kullanabilirdi. Bu metnin asıl önemi, Suriye'nin PKK'yı ve uzantılarını terörist olarak tanımlaması ve Türkiye'ye taahhütte bulunmuş olması." (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et