27 Ocak 2019 15:01

İSG uzmanları işsiz, işçiler ölmeye devam ediyor

"İş kazaları azalsın isteniyorsa iş sağlığı ve güvenliği çalışanlarının istihdamı genişletilmeli; bağımsız, verimli çalışma koşulları sağlanmalıdır."

Fotoğraf: İSG-SEN

Paylaş

İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası (İSG-SEN), illerde yaptığı açıklamalarıyla, “Ülkemizde iş kazaları azalsın isteniyorsa, iş sağlığı ve güvenliği çalışanlarının istihdamının genişletilmesi, bağımsız ve verimli çalışma koşullarının sağlanması gerekmektedir” dedi.

Türkiye’de her yıl 2 bine yakın işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği belirtilen açıklamada, “Binlerce insan sakat kalıyor ve yüzlerce işçi, çoğu tedavi edilemeyen meslek hastalıklarına yakalanıyor. İş kazalarının sorumlusu iş sağlığı ve güvenliği çalışanları değildir. Tıpkı hastalıkların sebebinin doktorlar olmadığı gibi. Ancak, ülkemizde iş kazaları azalsın isteniyorsa, iş sağlığı ve güvenliği çalışanlarının istihdamının genişletilmesi, bağımsız ve verimli çalışma koşullarının sağlanması gerekmektedir.” denildi.

2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun o günden bu yana yapılan ertelemeler nedeniyle tam manasıyla yürürlüğe giremediğine dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Gelinen noktada az tehlikeli sınıf olarak adlandırılan ve sayısı bir milyonu aşan işyerleri hala iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini tam manası ile alamamaktadır. Aladağ yurt yangınında kaybettiğimiz 11 öğrencinin acısı hâlâ taze iken ‘az tehlikeli’ diyerek kategorize edilen yurt, pansiyon, otel, okul, misafirhane, büro-ofis vb gibi işyerlerinde her gün kazalar yaşanmakta ve insanlarımız buralarda mağdur olmaktadırlar. Bilindiği üzere, kamu alanlarının iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları 2020 yılına ötelendi. Özel sektördeki tehlike ve riskler aynı işlerin yapıldığı kamu da neden ve niçin göz ardı ediliyor? Neden erteleniyor?​”

50 kişiden az çalışanı olan işyerlerinin ‘az tehlikeli’ olarak adlandırıldığı ve iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin verilmesinin birkaç saatlik eğitim ile işverenin kendisine bırakıldığı vurgulanan açıklamada, “Kendi kendini denetleyebilen bir mekanizma çalışır mı? İşveren, kendi kendine eksikliklerini tespit edip düzeltebilir mi? Sayıları 70 bin olan C sınıfı iş güvenliği uzmanı meslektaşlarımızın şu an için hizmet verebileceği iş yerleri daralmıştır. Meslektaşlarımız neredeyse  işsiz bırakılmıştır. Ülkemizde şu an 10 binden fazla öğrenci iş sağlığı ve güvenliği bölümlerinde okuyor. Mezun olduktan sonra bir sürü paralar harcayarak tekrar eğitim alıp sınava girecekler ve alabilecekleri C sınıfı belge ile yine de çalışamayacaklar çünkü iş alanları yok edildi. Her sınav döneminde 100 bin kişi iş güvenliği uzmanı olabilmek için sınava giriyor ve her geçen gün iş alanları biraz daha azalıyor. İnsan hayatının pazarlığı olur mu? Birilerimizin babası, evladı, kardeşi olabilecek çalışanlarımızın hayatını herkes den fazla düşünen bu meslek grubuna gereken önem artık verilmelidir. Bırakın meslektaşlarımız işini yapsın. Bunun için de acilen önlemler alınmalıdır” ifadeleri yer aldı.

Açıklamada talepler şu şekilde sıralandı:

  •  Kamuda ve özel sektörde artan iş kazalarının durdurulması isteniyorsa İSG çalışanlarının istihdamı ertelenemez veya işverenlerinin eline bırakılamaz.
  •  Üniversitelerde iş sağlığı ve güvenliği alanında gereğinden fazla bölümler açılıp, binlerce mezun verilmesi bu sektörün çalışan sayısını arttırmış ve yeni istihdam alanları ihtiyacını doğurmuştur. İhtiyaçtan fazla bölümler açılmamalı, açılacaksa bile yeni iş alanları oluşturulmalıdır. Az tehlikeli işletmelerin tamamında iş güvenliği hizmeti mecburiyeti getirilmelidir.
  •  İş kazası yaşanmayan işyerlerine yönelik teşviklerin verilmesi sorunumuzu çözmemektedir. Proaktif bir yaklaşım olan iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alan firma ile almayan arasında bir fark ortaya konulmalıdır. İSG hizmeti almayan firmalara denetlemeler sonucunda idari yaptırım uygulanmalıdır. Bu adım İSG sektöründe ki işsizliği de önleyecektir.
  •  50’den az çalışanı olan az tehlikeli iş yerlerinde İSG hizmeti alınması işverenin eline bırakılamaz. C sınıfı iş güvenliği uzmanlarının çalışma alanı bu adımla iyice daraltılmıştır. Derhal az tehlikeli sınıfta meslektaşlarımızın çalışma alanı genişletilmelidir. Eğitimli, donanımlı, bilgili, sertifikalı meslektaşlarımız tarafından verilecek rehberlik ile tehlike ve risklerin kontrol altına alınması sağlanmalıdır. Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta tam zamanlı istihdam edilen iş güvenliği uzmanın yanında İSG teknikeri (lisans,önlisans mezunu) ve C sınıfı iş güvenliği uzmanı meslektaşlarımızın da istihdam edilmesi mutlaka sağlanmalıdır.

(HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Genel-İş İstanbul 2 No’lu Şube, genel kurulunu tamamladı

SONRAKİ HABER

CHP'de PM toplantısında belli olan belediye başkan adaylarının listesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa