Bir dönem biterken liseler
Liseliler içinde “çözüm nerede?” sorusunun uğultusunu ortak taleplerimizce birleştirmek ve bir haykırışı örgütlemek de bize kalıyor.
Umut VURAL
Elazığ
Liselerde birinci dönemin bitmesiyle birlikte tüm öğrenciler karnelerini aldı. Liseliler açısından kitaplara harcanan paradan, geçilmesi gereken sınavlara kadar birçok sorunla bir dönemi geride bıraktık. İkinci dönemde ise bu sorunlar peşimizi bırakacak gibi görünmüyor. Liseliler için tek sorun ekonomik sıkıntılar değil. Tüm bu külfetin tesellisini rahat bir gelecek umuduyla sağlayan öğrenciler için sonuç hiç de öyle gözükmüyor. Her yıl katlanarak artan “genç işsizlik oranını” arkamıza aldığımızda geleceğimizin biz gençler için daha da zor olacağı söylenebilir. Her geçen gün azalan “iş garantili bölüm” sayısı gençleri erkenden programlanmış bir sınav hazırlığına itiyor. Dershaneler, özel hocalar, rehberlik servisleri arasında mekik dokuyan öğrenciler için rahat bir nefes fırsatı gittikçe azalacak. Bir yanıyla da her geçen gün artan üniversite sınavlarındaki başarısızlık oranı, üniversite mezunu işsizler ordusu liseliler içerisinde görünür bir kaygı uyandırıyor.
Her yıl değişen, her yeni milli eğitim bakanıyla düzeltileceği söylenen müfredat ve sınavlar bir kısır döngü halinde ilerliyor. “Adrese dayalı sistem” herhangi bir liseye yerleşemeyen öğrencilere imam hatipler ve özel okullar arasında bir tercih sunuyor. Kısaca piyasa merkezli eğitim sistemi öğrencilere özel öğretim kurumlarını dayatıyor. 4 yıl önce sayısı 6 bin olan özel okul sayısı 11 bine çıktı.
KENDİ GELECEĞİNİN İNŞASI
Her yıl değiştirilen müfredat, dayatılan neoliberal politikalar, muhafazakâr bir nesil yetiştirme, paralı ve bilimsel olmayan eğitimden muzdarip olan gençlerin çözüm bulması gerekiyor. Peki, ne yapmalıyız? AKP hükümeti kendi politikalarının yürütücülüğünü yapan okul idareleriyle birlikte gençlerin kendi sorunları etrafında birleşmesinin, öğrenci kitlelerini tek tipleştirmek yerine özgür ve bilimsel bir eğitimin savunuculuğunu yapmanın her türlü yolla önünü kapatmaya çalışıyor. Bize de bu noktada kendi geleceğimizin inşasını başka ellere bırakmamanın gerekliliği kalıyor. Liseliler içinde “çözüm nerede?” sorusunun uğultusunu ortak taleplerimizce birleştirmek ve bir haykırışı örgütlemek de bize kalıyor.