29 Ocak 2019 12:39
Son Güncellenme Tarihi: 29 Ocak 2019 15:42

Mersin’de emek ve demokrasi güçlerinden yerel yönetim deklarasyonu

Aralarında CHP, HDP, ÖDP, EMEP ve Halkevlerinin bulunduğu Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, halkçı bir yerel yönetim için deklarasyon yayınladı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Emek Demokrasi Platformu, Mersin’de yerel seçime ilişkin demokrasi güçlerinin birkaç aydır yürüttüğü tartışmalar sonucu yerel yönetime ilişkin sonuç deklarasyonunu açıkladı.

Mersin Emek ve Demokrasi Platformunun bileşeni olan CHP, EMEP, HDP, ÖDP ve Halkevi başkanlarını katılımıyla “Demokratik halkçı bir yerel yönetim için birleşelim” diyerek açıklanan deklarasyona DİSK, TÜRK-İŞ ve KESK’e bağlı sendika şube başkanlarının yanı sıra çok sayıda kitle örgütü ve yöre derneği temsilcisi katıldı.  

İmza öncesi, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mersin Şubesi'nde yapılan toplantıda, platform adına Mersin Tabip Odası Mersin Şube Başkanı Mehmet Antmen açıklama yaptı. 

Antmen, “17 yıldır ülkeyi kutuplaşma, kaos ve krizle yöneten AKP’nin kaybetmesi önemlidir fakat seçimden sonra da aynı politikalara başvuracak AKP karşısında halk güçlerinin birleşerek hem ilinin, ilçesinin hem de ülkesinin geleceği için güçlü bir irade ortaya koyması daha da önemlidir” dedi. Antmen "Baskılara karşı yaşanan bu süreci birleşerek aşacağımıza inanıyoruz" dedi. 

“BİRLİKTE ÇALIŞIRSAK MUTLAKA KAZANACAĞIZ”

Demokratik halkçı bir belediyecilik talep ettiklerini ifade eden Antmen, “Emek demokrasi güçleri ile hep birlikte çalışırsak mutlaka kazanacağımıza inanıyoruz” dedi.  Antmen, “31 Mart yerel seçimlerine giderken bir yanda ‘Mersin’le ilgili hayallerimiz bitmiş değil’ diyen mevcut belediye başkanı diğer yanda ise ‘Mersin’i marka yapacağız’ diyerek Toroslar ilçesinden Büyükşehir'e aday gösterilen kişilere emanet edilemeyecek kadar önemli bir kenttir Mersin. Yerel yönetimleri projecilik olarak sunan bu anlayış karşısında halkın gündemini yerel seçimlere taşımak, demokratik ve halkçı bir yerel yönetim anlayışını seçenek olarak halkımıza sunmak, emek ve demokrasi güçleri için vazgeçilmez önemdedir” ifadelerini kullandı. 

“BİRLEŞMEKTEN BAŞKA ÇAREMİZ KALMADI”

Basın açıklaması sonrası görüşlerini aldığımız kurum temsilcilerinden SES Mersin Şube Eşbaşkanı Yılmaz Bozkurt: “31 Mart’ta, Mersin halkından kendilerinin yönetime katılabileceği bir belediyecilik için oy isteyeceğiz. Şehrimiz son 5 yıldır farklı bir anlayışla yönetilmektedir. Mersin’in beton olmasını istemiyorsanız halkın belediyelerde yönetim kadrolarına katıldığı, karar süreçlerine katıldığı ve birlikte yönettiği bir belediyecilik için gelin birlikte davranalım. Gün birlikte mücadele etme günüdür. AKP ve Cumhur İttifakına karşı bütün halkın bir araya gelme günüdür. Birleşmekten başka çaremiz kalmadı. CHP, EMEP, HDP, ÖDP, Halkevleri ve meslek örgütleri ile sendikalar, kitle örgütleri bu deklarasyona imzasını attı. Bizim gönlümüzden geçen Cumhur İttifakı karşısında bütün demokratik güçler olarak bir araya gelerek bu ittifakı geriletmektir. Çünkü AKP tek adam yönetiminin, bu ülkeden gitmesi gerekiyor. İnsanların demokrasiye barışa ve kardeşliğe ihtiyacı var. Gelin birlikte davranalım. 31 Mart’ta gereğini yapmazsak bundan sonra hayatımız daha da zorlaşacak ve yaşam alanlarımıza dünden daha fazla müdahale edilecek. Buna izin vermemeliyiz. Mersin’de yaşayan bütün kesimleri Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Alevi Sünni tüm kesimleri  birlikte davranmaya davet ediyorum" 

