Dersim adayları: Kararları halkın verdiği bir yönetim için çalışacağız
Dersim Devrimci Güç Birliğinin eş başkan adayları Hıdır Demir ve Nurşat Yeşil, kararları halkın verdiği bir yönetim için çalışacaklarını söyledi.
Dersim Devrimci Güç Birliğinin belediye eş başkan adayları Hıdır Demir (solda) ve Nurşat Yeşil (sağda) | Fotoğraf: Evrensel
Orhan KURUL
Dersim
Dersim’de Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Partizan’ın da içinde yer aldığı Devrimci Güç Birliğinin belediye eş başkan adayları Nurşat Yeşil ve Hıdır Demir, seçim çalışmalarına devam ediyor. Dersimli yurttaşlarla nasıl bir belediye yönetimi istediklerini, Güç Birliği adaylarıyla kayyımın yaptıklarını, kendilerinin neler yapacaklarını ve yerel yönetim anlayışlarını konuştuk. 2004 yılından bu yana belediyeyi kendilerinin yönettiğini hatırlattığımız adaylar, “Elbette ki eksikliklerimiz var. Her şeyi doğru yaptık diyemeyiz. Eksikliklerimizden ders çıkarıp, demokratik halkçı belediyeciliği inşa edeceğiz” derken yurttaşların temel beklentisi ise yönetime ortak olacak halkçı bir belediyecilik anlayışı.
"ALTTAN ALTA ASİMİLASYON POLİTİKASI"
SES şube eş başkanıyken, ittifakın HDP’den belediye eş başkan adayı olan Nurşat Yeşil, 2016 yılının kasım ayından beridir belediyeye el konulduğunu hatırlatarak, “Kayyımın, kasım 2016’dan beri yaptığı icraatlara baktığımızda daha önceki belediyenin projesi olan sahil yolu projesi, hayata geçirildi. Yine daha önceki belediyenin projesi olan ve yapımına başlanan Sihenk Mahallesi’ndeki kreş bitirildi ve hayata geçirildi. Ayrıca yol boyu yoğun ışıklandırma... Bunun dışında kayyımın hayata geçirdiği bir şey yok” dedi. Kayyım geldikten sonra şehrin görünüşünün değiştiğini belirten Yeşil, bu değişikliğin asimilasyon politikasının bir ürünü olduğunu da şu sözlerle ifade etti: “Lale motifli elektrik direklerinden tutun, Osmanlı motiflerine kadar şehrin her bir tarafına işlenmiş vaziyette bu imgeler. Belediye binasında bile Osmanlı motiflerini görmek mümkün. Bu motiflerin bizim kültürümüzle, inancımızla ne alakası var? Bunun dışında, parklara, caddelere, sokaklara verilen isimlerin bu şehrin kültürel yapısıyla nasıl bir ilişkisi var? Bu alttan alta asimilasyon politikasıdır bunu bu şekilde değerlendirmek gerekiyor.”
"EKSİKLİKLERİMİZ DE VAR"
2004 yılından itibaren belediyeyi yönettiklerini ve buradan birikmiş tecrübelerinin olduğunu söyleyen Yeşil “Bizi eleştiriler ve öz eleştiriler büyütür. Elbetteki eksikliklerimiz de olmuştur. Ama, hiçbir şey yapılmadı eleştirileri gerçeği yansıtmıyor” diyerek geçmiş dönemlerde yapılanları şöyle özetledi: “Şehrin içme sularının da taşındığı asbestli su borularının değiştirilmesi bence çok önemli bir iş. Çok külfetli bir iş olmasına rağmen halk sağlığı için yapılan bu iş önemsenmeli. Yine, şehrin bütün kanalizasyonu bizim kutsalımız olan Munzur’a akıyordu. Bir atık su arıtma tesisi kuruldu ve bu tamamen temizlendi. Bunun dışında yapılması planlanan 6-7 tane gerçekten çok iyi projeler vardı. Bunlar için de bekletilen belli bir ödenek de vardı. Ancak kayyımın atanması her şeyi engelledi. Tam da burada şunu söylemek istiyorum, yapılan işlerin görünür kılınması, halka anlatılamaması gibi bir durum da söz konusu. Bu da bizim geçmiş döneme dönük eleştirimiz ve öz eleştirimizdir”
"EN GENİŞ DÜZEYDE HALK KATILIMI SAĞLAYACAĞIZ"
Kayyımın yaptıklarına karşın kendilerinin neler yapacakları sorumuzu yanıtlayan, güç birliğinin EMEP Dersim İl Yöneticisiyken adayı olmuş Hıdır Demir, “Türkiye’de bugünkü rejimin antidemokratik yasalarına rağmen en geniş düzeyde halkın katılımını sağlayacak kararlarımızı halk meclisleri üzerinden alacağız” dedi. Bu antidemokratik yasa ve uygulamaları fiili ve meşru olarak etkisizleştirecek bir yönetim tarzını hedef almalıyız” diyen Demir, “Halkın içinde olmadığı her proje, ayakları havada kalan projelerdir. Bundan dolayı halkın bu sürece katılması gerekiyor. Bundan sonrası daha kolay ve daha gerçekçi olur. Yönetme biçimimiz esas olarak böyle olacaktır” dedi.
"1500 KİŞİ HALK MECLİSLERİNDE YER ALDI"
Geçmişte de halk meclisleri oluşturulduğunu ancak çeşitli sebeplerle devam ettirilemediğini hatırlatan Demir, “Geçmiş dönemde de programımızda halk meclisleri vardı. Bu, il genelinde yapılan çalışmalarda küçümsenmeyecek derecede örgütlenmeler yapıldı. Toplamda 1500’e yakın insan bu meclislerin çeşitli kademelerinde yer aldı. Bunların, kimisi meclis üyesi olarak kimisi yürütme olarak görev aldı. Yürütmelerin toplamı üst kurulun delegeleri oldular. Üst kurul 52 kişiden oluşuyordu. Bu meclisler, mahallelerin genel sorunlarından sokakların özel sorunlarına kadar birçok işle ilgileniyordu. Şehrin idari yapısındaki bütün kurumlara dair sorunları, şikayetleri raporlayıp ilgili yerlere ulaştırıyordu. Belediyenin de bunun bir parçası olması gerekiyordu. O dönem çeşitli baskılar oluştu ve başka bağlantılar kurulmaya çalışılarak meclisler terörize edilmek istendi. Ha bugünden sonra aynı şey olursa ne yapacağız? Elbette ki buna direneceğiz. Bunu gerçekleştirmeye çalışacağız. Zaten halka dayanmayan hiçbir şey gerçekten varlığını sürdüremez.” diyerek halk meclisi deneyimlerini özetledi.
"SAYIŞTAYIMIZ HALK OLACAK"
Dersim Belediyesinin, mali durumu hakkında da güvenilir bilgilere ulaşılamadığını belirten Demir, Sayıştayın yayımladığı raporlarda da belediyenin hesap alanları yönünden doğru ve güvenilir bilgi içermediği, kanaatine varıldığını hatırlattı. Bu durumun halkın gündeminde de olduğunu belirten Demir, “Kayyım döneminde ciddi, büyük borçlanmalar yapıldı. Halkın ihtiyaçlarının olmadığı yerlere milyonlarca TL’lik harcamalar yapıldı. Bu harcamaların halkın önceliği olup olmadığı halka sorulmadı bile” diyerek, “Bizim Sayıştayımız halk olacak” dedi. “Halkın belediyenin bütçesini denetleme yetkisi olmalı. Biz, belediyenin bütün hizmetlerini halkın denetimine sunacağız. Doğru olanın bu olduğu kanısındayım” Yeşil’de bu duruma ilişkin şunları söyledi: “2004 yılında ilk belediyeyi aldığımızda da Dersim Belediyesi önceki belediye başkanı tarafından ciddi borçlar altına konmuştu ve o dönem işçiler memurlar düzenli maaşlarını alamıyorlardı. Biz bunu halkımıza açıkladık. Toplantılar düzenledik. Gelirlerimizi giderlerimizi düzenli bir şeye kavuşturduk ve disiplinli bir politika izledik. Bu konuda deneyimimiz var.” dedi.
DERSİMLİLERE SORDUK: HALK NASIL BİR BELEDİYE İSTİYOR?
“Halkın yönetime katıldığı, halkçı bir belediyecilik istiyorum” diyen Mustafa Küçük, belediye kaynaklarının halka aktarılması gerektiğini söyledi. Küçük, kayyımın yönettiği belediyeye eleştiriler yöneterek“ 6 aydır belediyeye su faturası ödemeye gitmiyorum. Belediye, karakol gibi, gidene vatandaş gözüyle bakılmıyor ki. Herkese potansiyel suçlu gözüyle bakılıyor o yüzden de belediyeye girmiyorum. Gönül rahatlığıyla belediyeye gidebileceğim bir yönetim istiyorum” dedi
KADINLARIN EVDEN ÇIKMASI SAĞLANMALI
Bijuteride çalışan Fatima Güneş, “İnsanların Dersim’de İŞKUR’a başvurup işe girebilmesi için AKP’ye üye olması, mitinglerine gitmesi gerekiyor. Ben de çalışmak istiyorum ama önümüze üyelik kıstası koydukları için başvurmak dahi istemiyorum” dedi. Seçilecek olan yönetimin herkese eşit bir yönetim anlayışı geliştirmesi gerektiğini söyleyen Güneş, “Özellikle kadınların evden çıkmasını ve sosyalleşmesini sağlamak gerekiyor. Burası küçücük yer sosyal etkinliklerin dar olduğu yerler. Seçilecek olan yönetimin; sanat atölyeleri, kurs merkezleri açıp kadınların sosyalleşmesine, yeteneklerinin açığa çıkarılmasına katkıda bulunmasını bekliyorum” dedi. Hizmet programlarının, ihalelerin halka açık, halkın denetiminde olması gerektiğini aktaran Güneş “Halkla beraber karar alınmasını gerektiğini düşünüyorum. Belediyenin halkla beraber yönetilmesini istiyorum” dedi.
GENÇLERE İMKANLAR SUNULMALI
Kafede çalışan bir genç, “Belediye gençlere hitap etmiyor bu dönemde diğer dönemlerde de.” dedi. Şehirde ağır bir yozlaşmanın ve uyuşturucu kullanımın olduğunu söyleyen genç şunları ekledi: “Birçok arkadaşım çalışması gerekirken kahve köşelerinde oturuyorlar. İş imkanı sağlanmalı. Bu sağlanmadığı sürece yozlaşmanın önüne geçilebileceğini düşünmüyorum. Gerek tarımda gerek hayvancılıkta belediyenin ön açıcı olması gerektiğini düşünüyorum. En küçük mahalleden en büyük mahalleye çocukların bile söz sahibi olduğu bir yönetim istiyorum.”
HERKESE EŞİT, HALKÇI BİR BELEDİYECİLİK
Esnaflık yapan Deniz Kaya, her zaman; halkçı, herkese eşit bir belediye yönetimi beklediğini belirterek, “Yoksulların ihtiyaçlarına yardımcı olunmalı, kreşler yapılmalı ve çocuklar orada kendi kültürüyle beraber yetiştirilmeli, belediyenin sadece seçilenlerle yönetildiği değil halkın da yönetime dahil olduğu bir anlayış olsun istiyorum. Sokak hayvanlarının bakımı üstlenmeli ama bu bakım, hayvanların şehirden uzak bir barınağa götürülmesi ile değil, şehirle iç içe bir yaşam alanının olanakları yaratılarak yapılmalı. Bisiklet yolları, piknik alanları yapılmalı. Munzur Doğa Festivali’nin tekrardan yapılmasını yeniden canlandırılması bekliyorum. Ama bu saydıklarımı sadece belediyeden beklemekle yetinmemeliyiz. Elimizi bu taşın altına koymalı, beraber düzenlemeli, beraber uygulamalıyız” dedi.