10 Şubat 2019 07:38
Son Güncellenme Tarihi: 10 Şubat 2019 08:44

Kılıçdaroğlu CHP'nin 12 maddelik seçim bildirgesini açıkladı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'daki aday tanıtım toplantısında partisinin 12 maddelik seçim bildirgesini açıkladı.

Ekran görüntüsü CHP canlı yayınından alınmıştır.

Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıda 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere ilişkin 12 maddelik seçim bildirgesini açıkladı ve belediye başkan adaylarını tanıttı. Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı maddeler şöyle: "Hoşgörülü ve saygılı kentler", "Hakça paylaşan kentler", "Hesap veren ve şeffaf yönetilen kentler", "Yoksulluğu yenen kentler", "Üreten ve istihdam yaratan kentler", "Yenilikçi ve akıllı kentler", "Ulaşım sorunu", "Nefes alan kentler", "Sosyal adaleti sağlayan kentler", "Kültür ve sanatı geliştiren kentler", "Doğa dostu kentler", "Mutlu şehirler".

Aday tanıtım toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, "Biz bu güzel toplumu cennete dönüştürmek için mücadele edeceğiz. Belediye başkanlarımızın temel görevlerinden birisi bu olacaktır" dedi. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"TÜRKİYE'Yİ 21. YÜZYILIN YILDIZI YAPMAK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ"

"Türkiye'yi 21. yüzyılın yıldızı haline getirmek için mücadele edeceğiz. Bizim mücadelemiz; onur, hak, adalet, birlikte kardeşçe yaşama mücadelesidir. Biz dostluktan, haktan, adaletten söz edeceğiz. Bu ülkenin adalete, hakka ve hukuka ihtiyacı var. Bu ülkenin birlikte yaşamaya ihtiyacı var. Bu ülkede herkesin ekmeğe, işe ihtiyacı var. Biz bu güzel toplumu cennete dönüştürmek için mücadele edeceğiz. Belediye başkanlarımızın temel görevlerinden birisi bu olacaktır."

"HERKES ALANA ÇIKACAK"

"Bu toplantıdan sonra herkes alana çıkacak. Asla ve asla kırıcı bir kullanmadan, herkesi dinleyerek ve onun sorunlarına nasıl çözüm üreteceğimiz anlatarak ülke sathına yayılacağız."

"İYİ PARTİ İLE İŞBİRLİĞİ, SAADET PARTİSİ İLE DİRSEK TEMASI YAPTIK"

"İYİ Parti ile işbirliği yaptık, Sayın Akşener'e ve tüm İYİ Partililere sevgilerimizi ve saygılarımızı gönderiyoruz. Saadet Partisi ile dirsek teması yaptık, bütün Saadet Partililere sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum."

"TÜRKİYE'NİN ÇÖZÜLEMEYECEK SORUNU YOKTUR"

"Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Herhangi bir soruna çözüm bulmak istiyorlarsa CHP'nin kadrolarına başvuracaklar. Bugüne kadar bu kararlılıkta, bu inançla çözüm üreterek yolumuza devam ettik.

"ŞİKAYET EDİYORSAN O KOLTUKTA NE İŞİN VAR?"

Biz yurt sathına dağıldığımızda sorunları anlatacağız. Türkiye iyi yönetilmiyor. Bir siyasal iktidar sorunları çözme kapasitesini kaybetmişse, sorunlara teslim olmuşsa o siyasal iktidar çözüm üretemez, bir süre sonra şikayet makamı haline dönüşür. Bugünkü durum budur. Vatandaşa şikayet ediyor. Şikayet ediyorsan o koltukta ne işin var, çekileceksin, ayrılacaksın. Sorunu çözenler o koltuğa oturacak."

"TÜRKİYE, LONDRA'DAKİ BİR AVUÇ TEFECİYE TESLİM EDİLMİŞTİR"

"17 yıldır iktidar olanların şikayet etmeye hakkı var mı? Hakları yoktur. İstedikleri kanunu çıkardılar, istedikleri kararnameyi çıkardılar, istedikleri makamlara istediklerini atadılar, istedikleri genelgeleri çıkardılar, istedikleri bütün atamaları yaptılar. Vergi topladılar yetmedi, özelleştirme yaptılar yetmedi, devleti fabrikalarını sattılar yetmedi. Dünyanın borcunu yaptılar yetmedi, şimdi borç için dolaşıyorlar. Türkiye, Osmanlı'dan sonra ilk kez Londra'daki bir avuç tefeciye teslim edilmiştir. Borç aldılar, şimdi emir alma noktasındalar. AKP döneminde Londra'daki tefecilere ödenen faiz 163 milyar dolar."

