Kartal’da yıkılan bina ve imar barışı
İnşaat Mühendisi İsmet Doğan, Kartal’da çöken binayı ve imar barışını yazdı.
Fotoğraf: DHA
İsmet DOĞAN
İnşaat Mühendisi
İstanbul’un Kartal ilçesinde bulunan 8 katlı 14 daireli bir bina 06.02.2019 günü kendiliğinden çöktü. Onlarca kişinin yaşadığı binada kurtarma çalışmaları devam ediyor.
Çökme olayından kısa süre sonra İstanbul Valiliğinden olayla ilgili yapılan açıklamada;
“Binanın 1992 tarihinde inşaat ruhsatının alındığı, ancak 5 kat olarak projelendirilen binaya daha sonra 3 katın kaçak olarak ilave edildiği” belirtildi.
Valiliğin açıklamasındaki alt mesaj (moda tabirle sübliminal mesaj);
“Bina, proje harici yapılan kaçak 3 kat nedeniyle yıkılmıştır” şeklinde.
2018 yılının haziran ayında, kamuoyunda imar barışı olarak isimlendirilen “Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar” isimli tebliğ yayımlandı.
İşte bu tebliğ Kartal’da yıkılan binanın kaçak olan 3 katı ile ‘barışmak’(!) için çıkarıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre toplam 20 milyon civarındaki yapı stoku içindeki 13 milyon bina ‘imar barışı’ yasasından faydalanabilecek.(!)
31 Aralık’ta bitmesi gereken süre haziran 2019 sonuna kadar uzatıldı.
Her gün yüzlerce kaçak bina bu yasadan faydalanarak iskanlı, yani yasal hale getiriliyor.
Bu yasa ile, hiçbir kriter, hiçbir inceleme, hiçbir tetkik yapılmasına gerek kalmadan e-devlet üzerinden yapılacak 3 dakikalık bir işlem sonucunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirlediği banka hesabına ‘makul’ miktarda parayı yatıran herkes kaçak binalarını yüzde 100 yasal hale getirebiliyor.
Kartal’da yıkılan ve onlarca kişiye mezar olan binada ikamet edenler de bu yasadan faydalanmak için başvuru yapmışlardı.
Eğer tek kriter olan parayı da devlet kasasına ödedilerse bu binanın o 3 katı artık kaçak değil, yüzde 100 yasal!
Demek ki, sayın İstanbul Valisi açıklamasında çok büyük bir hata yaptı.
Ama…
Ama ‘küçük’ bir sorun var;
Devlet, 5 kata göre projelendirildiği halde 8 kat olarak inşa edilen bina ile para karşılığında barışsa da ‘zavallı’ matematiğin bu barıştan haberi yok.
Binadaki ‘dünyadan bi’haber’ kolonlar hâlâ 5 katlı bir binayı taşıdıklarını zannediyorlar. Oysa koskoca devlet ‘barışmış’ kaçak olan 3 katla, kolonlar niye barışmıyor ki?
Kartal’da yıkılan bina ilk değil aslında.
Daha 2 ay önce Bağcılar Kiraz Sokak’ta, Beyoğlu’da binalar yıkılmış, Sancaktepe’de bir okulun duvarı çökmüştü.
Konya Zümrüt Apartmanı, Diyarbakır Hicret Apartmanı, Zeytinburnu Beştelsiz Mahallesi’ndeki bina da aynı nedenle çökmüş ve onlarca insan hayatını kaybetmişti.
Yapı stokunun durumu o kadar kötü ki binalar yıkılmak için depremi beklemiyor artık, kendiliğinden, durup dururken yıkılıyor.
Ve ne yazık ki İstanbul’daki binaların yarısından fazlası ya ruhsatsız ve kaçaktır ya da hiçbir mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir. Bu durum ülkedeki tüm yapı stoku için geçerli. Halkın çok büyük bir kesiminin can ve mal güvenliği tehlike altında.
20 yıl önce yaşanılan büyük depremde bu sorun on binlerce kişinin ölümüyle suratımıza çarpılmıştı.
Deprem riski altındaki milyonlarca bina için acilen çözüm üretmesi gereken hükümetlerin yaptığı şey, özel tüketim vergisi (ÖTV) çıkartmak ve rant kapısı haline getirilen kentsel dönüşüm projeleri oldu.
Can ve mal güvenliği tehlikesi yaratan bu binaların bir an önce güvenli hale getirilmesi gerekirken imar afları, imar barışı gibi kararlarla teknik, bilimsel hiçbir inceleme yapmadan sadece para karşılığında bu binalar yasal ve kalıcı hale getiriliyor.
Kartal’da bir çok kişiye mezar olan bina mühendislik mesleği, bilim ve matematikle işi olmayan, bilimle kavga edip savaşanların eseridir.
Bilimle savaşılmaz, savaşılırsa kaybedilir.
Matematikte tek doğru vardır,
iki kere iki dört eder,
Bilim eğilip, bükülmez…
Ya biliminin dediğini yaparsınız ya da ölür, öldürürsünüz...