12 Şubat 2019 13:45
Son Güncellenme Tarihi: 13 Şubat 2019 03:18

7 soruda tanzim satışa dair merak edilenler

Sebze ve meyve fiyatları neden yükseldi? Tanzim satış noktaları vatandaşın derdine deva olur mu? Suçlu halciler mi? Merak edilenleri derledik.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Sinem UĞURLU
İstanbul

Hükümetin "sebze meyve fiyatlarını düşürmek" iddiasıyla gündeme getirdiği tanzim satış noktaları, 11 Şubat Pazartesi itibarıyla kuruldu. İstanbul’da 50, Ankara’da 15 noktada yapılan satışlar ile rekor fiyatlara ulaşan sebze fiyatlarındaki artışların önleneceği iddia ediliyor. 

Hem ilgi gören hem de tartışma yaratan tanzim satış noktaları vatandaşın derdine çare olur mu? Fiyatlar neden yükseldi? Suçlu kim? İktidar, muhalefet ve vatandaş ne diyor? Uzman ve siyasetçilerin görüşleriyle birlikte bu sorulara yanıt verdik. 

1- SEBZE VE MEYVE FİYATLARI NEDEN YÜKSELDİ?

Tüm Köy Sen Eğitim Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak sorumuzu madde madde cevapladı. 

  1. Ülke tarımı, tekellerinin çıkarı doğrultusunda şekillendiriliyor. (Tarım her tartışıldığında üretimini artıracak politikalar yerine sürekli ithalatçı politikalar öne çıkarılıyor. Tarım üretimi ve ürün fiyatları yapılan ithalatla baskılanıyor. Bu da tarımsal üretime yansıyor. Çünkü bu uygulamalar üretici köylüyü tarımdan koparıyor. DTÖ ve AB’nin dayatmaları sonucu tarım üretimi çökertildi.) 
  2. Üretime destek az. Girdi maliyetleri yüksek. (Tarım destekleri yetersiz ve girdi maliyetleri çok yüksek. Rafineriden çıkan mazot dağıtıcı, nakliye, bayi kârı derken pompadan köylünün traktörüne yüzde 100’ü aşan fiyatta doluyor. İlaç ithal, gübre ithal ve fiyatı tekeller belirliyor. Hal böyle olunca girdi maliyetlerine yetişemeyen üretici köylü hangi ürün çok para eder diye her sene toto oynar gibi üretim yapıyor. Böylece tarım üretimi de dengesizleşti.)
  3. Sebzenin, meyvenin fiyatını üreten köylü değil şirketler, komisyoncular ve zincir marketler belirliyor. (Köylü örgütsüz ürettiği ürünün fiyatını belirleyemiyor. Aracılar, tüccarlar ve market zincirleri serbest piyasada fiyat bu diyerek istedikleri fiyatı dayatıyor. Kârı onlar alırken köylüler, bırakalım verdiği emeği bazen maliyetini bile karşılayamaz hale geldiler.)
  4. Bu sene kendini daha çok hissettiren iklim koşulları. (İklim koşullarına bağlı olarak üretim olumsuz etkilendi. Haftalardır sel, fırtına nedeniyle sebze üretilen bölgelerde üretim de olumsuz etkilendi. Kimi yerlerde tarım alanları hâlâ sular altında. Afetlerden zarar gören köylülerin zararları karşılanmıyor. Aracılar da bu durumu kullanarak fiyatları artıyor. 

2- SUÇLU HALCİLER Mİ, ESNAF MI, ÜRETİCİ Mİ?

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, suçlunun halci, üretici ve pazarcı olmadığını ifade ederek, maliyet ve masraf kalemlerine dikkat çekti. Atalık'ın Evrensel’e yaptığı açıklamalar özetle şöyle: 

“Halciler, pazarcılar ve esnaf suçlu diyemeyiz. Bu insanlar vergi ödüyorlar, kira ödüyorlar, işçi çalıştırıyorlar, işçilerin maaşını, sigortasını ödüyorlar, elektrik, su, doğal gaz faturası ödüyorlar. Bir sürü masraf kalemleri var. Eğer ucuz gıda istiyorsak önce bu kalemlerde bir rahatlık sağlamak gerekiyor.

'Tanzim satış noktalarında sadece mazot masrafını alıp çiftinin fiyatlarıyla satacağız' diyor. Satışı yaptığı yerde kira ödemiyor, vergi yok, elektrik masrafı yok. Şimdi sen bu koşullarda ‘Bak ben böyle hizmet veriyorum, onlar gıda teröristi’ diyebilir misin?

Tanzim satış noktalarında 'Hiçbir kuruş kâr almıyorum’ denilerek satılan ürünler bile çok pahalı. Çünkü gübreye yüzde 100'ün üzerinde zam geldi. Tarım ilacına yüzde 80’lere varan zam geldi. Üretici, mazot, tarım ilacı ve gübreyi yurt dışından kullanıyor. Dövizdeki en ufak artış maliyet olarak yansıyor. Toplam tarım alanımız 3,2 milyon hektar gerilemiş. Ekmiyor çiftçi, çünkü emeğinin karşılığını alamıyor.”