"DIŞARIDAN TALİMAT ALAN, İŞ YAPAN BİR YÖNETİM VAR"

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'yi kurduğunda ilk yaptığı işlerden birisi Osmanlı'nın borcunu son kuruşuna kadar ödemek olmuştur. Bugün Türkiye ekonomik bağımsızlığını kaybetmiştir. Dışarıdan talimat alan ve iş yapan bir yönetim vardır. Türkiye'yi kurtaracak kadrolar Kuvayi Milliye kadrolarıdır, o kadrolar CHP kadrolarıdır."

"EĞER BİR KURŞUNUN HESABINI YAPIYORSAN TANK PALET FABRİKASINI NEDEN SATIYORSUN?"

"Türkiye'yi üretimden kopardılar, üretmeyen bir Türkiye oldu. Tarımı mahvettiler. Kendi köylümüzden ucuza alıyoruz, dışarıdan daha pahalı alıyoruz.Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden bir zat şikâyet eder bir konuma geldi. Çatışma kültürü, nefret üretiyor. Sanıyor ki ben milleti kandıracağım. Sivas'ta diyor ki, "Ne diyorlar domates, patlıcan, sivri biber. Yahu düşünün bir merminin fiyatı nedir?" Yahu şu anlayışa bakın. Domates, biber diyen kim? Vatandaş. Soğanı unutmuş ama. Mahsuni diyordu ki: "Yiğit muhtaç olmuş soğana. Söylesem mi, söylemesem mi."

35 yıldır terörle mücadele ediliyor, hiçbir başbakan, cumhurbaşkanı 'Kurşunun fiyatını biliyor musun' demedi. Eğer sen bir kurşunun hesabını yapıyorsan, sen neden tank palet fabrikasını satıyorsun? Sanıyor ki millet akılsız millet de buna inanacak. Sen askeri bu kadar seviyorsan, daha bu kış iki asker donarak öldü sen bunlara kılık kıyafet buldun mu? Eğer sen kendi kötü yönetiminin faturasını askere çıkarmaya çalışıyorsan sen neden tank palet fabrikasını satıyorsun kardeşim. Kime satıyor Katar'a satıyor. Sonra da diyor ki bu özelleştirme değil. Devleti yöneten kişi halkına yalan söylüyorsa ve söylemeye devam ediyorsa o kişinin bu millete toplu iğne ucu kadar faydası olmaz.

"BU MİLLET KENDİSİNİ AÇ BIRAKAN İKTİDARA DERS VERMEK ZORUNDADIR"

Bizi televizyonların başında izleyen AK Partili kardeşlerime bir soru: Dünyada kendi silah fabrikasını yabancılara peşkeş çeken bir iktidar var mı? Peşkeş çekenlere ne denir? Mutfakta yangın var. Bu millet kendisini açlığa mahkum eden siyasi anlayışa ders vermek zorundadır. Çıkıyor bir bakan diyor ki "Et yemeyin, ot yiyin" E ot da pahalı. Saraydaki sanıyor ki herkes dört bin liralık çay içiyor, ejder meyvesi yiyor. Türkiye bu hale plansızlıktan geldi, kötü yönetimden geldi. Türkiye kötü yönetiliyor. Pahalılık, iflas, konkordato günlük hayatımızın bir parçası oldu.

"YAZLIK SARAYDA İSRAF VAR, KIŞLIK SARAYDA İSRAF VAR"

"İsraf halen var, yazlık sarayda israf var, kışlık sarayda israf var. Sarayda oturan kişi halkın arasına 3 bin kişilik polis ordusuyla gidiyorsa onun israftan yana problemi olmaz. İsraf itibar değil görgüsüzlüktür. Bütün inançlarda da israf haramdır."

"SARAY BELEDİYECİLİĞİNDE ASIL OLAN RANTTIR"

"Aynı yönetimsizlik, kayırmacılık AKP'li yerel yönetimlerde de var. Onlara biz Saray'ın belediyeciliği diyoruz. Ne demek Saray'ın belediyeciliği? Saray Belediyeciliğinde asıl olan ranttır, ve rantın yandaşlara aktarılmasıdır. Bunun örneği var. Toplu Konut İradesi'nin (TOKİ) bir raporu var; 76 gökdelen dolayısıyla yapılan hazırlanan yönetime sunulan bir rapor. Diyor ki İstanbul ayrıcalıklı plan değişiklikleri raporunda; 76 gökdelen dolayısıyla bu patronlara, bunları yapanlara sağlanan ayrıcalıklı rant 240 milyar lira."

