Elazığ'da pazarın nabzı: Sadece karnımızı doyurmak için çabalıyoruz
Elazığ’da salı ve perşembe pazarlarında halkın nabzını tuttuk. Sebze ve meyve fiyatları halkın cebini yakmaya devam ediyor.
Fotoğraf: Evrensel
Can BULUT
Ekin Temmuz SALTIK
Elazığ
Ekonomik krizin her geçen gün daha çekilmez hale geldiği yurtta pazarda ürün fiyatları cep yakarken, hükümet sebze ve meyve fiyatlarını düşürme iddiasıyla tanzim satış yerleri kurdu. Elazığ’da salı ve perşembe pazarlarını gezerek pazarın nabzını tuttuk.
"GEÇİMİMİZ BORCA BAĞLI"
İlk olarak görüştüğümüz Sultan Ancil, pazar fiyatlarının çok pahalı olduğundan yakınarak, “Bir marul geçen sene bir lira iken bu sene 4-5 TL oldu” diyor. Asgari ücretle geçinmeye çalışan birinin birçok giderinin yanı sıra gıda fiyatlarındaki artışla da baş edebilmesinin çok zor olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Gelir ve giderlerimiz örtüşmüyor, yeri geliyor ayı borçla kapatıyoruz. Yani geçimimizi borca bağlı bir şekilde sağlamaya çalışıyoruz.”
Kemal Aktepe ile konuşuyoruz. Kendisi birkaç gün önce bir kahvehanede günlük 50 TL ücret karşılığında işe başladığını söylüyor. Fiyatların geçtiğimiz haftaya göre düştüğünü fakat hâlâ çok pahalı olduğundan dem vuruyor ve devam ediyor: “Bir de günlük giderlerimizi düşersek elde bir şey kalmıyor. Bu halkın durumu ne olacak hiç bilmiyorum, geçim çok zor.”
"FİYATLAR NEDEN BU KADAR YÜKSEK"
50 TL’ye elindeki 2-3 poşeti ancak satın alabildiğini söyleyen Mustafa Yıldız ise “Giderlerimiz gelirimizin çok çok üstünde. Eve 2 bin TL giriyorsa 3 bin TL’lik giderimiz oluyor aradaki 1000 TL’yi de borç alarak idare etmeye çalışıyoruz” diyor. Kriz tartışmalarına ilişkin de konuşan Yıldız, “Kriz var, şu pazarın haline bakın, kriz yoksa bu fiyatlar neden bu kadar yüksek. Eskiden bir sebzenin torbasını 5-6 TL’ye alabiliyorken şimdi aynı paraya bir kilosunu alabiliyoruz” diyerek krizin yansımalarını özetliyor.
İsmini vermek istemeyen bir yurttaş, fiyatların geçen haftaya göre daha düşük olmasını vatandaşların pahalılıktan dolayı alışveriş yapamamasına bağlıyor. Aldığı maaşı ve açıklanan yoksulluk sınırını karşılaştırarak, “Maaşım yoksulluk sınırının kat kat altında. Aldığım maaş yoksulluk sınırında olsaydı kendimi zengin olarak niteleyebilirdim. Açıklanan rakamlar asgari ücretin yanında gerçekliğini yitiriyor” diyor.
"FAKAT KRİZ VAR BU BİR GERÇEK"
Bir başka yurttaş ise “Artık çoğu ihtiyacımızdan feragat ettik, sadece karnımızı doyurmak için çabalıyoruz” derken eşi ise “Fiyatlar pahalı tabii ki ama bu sadece krizden dolayı değil dış güçlerin üzerimize oynadığı oyunlardan da kaynaklanan bir problem. Bunlar tabii ki esnafa tüketiciye yansıyor. Antalya da yaşanan doğal afet de pazardaki pahalılığın bir nedeni olabilir. Fakat kriz var bu bir gerçek” diyor.
Son olarak konuştuğumuz bir yurttaş ise “Ay sonunu hiçbir şekilde getiremiyoruz, gırtlağa kadar borç içerisindeyiz. Pazara fiyatlar biraz daha ucuz olur ümidiyle pazarın dağılmasına yakın saatlerde geliyorum. Buna rağmen tüm ihtiyaçlarımı alamıyorum” diyerek asgari ücretle geçinebilmenin zorluğundan yakındı.