TÜMTİS: SENDİKA OLARAK BİZE DE SORUMLULUK DÜŞÜYOR

TÜMTİS Mersin Şube Başkanı Savaş Gürkan: “Zaten Mersin’de sadece siyasi partilerin değil, sendikaların, meslek odalarının, demokratik kitle örgütlerinin, yöre derneklerinin bulunduğu geniş bir kurum temsilcisinin bir arada olması, yerel seçimlere dair nasıl olması noktasında izleyen değil, direk önerilerini taleplerini dile getirmesi  ve bunun takipçisi olması önemli. Biz de bunu emek ve demokrasi platformu olarak takipçisi olacağız. Tek başına açıklamanın yapılması değil, gerçekten bunun mahallelerde işyerlerinde geniş emekçi yığınları içerisinde işçiler arasında tartışılması bu yapılan açıklamayı daha da güçlendireceğini düşünüyorum. Bu konuda da biz sendika olarak üzerimize düşen görevleri yapacağız. Tabi ki bu açıklamaya katılarak imza koyan partilerde bugün bir sorumluluk almış durumdalar. Sadece bu iş sendikalar ve emek örgütlerinin görevi değil. Bundan çok daha fazla böyle bir iddianın bu taleplerin altına imza partilere çok daha fazla sorumluluk düşüyor. Altını imza attığı taleplerin ya da diğer şeylerin gereğini yerine getirmek sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Birlikte davranmak onların sorumluluğu tabi ki, bizde sendikalar olarak bu işin takipçisi olacağız. Ama bundan daha da önemlisi partilere büyük sorumluluk düşüyor." 

DİSK: BU KENT ORTAK YÖNETİLMELİ

DİSK Genel İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy: “Biz yıllardır Emek ve Demokrasi güçleri olarak bu kentin demokratik bir şekilde yönetilmesine yönelik her zaman çabalarımız olmuştur. Ama bu iki aydır ciddi bir çalışma içine girdik. Emekten demokrasiden yana siyasi partilerle de bir görüş alışverişinde bulunduk ve bunlarla bir deklarasyon hazırladık. Dedik ki bu kentin ortak yönetilmesi, ortak yaşamı, çok dilli, çok inançlı ve çok kültürlü bir kent olan bu kentin birliğinin korunması adına bir yönetim biçimi oluşturulması gerekiyor. Halkların taleplerine isteklerine cevap bulabilmesi için yerel meclislerin kurulmasıyla beraber halkı da ortak edelim diyerek bir çaba harcandı. Ve bu harcanan çabayla emek demokrasiden yana partilere geldi dedi ki siz bunu kabul ediyorsanız ve onay veriyorsanız deklarasyonun altına imza atın dedik. Ve bu basın açıklamasında emekten demokrasiden yana partiler CHP, EMEP, HDP, ÖDP ve Halkevleri imza attılar. Buna imza atmak, bu sorumluluğu almak ve seçimde de birlikte çalışmak demektir. Bu görevin üstlenilmesini takip edeceğiz. Bu siyasi partiler aynı zamanda emek ve demokrasi platformunun bileşenleridir. Bu platformun bileşenleri bu görevin takipçisi olmakla birlikte bu deklarasyonun hayata geçmesi için de mücadele edecektir. Bundan sonra partiler imzaladıkları bildirinin arkasında durması gerekiyor. Emek ve demokrasi platformu birleşerek çok güzel bir platform oluşturdu. Bu şekilde olması umarım seçim sonucuna da yansır. Umuyorum ki birlik beraberlik içerisinde kazanırız ve güzel günler görürüz."

CHP: HALKIMIZ GÜÇ BİRLİĞİNİ ARZU EDİYOR

CHP İl Başkanı Adil Aktay: "Ciddi bir çalışma yapıldı. Ama bunu isteyen halk. Yani diğer partilerin ve kentin dinamiklerinin tabanı ve CHP dahil sosyal demokrat ve sol partilerin tabanı yani halkımız böyle bir şeyi arzu ediyor. Güç birliği. Evet değişik renkler ve görüşler var fakat ortak paydamız demokrasi. Biz bunda birleştik. Kentin geleceği Türkiye’nin geleceği için. Bu iş birliği daha da büyüyerek devam edecek ve bir çekim merkezi olacak. Halktan bir talep geldi. Ortak bir sorun ve bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Bütün bileşenler bu konuda yoğun çaba harcadı. Ve güzel bir şekilde noktalanmalı. Elbette kentin dinamikleriyle koordineli olarak bütün emek ve demokrasi platformunun bileşenleriyle birlikte bu yerel seçimi götüreceğiz. Ortak hareket edeceğiz. Sayın sözcümüzün belirttiği gibi burada ilkeler etrafında birleştik. Bu da demokrasinin açılımıdır. Yerel yönetim anlamında bir dizi ilkeler geniş halk kitlelerinin yoksul kesimin küçük orta boy işletmecilerin sorununu çözecek bir yerel yönetim anlayışıyla halkçı sosyal bir belediyecilik ilkeleri etrafında bir araya geldik. Bunu hayata geçirebilmek için örgütlü bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Hiçbir olumsuzluğa, söylentilere müsaade etmeden bu seçimi alacağız. Mersin'de yerel ittifak halkın olacaktır."