"NEREDE YEŞİL GÖRDÜLERSE 'AVM YAPACAĞIZ' DİYORLAR"

"İkincisi, yeşil alanları imara açmaktır. Nerede yeşil gördülerse AVM yapacağız diyorlar. Üçüncüsü, kent değil rant belediyeciliği yapıyorlar. Dördüncüsü, halkın seçtiği belediye başkanı ve meclisi belde için karar alamaz, kararı Saray alır.

"SARAY BELEDİYECİLİĞİNİN BİR BAŞKA ÖZELLİĞİ DENETİM DIŞINDA KALMALARIDIR"

"Saray Belediyeciliğinin bir başka özelliği denetim dışında kalmalarıdır. CHP'li belediyeler yılın dört mevsim denetleniyor. Biz de dedik ki, denetlemezseniz namertsiniz. Saray belediyeciliğinde yanlarına kalıyor. Bir diğer özellik de seçimle seçilen seçimle gitmiyor. Saray Belediyeciliğinde halka hesap verilmez, halktan hesap sorulur. Bir örnek vereceğim, 2.5 km'lik Sabuncu Tüneli'ni yaparlar. Maliyeti 536 milyon lira. Aynı bir tünel İzmir'de 110 milyon lira. Kilo metresi 44 milyon liraya denk geliyor. İkisi arasındaki fark budur. Saray belediyeciliğinde ötekileştirme kültürü vardır."

12 MADDE

"Peki biz ne yapacağız, ne istiyoruz?

  • Hoşgörülü ve saygılı kentler: Kimsenin kimliğine, inancına bakmadan eşit davranacağız. Belediye başkanlarımız toplumun bütün değerlerine saygılı olacak. Hiçbir ayrımcılık yapmayacak.
  • Hakça paylaşan kentler: Rant bütün kentlerde vardır. Rantı hakça bölüştüğünüz zaman hiçbir sorun yoktur. Biz rantın hakça bölüşülmesini istiyoruz.
  • Hesap veren ve şeffaf yönetilen kentler: Biz halktan vergi topluyoruz, harcadığımız her kuruşun hesabını vermek namus borcumuzdur.
  • Yoksulluğu yenen kentler: Asgari ücret alan işçi kardeşlerime sesleniyorum. 1 Ocak 2019’dan itibaren asgari ücret 2 bin 200 liradır. Sen 2 bin 200 lira almak istiyorsan, oyunu CHP’ye vereceksin. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, açlığı yok edeceğiz.
  • Üreten ve istihdam yaratan kentler: Bir kent her alanda üretmeli. Büyükşehirler kırsalla işbirliği yapmalı. Kenti ağaçlarla, çiçeklerle donatmak için ithal mi etmek lazım?
  • Yenilikçi ve akıllı kentler: İstanbullular Kadıköy’de, Beşiktaş’ta, Bakırköy’de, Sarıyer’de yaşamak isterim diyor. Buralarda insan sevgisi var.
  • Ulaşım sorunu: Bütün İstanbul’u yaşanabilir kent haline getireceğiz. Ulaşım ve altyapı sorunlarını çözeceğiz.
  • Nefes alan kentler: Beton ormanına dönüştü kentler. Bizim dışımızdaki canlılar da yok olmaya başladı.
  • Sosyal adaleti sağlayan kentler: Engelliler, yaşlılar için pozitif ayrımcılık yapacağız.
  • Kültür ve sanatı geliştiren kentler: Kentin bir kültürü vardır, sanatı vardır, sporu vardır yaşayacaksınız.
  • Doğa dostu kentler: Bizim dışımızdaki bütün canlıları korayacağız, onları besleyeceğiz.
  • Mutlu şehirler: Tüm yurttaşlarımızla mutlu yaşamak istiyoruz, bu sözümüzün arkasında duracağız."

(HABER MERKEZİ)

 

ÖNCEKİ HABER

SDG: IŞİD son topraklarını kaybetti, 5 yıllık “halifelik” sona erdi

SONRAKİ HABER

5 ilde hallere operasyon: 88 firmaya para cezası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa