‘Evsizler komünü’nden notlar
Anıl Yurdakul, Beyoğlu’nun 'evsizler komünü'nü ve 'gecenin sahipleri, gündüzün hayaletleri' evsizleri yazdı.
Fotoğraf: Anıl Yurdakul
Anıl YURDAKUL
Son yıllarda Emek Sineması ile başlayan Beyoğlu’nun dönüşümü, esnafından turistine insan profilini değiştirdi. Ama gecenin sahipleri ve gündüzün hayaletleri olan evsizler için durum pek değişmedi. Tinerci çocukların kaybolması gibi.
Yaş ortalaması 35 ile 70 arasında değişen, genellikle erkeklerin olduğu; hayatta kalma içgüdüsüyle kendiliğinden oluşan evsizler komünü bahsettiğim. Fotoğraflarının çekilmesinden öte yanlarına yaklaşmanın dahi pek zor olduğu bu topluluk, toplumla arasına görünmez bir duvar çekmiş. Kendilerini sinirlendirenleri, çıplak taban cadde boyunca kovalayabilenler onlar.
2015 yılının sonlarına doğru, bir akşam vakti, ikram ettikleri plastik bardaktaki içkileri geri çevirmeden hayatlarına karıştım. Biraz yaşımdan, biraz da art niyet taşımadığımı anlamış olacaklar ki röportaj yapma, fotoğraf çekme isteğimi geri çevirmediler.
GECELERİ SOĞUKTAN KORUNMAK İÇİN
Geçimlerini -modern dilencilik tabiri ile- “sinyal çekerek” sağlıyorlar. Ara sokaklarda saati belirsiz bir anda toplanıyor, paraları yere sererek tekelin yolunu tutuyorlar. Hasılatı alışveriş yapacak olanına emanet ediyorlar. Tekelden aldıkları ise maalesef merdiven altı yapımı içkiler. İçki, caddede ateş yakmanın imkânsızlığı nedeniyle geceleri soğuktan koruyor.
‘Komün’ün temel şartı birbirini kollamak, tek başına içki içmemek. Dışlananlar veya kendi isteğiyle gruba dahil olmayanlar, Gezi Parkı’nı mesken ediniyor. Her iki grubun da yazılı olmayan bir diğer şartı uyuşturucu kullananları aralarına almamak. Kimi zaman başları belaya giren bağımlı gençleri bir geceliğine yanlarına alsalar da ertesi gece gruba dahil etmiyorlar.
"‘Evsizler Komünü"nde ender görülen kadınlar ise genellikle sokağa düşmüş hayat kadınlarından oluşuyor. Aşkın ve cinselliğin olmadığı bu dostluğun temelinde ise gecenin peşlerine takılan tehlikelerini atlatmak var. Yaşlanmış hayat kadınları sinyal çekerek ucuz bir otelin parasını denkleştirme telaşesinde.
KARAKTERLER
Evsizler komününde siyasi görüşlerin pek önemi yok. “Komünist Ali” ile “Milliyetçi Yaşar”ın Nâzım Hikmet ile Mehmet Akif şiirlerini paylaştığı yer burası. Tartışma konusu asla kavgaya dönüşmez. Yüksel’in sert görünümü altında bir çocuk var. Hüzünlü anlarında telefonumu ister annesini arar ve gözyaşlarını saklamaya gerek duymadan ağlar. Yüksel’in annesi ile arasında 15 yaş fark olması, ergenlik çağının sorunlu olmasına, cezaevinde büyümesine neden olmuş.
“Komünist Ali” ise anarşist bir yaşam sürdürmüş. Devlete karşı, zenginleri dolandırma hayalinde, eline geçirdiği paraları ise dağıtmak muradı. Kimi zaman bana harçlık vermesi Robin Hood ruhundan ileri gelmekte.
Aralarında en kabadayı, en katı, en fazla kavga eden ise kırk beş yaşında 1.90 boyundaki Tolga. “Anlatırsam sanırım selamı kesersin” dedi hayat hikayesinden bahsederken. Tolga eşcinseldi, abi baskısından kaçıp ‘Beyoğlu İmparatorluğu’na sığınmıştı.
Deli Kadir'i, Kafti Aydın'ı, Dindar Dindar'ı, Sivaslı Osman'ı ve nicelerinin yanına Gezi Parkı’nda yatan diğer gruptan Papaz Kâzım'ı eklemeliyim. Çoban Hakkı, Gönül ve Sevinç’i de yanlarına ekleyeyim.
Sakallarından ötürü Papaz lakabı alan Kâzım, jazz ve blues müziğine hayran. “Enstrümanı bileceksin, bildiklerini unutacaksın ve gökyüzüne uçacaksın” diyor sıklıkla.
Beyoğlu’nun en renkli karakteri Gönül ise Hülya Koçyiğit’e özenerek geldiği Yeşilçam’dan hayatının darbesini yemiş. Seks filminde oynatılmış. Ardından bir kabadayının kapatması olmuş. Yaşlandığı gün sokağa atılmış.
Üç yıla yakın süreçte, evsizlerin, birbirlerine şaka yollu da olsa fiske vurduklarına şahit olmadım. Kimileri birkaç aylığına hapis yatıp çıktı o kadar. 2018 ortalarından itibaren yirmiye yakın kişi neredeyse art arda hayatını kaybettiler. Yerlerini elbette yeni kişiler alacak evsizlerin. Merak ettiğim şey acaba yeni bir evsiziler komünü kurulacak mı? Takipteyim...