DHA'ya konuşan halci ve üreticilerin sözleri de Atalık'ı destekliyor.

Finike Toptancı Hal Derneği Başkanı İsmail Karataş, “Üreticinin ürettiği ürünün maliyeti çok yüksek. Devletimiz ucuz sebze yedirmek istiyorsa öncelikle ürettiği ürünlerin giderlerini düşürmesi gerekiyor. Ürünler buradan büyük merkezlere ışınlanarak gitmiyor. Bunların bir nakliye masrafı var. Mazotun litresi 6 lira. Oradaki esnaf bunun üzerinden fatura kesiyor, vergi veriyor. Bu da esnafa bir maliyettir. Devletimiz şunu yapabilir; vergileri tamamen kaldırabilir, belediyeler rüsumu kaldırır, stopaj kalkar, fiyatlar düşer” dedi.

Üretici Süreyya Dalgıç ve Emine Baş, “Devletimizden beklentimiz ucuz mazot, gübre fiyatlarının ucuzlaması, vergilerin kalkması” ifadelerini kullandı. İsa Çiftçi de “Maliyetlerin ne kadar yüksek olduğunu devletimizin bilmesi lazım. O zaman önce maliyeti gözden geçirsinler” diye konuştu.

3- TANZİM SATIŞ NOKTALARI VATANDAŞIN DERDİNE DEVA OLUR MU?

Evrensel gazetesi Ekonomi Editörü Bülent Falakaoğlu, tanzim satış noktalarının ihtiyacı karşılamayacağını ifade etti. 

“1980’lerdeki İzmir TANSAŞ modeli bu konuda bize bir fikir veriyor. Model çiftçi ile marketleri beraber çalışır hale getirip aracıları azaltıyordu. Kaliteli ürünü halka daha ucuz ulaştırırken, çiftçinin de üretime devam edebilecek şekilde gelirden pay almasını sağlıyordu. TANSAŞ modeli birçok mağaza ile tüm Ege bölgesinde yayıldıktan sonra ancak etkili olabildi. 

Şimdi sınırlı sayıda tanzim satış merkezinin, sayılı ürün ile gıda fiyatlarında etkili olması neredeyse imkansız!

15 milyon nüfuslu İstanbul’da 50 adet, 6 milyon nüfuslu Ankara’da 15 adet tanzim satış noktası ihtiyacı karşılamaya yeter mi?

Üretici ayağı yok, market ayağı yok, yaygınlık yok. Dolayısıyla başarı şansı da yok. Kuyruğa giren belli sayıdaki vatandaşa katkı sunar lakin bu da uzun sürmez. Pahalı oto yollar-köprüler, pahalı mazot, yüksek vergi, yüksek kiralar, çiftçinin üretim maliyeti sorunu çözülmeden fiyatlar düşmez.

Çiftçinin üretim sorunu var. Ürününe verilen fiyat maliyetini karşılamıyor. Para etmediği için çiftçi ürün ekmediğinde tanzim satış noktasına meyve sebze nereden gelecek?"

4- TANZİM SATIŞ NOKTALARI BİR ÇÖZÜM HAMLESİ Mİ SEÇİM HAMLESİ Mİ?

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer bu soruya şöyle yanıt verdi: “Tanzim satış noktaları seçime kadar ‘fiyat düştü, sorumlu üretici ve aracı’ algısı yaratılmak için yapılan bir uygulamadır. 

Evrensel’e konuşan Gürer, AKP’nin tarım politikalarına dair eleştirilerini “Tohum, gübre ve ilaç ithal ve pahalı. Mazot ve elektrik zamları üretimi etkiliyor. Yol ve köprü geçiş uygulamalarından ötürü ulaşım maliyeti ürünün fiyatını katlıyor” diye sıraladı.   

Gürer tanzim satış noktalarının "fiyat düştü" demek için göstermelik bir düzenleme olduğunu ifade ederek, “Ürün girdileri düşürülmeden, üreticiye bilimsel planlı ve öngörülebilir destek ve teşvik sağlanmadan kalıcı çözüm üretilemez. Sorumlu, AKP Genel Başkanının yanlış tarım politikaları ve dışa bağımlı uygulamalarıdır” dedi. 

5- İKTİDAR VE MUHALEFET TANZİM SATIŞ NOKTALARINA NE DEDİ?

Tanzim satış noktalarının kurulacağını 5 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan duyurdu. Erdoğan, AKP Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada “Biberiydi, patlıcanıydı, domatesiydi; her şeyde bu fiyatlara gerekirse ayar çekme kararını aldık, adımlarımızı atacağız. Belediyelerimiz vasıtasıyla biz bu adımları atacağız. Bir zamanlar biliyorsunuz tanzim satışlar kurulmuştu. Belediyelerimiz vasıtasıyla bu adımları atabiliriz, atacağız. Çünkü vatandaşımıza ucuz, sağlıklı ürünler vermeye mecburuz” demişti. 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da Erdoğan’ın bu sözlerinin üzerine tanzim satış merkezlerinin kurulacağını söylemişti. 

Erdoğan, 12 Şubat günü partisinin Kastamonu mitinginde “Şimdi artık çadırlar kuruldu ve bütün bunlarla beraber adeta tanzim satış yerleri gibi satış yerlerini kurduk. Bir anda fiyatlar yarıya indi, daha da inecek. Çünkü diğer ürünleri de satacağız oralarda. Yani temizlik ürünlerinden tutunuz, diğer neler varsa marketlerde falan onların da belli bir kısmını buralarda da biz satmaya başlayacağız. Niye? Çünkü bunlar terör estirdiler, terör... Dolayısıyla gıdada terör estirenlere gereken dersi verdik, veriyoruz, vereceğiz” dedi. 

11 Şubat’ta CHP MYK’si sonrasında açıklama yapan CHP Sözcüsü Faik Öztrak “Yalnızca tanzim satış mağazaları yetmez. Bu projelerin ayakları eksik. Tarımdaki yangın, tarladaki yangın sönmeden mutfaktaki yangını söndüremezsiniz” ifadelerini kullandı. 

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, 12 Şubat’taki HDP Grup toplantısında “Erdoğan bugünlerde patlıcana taktı kafayı. Bir merminin kaç lira olduğunu halka soruyor. Koca İstanbul'da 50 noktadaki tanzim satışıyla, yandaş medya ile beraber büyük bir algı operasyonu yapıyor. Üreticiyi kendisi bitirmemiş gibi halciyi, esnafı düşman ilan ediyor” dedi.

12 Şubat’taki İYİ Parti grup toplantısında konuşan Genel Başkan Meral Akşener de, “Devletin en stratejik fabrikasını özel sektöre devrediyorlar. Patatesi, domatesi devlete sattıracaklar. Bu gidişle domatesi, biberi karneye bağlarlarsa şaşırmayın. Muhalefet domates, biber diyormuş. Biz ne diyelim. Bizim yediklerimiz bunlar. Siz de Saray’da yediğiniz ejder meyveli ‘smoothie’yi anlatın” ifadelerini kullandı. 

6- VATANDAŞ TANZİM SATIŞ NOKTALARINA NE DEDİ?  

Evrensel muhabirleri Şirinevler tanzim satış noktasında kuyrukta bekleyen vatandaşla görüştü. Bu noktalardan memnun olan da var, çare olmayacağını düşünen de. 

Habere göre, bir vatandaş “Bunu bu hale getirenler utansın. Bu çare midir yani? Sebze meyve için kuyrukta mı bekleyecek insanlar? Mazot, gübre, tohum fiyatlarını düşürmedikten sonra hiçbir şey olmaz. Üreticiye destek vermeden, göz boyamayla olmaz” dedi. 

Başka bir vatandaş ise bu noktaların market ve pazarlara ‘ibret’ olacağını düşünüyor: İyi oldu bence, marketlere biraz ibret olsun. Fıratçılık bu. Dövizin yükselmesini fırsat bilerek yapıyorlar.

7- TANZİM SATIŞ NOKTALARI NEDİR, İLK NE ZAMAN ORTAYA ÇIKTI?

Tanzim satış, Bülent Ecevit'in Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) başında olduğu 1970’lerde halka ürünleri daha uygun fiyattan satmak amacıyla uygulanmaya başlandı. Uygulamanın merkezi belediyelerdi. İzmir Gültepe Belediye Başkanı Aydın Erten, yardımcısı İlhan Güre’nin fikriyle bu uygulamaya başladı. İzmir Belediye Başkanı İhsan Alyanak da benzer bir uygulamaya Alsancak'ta başladı. 

1973’te İzmir’de belediye tarafından açılan Tansa ve 1976’da İstanbul’un bazı ilçelerinde kurulan tanzim satış mağazaları hızlıca yaygınlaştı.

Bu mağazalarla ana hedef, temel ürünleri doğrudan üreticiden ya da kooperatiflerden temin ederek aracıları ortadan kaldırmak ve fiyatlardaki artışın önüne geçmekti.

İzmir Tansa daha sonra TANSAŞ adını aldı ve süper market zinciri haline geldi. TANSAŞ, 2011'de Migros tarafından satın alındı. 

Tanzim satış mağazaları, 1990’lardan sonra kapatıldı.

ÖNCEKİ HABER

Akademisyene "Şehit ailesini ziyaret" cezası iptal edildi

SONRAKİ HABER

CHP’li Kenan Otlu savcıya ifade verdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa