10 Ekim Katliamı davasının gerekçeli kararında kamu sorumluluğu yok
103 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara Katliamı'na ilişkin davanın gerekçeli kararında devletin sorumluluğunu örtbas etme tutumu sürdü.
Fotoğraf: Evrensel
Birkan BULUT
Ankara
10 Ekim Ankara Katliamı davasında 9 kişiye 101' er kez müebbet hapis cezası veren kararın gerekçesi açıklandı. Mahkeme dava sürecinde kamu sorumluluğunun üzerini örtbas eden tutumunu gerekçeli kararda da sürdürerek, devletin katliamdaki ihmal ve sorumluluğunu görmezden geldi.
Türkiye tarihinin en kanlı saldırısı 10 Ekim Ankara Katliamı’na ilişkin gerekçeli karar açıklandı. İki yıl süren yargılamanın sonucunda 3 Ağustos 2018 tarihindeki son celsede, 9 sanık hakkında 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti. Anayasal düzeni ihlal suçundan birer kez, kasten öldürme suçundan da 100‘er kez olmak üzere toplam 101‘er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veren mahkeme, başta kamu sorumluluğunun üzerinin örtülmesi olmak üzere tepkilere neden olan kararının gerekçelerini açıkladı. IŞİD'in amaçlarına, örgütlenilen derneklere, sanıklara, örgütün birçok yerdeki katliamlarına ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra yüzlerce müştekinin savunmalarına ayrıntılı biçimde yer verilen 872 sayfalı gerekçeli kararda, yazılanlardan çok yazılmayanlar dikkat çekti.
KAMU SORUMLULUĞUNA YER VERİLMEDİ
Kamu görevlilerinin saldırı istihbaratına karşı önlem almaması, İçişleri Bakanlığı Müfettiş Raporu, katliamların planlanıp IŞİD’in cirit attığı Gaziantep'teki Ağır Ceza Mahkemelerinden gelen dosyalar, birçok telefon görüşmesindeki kayıtlar, sınır geçişlerine asker ve polislerin de dahil olduğunu ortaya koyan deliller, Gaziantep emniyet yetkililerinin mahkemeye ısrarla göndermediği belgeler gerekçeli kararda yer almadı. Kamu görevlileri hakkında sadece savcılığın takipsizlik kararının hatırlatılmasıyla yetinildi. Öte yandan IŞİD'in birçok saldırısından söz edilmesine rağmen yakılarak öldürülen iki askerden söz edilmemesi de dikkat çekti.
İNSANLIK SUÇU TALEBİNE “DEVLETE KARŞI YAPILDI” SAVUNMASI
Gerekçeli kararda katliam sanıklarının insanlığa karşı işlenen suçlardan da yargılanması talebine ise uluslararası hukuk normlarına göre bütünüyle bir ırkı, dinin mensuplarını, topluluğu yok etmeye yönelik eylemlerin soykırım kapsamında kabul edildiği yanıtı verildi. IŞİD'in amacının selefi görüşler doğrultusunda teokratik bir devlet oluşturma olduğu belirtilerek, örgütün Türkiye'de terör saldırılarıyla iç kargaşa ve savaş ortamı yaratmak istediği ve Anayasal düzeni değiştirmeyi amaçladığı ifade edildi.
YARALILARA GAZ BOMBASI TANIKLIKTAN İBARET KALDI!
Katliamın ardından polislerin yaralıların üzerine gaz bombası atması ise yalnızca saldırıdan yaralı kurtulan ya da tanık olanların anlatımlarıyla gerekçeli kararda yer buldu. Yaralıların polisin attığı gaz bombasıyla yaşamını yitirip yitirmediği sorusu aydınlatılmadı.
AVUKAT KOMİSYONU AÇIKLAMA YAPTI
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu gerekçeli karara tepki gösterdi. Açıklamada, katliamı bütünüyle aydınlatmayan, tüm sorumluları yargılamayan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu tutumunu gerekçeli kararında da sürdürdüğü ifade edildi. Türkiye tarihinin en kanlı katliamında 103 kişinin öldüğü belirtilerek, “Katliam sebebiyle o kadar çok insan bizzat zarar görmüştür ki dosyada katılan sayısı -katılma talebi kabul edilen kurumlarla birlikte- 697’dir. Gerekçeli kararda her bir katılanın beyanları yer almakta olup, katliama dair tüm sorumluların, yani kamu görevlilerinin yargılanması talebinin karşılıksız ve cevapsız kalması son derece dikkat çekicidir” denildi.
DEVLETİN SORUMLULUĞU GÖRMEZDEN GELİNDİ
Yargılama sürecinde dosyaya defalarca somut kanıtlar sunmalarına karşın bu hususun sadece bir buçuk sayfa olarak yer aldığı vurgulanan açıklamada, sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılanması konusundaki taleplerin görmezden gelindiği ifade edildi. Üstelik dosya kapsamında yer alan delillerden dahi söz edilmediği belirtilen açıklamada şöyle denildi: “İçişleri Bakanlığı Müfettiş Raporu, Gaziantep Ağır Ceza Mahkemelerinden gelen dosyalar, sanıkların iletişim tespiti dosyaları, Gaziantep ve ülkenin çeşitli yerlerinde kamu kurumları ile yapılan yazışma yanıtları gerekçeli kararda yok sayılmıştır. Oysa bu sözünü etmiş olduğumuz deliller; Ankara, Adana, Gaziantep ve Kilis vb. yerlerde görev yapan birçok kamu görevlisinin, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatının ve siyasal iktidar temsilcilerinin bu katliama yol verdiğini ortaya koymaktadır.”
Bu kararla yakınlarını yitirmiş, yaralanmış, hayatı boyunca unutamayacağı anlara tanıklık etmiş kişilerin acılarının daha da derinleştirildiğine dikkat çekilerek, “Ülkedeki yargı sisteminin gelmiş olduğu durumdan bağımsız olmayan bir karar ile karşı karşıya olduğumuz açıktır. Adalete ulaşmanın mücadele ile olduğunun bilincinde olan hukukçular olarak müvekkillerimiz ve ülkenin emek demokrasi güçleri ile birlikte 10 Ekim Ankara Katliamının bütün sorumlularının yargı önünde hesap vermeleri için her platformda mücadele etmeye /çabalamaya devam edeceğiz” denildi.