1 Şubat 2019 00:23
/
Güncelleme: 10:15

Ercüment AKDENİZ
Ordu

Fındık kenti Ordu’da yoksullaşma “Rus pazarı”nda da kendini hissettiriyor. Hediyelik eşya dükkanlarının sıralandığı pazar yeri, haftasonu olmasına rağmen bomboş.

Esnaf Hüsamettin Saylan bizi dükkanında ağırlıyor. Kendisi aynı zamanda Sahil Esnaflarını Koruma ve Kalkındırma Derneği Genel Sekreteri. Dolayısıyla esnafın sorunları kadar ekonomiyi de yakından takip ediyor. 

Buraya “Rus pazarı” denmesinin bir nedeni var: Rusya ve Kafkas ülkeleri ile geçmişten bugüne yapılan bavul ticareti. 1990’lı yıllarda kapitalizme kapıları sonuna kadar açan Gorbaçov ve Yeltsin iktidarları, ülkeyi hepten yoksulluğa sürükledi. Halk elde ne varsa satmaya başladı. O dönem bavul ticaretinin de zirve yaptığı yıllardı. Bavullarını dolduran insanlar, kısa süreli vizelerden de yararlanarak, yüklendikleri eşyaları İstanbul’da, Karadeniz kentlerinde satmaya başladı. Aynı şekilde, ucuz hediyelik eşya için Rusya’ya giden Türkiyeli esnaf sayısı da hızla artmaya başladı.

Hüsamettin Saylan o dönemi şöyle anlatıyor: “Gürcistan’a gittim orak çekiçli pullar almak için. O zaman Türkiye’de pul ve rozetler çok satıyordu. Gürcü parası TL karşısında çok zayıftı. Öyle olunca çok az bir parayla epey eşya aldığımı hatırlıyorum. Ama şimdi o durum yok.”

‘ESNAF NE YAPSIN, HALKIN ALIM GÜCÜ YOK’

Rus Pazarında işler kesat.  30 senelik geçmişi boyunca en sıkıntılı dönemini yaşıyor esnaflar. 

“Günü siftahsız kapatıyoruz” diyor Saylan ve şunları ekliyor: “Gürcü parası, Rus parası toparlandı, bizim için eski avantajlı durum kalmadı. Üstelik bu sefer Türk Lirası  değer kaybetti. Buraya mallar şimdi Endonezya, Malezya, Pakistan gibi ülkelerden geliyor. Maliyetleri karşılayamıyoruz artık.” 

Esnaf Derneğine eskiden 156 pazarcı esnafı üyeymiş. Bu sayının şimdilerde 48’e düştüğünü söylüyor Saylan. Bu tablo, küçük esnafın hızla mülksüzleşmesi ve işsizler ordusuna dahil olmasının da hazin bir hikayesi. 

“Peki, çözüm ne?​” diye soruyoruz, Saylan’ın ağzından esnafın mali olarak desteklenmesi yönünde bir talep geleceğini tahmin ederek. Ama öyle olmuyor! “Patlıcan’ın kilosu 15 TL oldu, Soğan 7 TL. Vatandaş ne yapsın, alım gücü yok. Bu bize de yansıyor” diyor Saylan ve “Halkın alım gücü düzelmeden burası düzelmez” diyerek tamamlıyor sözünü. 

Hoş; Ordu Belediyesi buradaki esnafı yeni ve daha düzenli bir yere taşıma sözü vermiş. Ama dükkan kirası burada bile 150 TL olduğu halde esnafın yüzü gülmüyor. Çünkü esnafın gözü, alım gücü birazcık da olsa yerine gelmiş vatandaşın, yeniden pazar yerine gelmesinde. 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et