HDP: BU ÇABAYI DEVAM ETTİRMEK GEREKİYOR

HDP İl Başkanı Mustafa Işık “Öncelikle bizim de bileşeni olduğumuz emek ve demokrasi platformunun çabasını kutlamak gerekiyor. Ortada büyük emekler var. Hepimizin amacı aynı. Kent insanımızın taleplerini karşılayabilmek, bu seçimle demokratik bir kent ve halkçı bir belediyecilik konusunda belli bir noktaya getirmek ve bizim de çabamız bu. Dolayısıyla farklı söylenebilecek çok bir şey yok. Bu metnin içeriği oldukça ifade ediyor ne yapmak istediğimizi. Bunun daha gelişkin sonuçlara gideceğini umuyoruz. Biz de bunun çabasındayız. Emek ve demokrasi platformunun bir çalışması var ve burada bulunan partilerin bunun karşısındaki tutumları sevindirici. Bu çabayı devam ettirmek gerekiyor."

EMEP: MERSİN HALKI BU OLUŞUMU DESTEKLEMELİ

EMEP Mersin İl Başkanı Mehmet Taşçı “Emek Partisi olarak çok önceden bir çalışma başlattık. Hazırlamış olduğumuz bir broşürle beraber ilimizde bulunan siyasi partileri, isçi ve emekçi sendikalarını, yöre derneklerini, yaklaşık kırka yakın kurumu ziyaret ederek 'Nasıl bir belediyecilik istiyoruzu' tartıştırdık. Ve bu çalışmamızı Emek ve Demokrasi Platformu'nun gündemine taşıdık. Tek adam, tek parti sistemine karşı ülkede ve kentimizde demokrasi güçlerinin birleşerek ortak bir program ve demokratik bir ittifakla seçimlere girilmesinin çalışmasını yürüttük. Bugün yapılan basın açıklaması demokrasi güçlerinin birliği açısından önemli bir adım. Rantçı bir belediyecilik değil, halkçı bir belediyecilik için üzerinde mutabık olduğumuz bir programı bugün basın ve kamuoyuyla paylaştık. Bundan sonraki çalışmalarımızı da üzerinde mutabık kaldığımız bu program çerçevesinde birleşerek hayata geçirmek için üzerimize düşeni yapacağız. Halkçı bir belediyecilik için tüm Mersin halkımızı pratik mücadelenin içerisinde olmasını ve yerel seçimler için birliğe dönüştüreceğimiz bu oluşumu desteklemesini önemsiyoruz.”

EĞİTİM SEN: ÖRNEK BİR ÇALIŞMA

Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu “Mersin gibi bir kentte oldukça iddialı olan iki önemli partinin CHP ve HDP’nin bu bildirgeyi hazırlanıp açıklanmasına kadar bu denli sahiplenmesi içinde yer alması oldukça önemli bir gelişme. Yine sosyalist güçlerin, partilerin EMEP'in ÖDP'nin Halkevlerinin ve sayabileceğimiz birçok siyasi çevrenin hazırlığında bu tablonun ortaya çıkışındaki emekleri de gerçekten yadsınamaz. KESK, DİSK, Türk İş’e bağlı sendikaların buna destek veriyor olması önemli bir tablo. Bunun Türkiye gündemini de etkileyeceğini, örnek bir çalışma olabileceğini daha sonraki seçimlerde böyle yolun izlenmesi gerektiğini ve buradan demokrasi güçlerinin zaferle çıkacağına inanıyoruz. Emek ve demokrasi güçlerinin kazanıldıktan sonra da bu bildirge altına imza konulan iradeleri denetleyeceğini bizzat çalışmalarına içine müdahil olabileceğini düşünüyoruz. Bunun örnek bir gelişme olduğunu belirtebiliriz. Türkiye'de bir AKP-MHP ittifak bloğunun oluşturduğu gerici bir iktidar var. Faşist politikalara varan uygulamalarla otoriter bir rejim inşa ediliyor. Bu iktidarın uygulamalarından etkilenen bütün güçler aslında bugün burada bulunan emek ve demokrasi güçleri. Sendikalar olumsuz etkileniyor, grevler yasaklanıyor, işçilerin hakları elinden alınıyor, kamu emekçileri büyük bir baskı altında ve ihraçlarla karşı karşıya. Demokrasi mücadelesi içerisinde zaferle elde edilmiş yerel yönetimlere kayyım atanıyor, oradaki çalışanlar işinden atılıyor ve halkın iradesi yok sayılıyor. Bugün dünyanın herhangi bir yerine ilişkin herhangi bir konu olduğunda "Halkın seçtiği insanı tanırız" diyen iktidar, kendi ülkesinde seçimle gelen insanları bir gecede, bir kararnameyle kayyımlar atayarak halkın iradesine el koyuyor. Daha sayabileceğimiz birçok olumsuzluk var. Şimdi buradaki güçler bu durumda gerek kamu emekçilerinin sendikaları, gerek işçi sınıfının sendikaları, gerek demokrasi çalışması içerisinde yer kültür derneklerinden tutalım, değişik varyasyonlardaki derneklere kadar bütün bu bileşenler, bir siyasi parti olmasalar bile aynen bu deklarasyonun hayata geçebilmesi için bir seçim çalışması yürütecekler. (Mersin/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Barış akademisyenleri davası: Ara karar bozuldu, dosyalar birleşti

SONRAKİ HABER

Theresa May, Brexit müzakerlerini yeniden başlatmak istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa