Kimya: Kısa Bir Giriş
Peter Atkins'in "Kimya:Kısa Bir Giriş" kitabına yakından bakıyoruz.
![Kimya: Kısa Bir Giriş](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/130045.jpg)
İLGİLİ HABERLER
![Ginko’nun dalları uzanıyor](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/122424.jpg)
Ginko’nun dalları uzanıyor
![Ginko’nun toprağa atılan tohumlarından: Yaşamımdan Notlar](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/119169.jpg)
Ginko’nun toprağa atılan tohumlarından: Yaşamımdan Notlar
Buket DEMİR
Yıldız Teknik Üniversitesi
Üniversitelerde kimya ile ilgili bölümlerin ve derslerin kült haline gelmiş ders kitaplarının yazarı olan İngiliz kimyacı ve akademisyen Peter William Atkins’in 2015 yılında yazdığı kimya biliminin kısa ama kapsamlı bir özetini sunan “Kimya: Kısa Bir Giriş” adlı popüler bilim kitabı 2018 yılında Ginko Bilim ile Türkçeye kazandırıldı.
Atkins, “Kimya: Kısa Bir Giriş” kitabında dünyanın temel kavramlarının kimya ile nasıl kavranabileceğini geniş kitlelere anlatmaya çalışmakta. Kitap bu yüzden oldukça sade ve açıklayıcı bir anlatıma sahip. Okuyan herkesin kimya bilimine dair az çok fikir edinebildiği bir nevi Kimya 101 dersi niteliğinde.
Atkins, genel olarak kimyanın kökenlerinden başlayarak diğer disiplinler ile olan sıkı ilişkisini de atlamadan, kimyanın can damarı atomlar ve molekülleri, kimyanın temel alt dallarını, enerji ve entropi kavramlarını, kimyasal reaksiyonları, laboratuvarlarda kullanılan kimyasal teknikleri, kimyanın gelişimini ve başarılarını, aynı zamanda neden olabileceği tehlikeleri, son olarak da kimyanın geleceğini konu ederek kitabı bitirmiştir.
RENKLER KİMYANIN HEDİYESİ
Kimyanın birçok açıdan hayatımızı kolaylaştırdığını, modern dünyanın altyapısını oluşturduğunu, gündelik hayatımızda kullandığımız her maddenin kimyanın bir parçası olduğunu söyleyebiliriz. Detaylandıracak olursak; canlılığın temeli olan su, klor elementi ile saflaştırılıp patojenlerinden arındırılarak ortak yaşamı mümkün kılar. Klor, şehirlerin varlığını sürdürebilmesinde başlıca etmendir. Tuzlu sudan, okyanuslardan içme suyu elde etme savaşının ön cephesinde hep kimyacılar vardır. Kimyanın insanlığa verdiği hediyelerden biri de renktir. Canlı renkler bir zamanlar, bir deniz salyangozu türünün mukusundan çıkarılan Tire moru gibi doğal renkleri satın almanın maliyetine gücü yeten zenginlerin ilgi alanıydı. Sadece zenginlerin canlı renklerden oluşan giysilere sahip olabildiği bu vahşi renk elde etme metodu kimya ile aşıldı. Kimyayı ve kimya endüstrisinin ortadan kaldıracak olursak metalleri, inşaat malzemelerini, hesaplama ve haberleşmenin kalbi yarı iletkenleri, yakıtları, enerji üretimi ve iletimini, giysi, ilaç, renk ve daha birçok şeyi de ortadan kaldırmış oluruz. Hiçbir kimya ürünün olmadığı bir dünya düşünecek olursak Taş Devri’ne geri dönmüş oluruz kabaca.
BİLİMİN KİM TARAFINDAN, NE İÇİN VE HANGİ AMAÇLA YAPILDIĞI SORUNU
Kimya biliminin önemini ve gerekliliğini bir kenara bırakacak olursak Atkins’in de kitabında yer verdiği kimyanın kötü şöhretine gelelim. Kimyanın Sanayi Devrim’i ile birlikte gelişimini göz önüne alacak olursak, kimya kelebeklerin uçuştuğu yemyeşil çayırlara felaket getiren, dupduru gölleri zehirli bataklıklara çeviren, rüzgârın kokusunu ve yağmurdan sonraki toprağın kokusunu keskin kokulu atık gazların aldığı kısaca canlılığı mahveden bir konuma geldi. Bu sorunu kimyacıların dikkatsizliği veya doğaya olan nefreti vs şeklinde açıklamaya çalışmak yanlış ve komik olur. Bu sorunların temel sebebi kapitalist üretim ilişkileri ile çevrelenmiş tesislerinin sadece ne kadar kar edeceğini hesaplamasıdır. Çevreye ve canlılığa verdiği zarar pek de umurlarında değildir. Ayrıca kimya insanlığın yararına ürettiği birçok maddenin yanı sıra insanlığa zarar verme ve öldürme olanağı sağlayan patlayıcı ve silahların da üretimine imkân sağlar. Bu noktada bilimin kim için, kim tarafından ve hangi amaçla yapıldığı sorunu karşımıza çıkmakta. Doğaya ve canlılara faydalı olmak için bilim yapan bilim insanları canlılığın yaşam hakkını ve doğal yaşamın sürdürülebilirliğini savunur.
Unutmamak gerekir ki doğayı karşısına alanlar her zaman kaybederler!
KİTAPTAN…
Eğer bir atom bir futbol stadyumu ebadına büyültülebilseydi, çekirdek bu stadyumun merkezindeki bir sineğin büyüklüğü kadar olurdu.Elektron almış (anyon) veya vermiş (katyon) atomlara iyon denmektedir. Anyon ve katyonlar zıt yüklü olduklarından birbirlerini çekerler, bu zıt yüklü iyonlar bileşik oluştururlar. Sofra tuzu buna örnektir. İyonlar söz konusu olduğunda yıldızlar arasında bir Atlas gibisinizdir. Çünkü tek bir tuz tanesini elinize aldığınızda, görünür evrendeki yıldızlardan daha fazla iyonu tutmaktasınızdır.Kimyasal reaksiyonların hızını arttıran maddelere katalizör denir. Katalizör Çincede “çöpçatan” anlamına gelir. (Vücudumuzun katalizörleri enzimlerdir.)Kimyacılar, atomları partnerlerini değiştirmek için ikna etmeye çalışmaktadırlar.
Kitabın sonunda periyodik cetvele de yer vermeyi unutmamış yazar!
Evrensel'i Takip Et