21 Şubat 2019 10:31

JES’ler ölüm saçıyor, iktidar gizliyor

Denizli’de, "JES’in Tarıma, Sağlığa ve Çevreye Etkileri" paneli düzenlendi. Etkinlikte JES'lerin zararlarına dikkat çekildi, mücadeleye vurgu yapıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hilmi MIYNAT
Denizli

Denizli’de Büyük Menderes Havza İnisiyatifi, Ziraat Mühendisleri Odası ile birlikte “JES’in Tarıma, Sağlığa ve Çevreye Etkileri” konulu panel düzenledi. TMMOB Konferans Salonu’ndaki etkinlikte Aydın Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Mahmut Nedim Barış, Aydın Barosu Çevre Komisyonu Başkanı Avukat İsmail Türkbay ve Ayçev Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Metin Aydın’ın konuk oldu. Mahmut Nedim Barış Jeotermal Enerji Santrali'nin (JES) tarıma etkilerine dair bir sunum gerçekleştirirken Dr. Metin Aydın JES'lerin sağlığa zararlarını anlattı.

JES’in zararlı etkilerini fiziksel, kimyasal ve biyolojik başlıkları altında sıralayan ZMO Aydın Şube Başkanı Mahmut Nedim Barış, fiziksel zararlara ilişkin “Jeotermalden çıkan zehirli akışkanlar bir süre sonra çökerek toprağı zehirliyor. Kuyular açılırken 110 desibel üzerinde çıkan ses, kulak ve sinir hastalıklarına yol açabiliyor. Ev aralarından geçen borular bir yandan görüntü kirliliğine yol açarken öte yandan yol güzergahı değişenler açısından hem zaman hem yakıt kaybına neden oluyor” dedi.

JES’in kimyasal zararlarına dair de konuşan Barış, “JES’in havaya saldığı buharda yoğun CO2, metan gazı bulunuyor. JES’in saldığı zehirli maddeler arasında bor, arsenik ve hidrojen sülfür gazı en tehlikeliler sınıfındadır. 1 ppm olması gerek Bor oranı Büyük Menderes’te 50-60 ppm civarlarında. 1 kuyudan çıkan Hidrojen Sülfür gazı 26 km’lik alanı etkiliyor. Bu zehirli gaz 42 gün askıda kalıyor. Bölgemizde 35 adet JES olduğunu düşündüğümüzde verdiği zararın ne boyutta olduğunu siz hesap edin” diye konuştu.

Barış, sunumunun devamında JES’in biyolojik zararlarını ise çeşitli hayvan, insan, bitki hastalık ve ölümlerinden örnekle açıkladı.

"ÇOCUKLAR, KADINLAR VE YOKSULLAR DAHA ÇOK ETKİLENİYOR!"

Aydın ZMO Şube Başkanının ardından Dr Metin Aydın, "Büyük Menderes Havzası Kirlilik Yükünün Sağlık ve Tarımsal Ürünlere Etkisi" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Küresel ısınma nedeniyle 45 yılda 1 derece artan sıcaklık için önümüzdeki 80 yılda 5 buçuk derece artış öngörüldüğünü söyleyen Dr. Metin Aydın, “Çevresel faktörlere bağlı ölümlerde çocuklar ve kadınlar ilk sırada yer alıyor. Çocuk ve kadın ölümleri erkeklere göre 14 kat daha fazla. Kirlilik oranı bölgelerin ortak özelliği de yoksulluk. Yani gelir dağılımına baktığımızda çevre kirliliği daha çok yoksulları öldürüyor” dedi.

Menderes havzasında toplu balık ölümlerinin sıkça yaşandığını belirten Aydın, geçtiğimiz yıl milyonlarcasının öldüğüne dikkat çekti ve Cumhuriyet Savcılığının bu artışa rağmen çevresel faktör olmadığına kanaat getirdiğini sözlerine ekledi.

"TEMİZ ENERJİ" PROPAGANDASI SAHTE

Aydın’da Menderes nehrinden sulanan meyve sebzelerde ağır metal oranının diğer sulama yapılanlara göre 2 kat daha fazla ağır metal içerdiğini aktaran Aydın, Büyük Menderes havzasına illerin yaptığı endüstriyel atık su oranlarını sıraladı. Bunlar Denizli %63, Uşak %23, Aydın %11 ve Afyon %1 oldu. Büyük Menderes Havzasında 35 JES ve binden fazla kuyu olduğunu hatırlatan Aydın, “JES’ler hakkında yaygın olarak sahte bir biçimde ‘temiz enerji’ propagandası yapılıyor. Sunumlarda görüldüğü üzere JES’ler de en az termik ve nükleer santraller kadar tehlikelidir” değerlendirmesinde bulundu.

Germencik Çevre Derneği ile birlikte 9 JES’in durdurulduğunu belirten Aydın, Jeotermal havzası Denizli’ye de büyük görev düştüğünü ifade ederek “Enerji şirketleri bu havzaya adeta saldırıyor. 35 santralin bulunduğu bölgedeki kanser vakaları, doğaya çevreye zararları ortada. 70 santrali bu havza kaldıramaz. Bir araya gelmekten korkmayalım” diye konuştu.

"MÜCADELEYİ BÜYÜTMEKTEN BAŞKA ÇARE YOK"

Avukat İsmail Türkbay çeşitli JES mücadelelerinden örneklerle meselenin hukuksal boyutuna değindi. Denizli’de de bir an önce dernekleşme yoluna gidilmesi gerektiğinin altını çizen Türkbay, “Olmaz diye düşünmeyelim. Yola çıktığımızda 1-2 kişiydik. Sonra binlerce insanla buluştuk büyük yürüyüşler düzenledik. Dava açmaktan da çekinmeyelim. JES’lere karşı açtığımız davaların çoğunu kazanıyoruz. Her ne kadar şirketlerin maddi gücü bizden fazla olsa da halen bizi koruyan yasalar var. Gerek hukuksal gerek toplumsal anlamda bu mücadeleyi büyütmekten başka çaremiz yok” diyerek yaşam alanlarının korunması için mücadele etme ve daha sık bir araya gelme çağrısında bulundu.

Ekinlikte söz alan Elektrik Mühendisi Cevat Uçman, yıllar önce Jeotermal Enerji Santrali’nde çalıştığını ve zararlarına şahit olduğu ifade ederek üç farklı noktaya dikkat çekti: “Birincisi reenjeksiyonda (tekrar basma) işlemi kolaylaştırmak için kullanılan inhibitörler yoğun miktarda korozit zehirli madde içeriyor. İkinci dikkat çekmek istediğim nokta yer altından çekilen suyun yine yerin 2-3 bin metre altına basılması gerekir. Oysa yüksek maliyetlerden dolayı bunu yapan yok. Suyun 0-500 metreye basılması hiçbir anlam ifade etmiyor. Son olarak tepkilerin giderek büyüdüğünü fark eden yetkililer torba yasa ile ÇED düzenlemelerini bypass ettiler. Fakat halen mücadele olanaklarımız mevcut.”

"JES'İN ZARARLARI GİZLENİYOR"

Gelen sorular üzerine tekrar söz alan Dr. Metin Aydın ise “JES’in zararları ortadadır. Yönetenler de bunun farkındadır. Bilimsel araştırmalar mevcut. Fakat yönetenler çevresel kirliliğin sebep olduğu ölümlerin, JES yapılan bölgelerde artan kanser vakalarının araştırılmasını engelleyerek suç ortaklığı yapıyor. Ölümlerin gerçek nedeni JES’in zararları gizleniyor” dedi.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Gezi Resistance indictment: Aggravated life sought for Osman Kavala and 15 others

SONRAKİ HABER

Tunus’ta akademisyenlerden maaş ve istihdam protestosu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa