15 Şubat 2019 13:58

“Garanti” mesleğin garanti sorunları

Gençliğin büyük bir kısmı geleceksizlikle ve güvencesizlikle karşı karşıya olduğunu söylüyor.

Görsel: Pixabay

Paylaş

Berfin KILIÇ

Barış GÜLMÜŞ

Çukurova Üniversitesi

Gelecek kaygısı dün olduğu gibi bugün de gençlik içerisinde çokça tartışılan konulardan biri olmaya devam ediyor. Gençliğin büyük bir kısmı geleceksizlikle ve güvencesizlikle karşı karşıya olduğunu söylüyor. Biz de çokça tartışılan bu konunun Tıp Fakültesi öğrencilerine yansımasını gözlemledik.

Öncelikle fakültede ders arasına çıkmış bir arkadaş grubunun yanına gidiyoruz. Tıp öğrencilerinin geleceksizlik hakkında ne düşündüklerini sorduğumuzda içlerinden bir arkadaşımız yoğun bir gelecek kaygısı yaşamadıklarını söyleyerek “Vallahi şimdilik bir gelecek kaygımız yok. Tek sıkıntımız sınıfta kalmamak, okulu uzatmamak.” Diye ekliyor. Sonrasında başka bir arkadaş söze giriyor ve “Güvenlik soruşturmasından geçemesen bile özelde çalışma gibi bir imkanın var. Bizim için bir sıkıntı yok.”diyor. O sırada aralarında şöyle bir muhabbet geçiyor.

-Doğru, güvenlik soruşturmasından geçemeyebiliriz.

+Niye sen FETÖ’cü müsün?

(Önce bir kahkaha patlatıyor hepsi.)

-Yok, kökenimin Dersim olması bile sıkıntı olabilir…

EMEĞİMİZ BOŞA GİTMEZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM

Arkadaşların yanından ayrılıyoruz. 2. Sınıf öğrencisi Handan’la karşılaşıyoruz. Handan Tıp Fakültesi’nin garanti meslek olarak görüldüğünü söyleyerek “Çok fazla çalışıyoruz. Emeğimiz boşa gitmez diye düşünüyorum. Kolay atanacağımızı düşünüyorum. Umarım sorun olmaz. Ha devlet olmasa da özel olsa başta bir hayal kırıklığı yaşarım belki psikolojim bozulur ama ne olursa olsun yılmam. Özelde de bir şekilde iş bulur ve kendimi geliştiririm. Umudumuz var çalışıyoruz çalışmaya devam ediyoruz.” diyor.

GELECEK İÇİN EN BÜYÜK KAYGIM SAĞLIKTA ŞİDDET!

Bir başka ikinci sınıf öğrencisi Rabia ile sohbet ediyoruz. Rabia “Atanmaktan ziyade atanacağımız yer sıkıntı bence. En büyük gelecek kaygım sağlık çalışanlarına şiddet. Şiddet ise bilinçsizlikten kaynaklanıyor. Ne yapalım yani, mesela doktor 3 gün nöbet tutuyor, haliyle yorgun düşüyor, sonra diyorlar ki doktor somurtuyor. Biz doktoruz ama özel güçlerimiz yok ki. Her şartta hastayı iyileştirmemizi bekliyorlar.” diyor. Eklemek istediğin bir şey var mı diye sorduğumuzda ise TUS’a girebilmek için verilen paradan dem vurarak “TUS için mesela 500 lira bir para veriyorsun ki ilk seferde kazanacağın da meçhul” diye sözlerini bitiriyor.

AMFİLER BİZE YETMEZ HALE GELDİ

Ders çalışmaya giderken Kaan ile karşılaşıyoruz. Kısaca sohbet ediyoruz. Kaan sözlerine şöyle başlıyor: “Bence Tıp Fakültesi öğrencileri gelecek kaygısı duymalılar. Çünkü çok fazla tercih ediliyor. Amfiler bize bile yetmez hale geldi, hocalarla bunun için tartışıyoruz. Sanırım mezun olana kadar bunları daha sık düşünürüz.” Uzmanlık mı yoksa aile hekimliği mi düşündüğünü sorduğumuzda ise düşünceli bir şekilde “Ben şu an o kadar çok şeyi düşünüyorum ki, maalesef net değil” diye yanıtlıyor. Bir hayli düşünceli görüyoruz onu.

Tıp Fakültesi öğrencilerinin genel olarak rahatsızlık duydukları konuları sağlıkta şiddet ve aldıkları eğitimin de sonrasında mesleğin de hayli yorucu bir tempo gerektirmesi olarak söylemek mümkün. Doktorluk her ne kadar toplum tarafından garanti mesleklerden biri olarak görülse de son dönemde çıkarılan yasa ile güvenlik soruşturmasının çok daha sıkı bir hal aldığını biliyoruz. Ama izlenimlerimize göre Tıp Fakültesi öğrencileri genel olarak gelecek kaygısı duymaktan uzak. İleride hazır bir mesleklerinin onları beklediğine dair geniş bir görüş hâkim.

ÖNCEKİ HABER

Sorun eğitimin temelinde

SONRAKİ HABER

CHP'de 12 üyeden olağanüstü PM çağrısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa