Gezi iddianamesi daha mahkeme kabul etmeden basına sızdı
Gezi eylemleri ile ilgili 16 kişiye ağırlaştırılmış müebbet istenen iddianame mahkeme kabul etmeden basına sızdı. Can Atalay, gelişmeyi değerlendirdi.
Fotoğraf: Burak Su/Wikimedia Commons (CC BY-SA 2.0)
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında 15 aydır cezaevinde bulunan Osman Kavala ve sanatçı Mehmet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 kişiyle ilgili hazırlanan iddianame, mahkeme kabul etmeden basına sızdı. 16 kişinin, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması isteniyor.
AA’nın geçtiği habere göre iddianamede, Gezi Parkı eylemlerinin başladığı ilk tarihlerde eyleme katılanların giydikleri tişörtlerde ‘#OCCUPYTURKEY’ yazısının yer aldığı ve bu etiketle ilgili binlerce tweet atıldığı yazıyor ve Gezi direnişinden "kalkışma" olarak bahsediliyor. Bu isimle açılan "OCCUPYTURKEY" sayfasının, ODTÜ'de 18 Aralık 2012 tarihinde başlayan ve günlerce süren öğrenci eylemleri sırasında kurulduğu ve “O tarihteki paylaşımlara bakıldığında söz konusu grubun ODTÜ'ye destek eylemlerine de yön vermeye çalıştığının gözlemlendiği” yazılan iddianamede, “Ülkemizde 2012 yılı içerisinde OTPOR/CANVAS denetiminde, şüphelilerin oluşturduğu kolektif yapı tarafından bir halk hareketi için defalarca nabız yoklanmıştır” ifadeleri kullanılıyor.
SAVCI’DAN "OTPOR" İDDİASI
Yine iddianamede, Gezi eylemleri ile OTPOR/CANVAS bağlantısı olduğu iddia ediliyor. İddianamede bu konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor: “OTPOR/CANVAS'ın ülkemize uygulamayı planladığı senaryonun aktörleri; genel olarak kamuoyunda muhalif kimlikleri ile tanınan sanatçılar, reklamcılar, ajans sahipleri-çalışanları ile sosyal medya ve bilişim uzmanlarıdır. Söz konusu şahısların OTPOR lideri İvan Marovic isimli ve Sırp uyruklu şahsın öncülük ettiği bir grup tarafından eğitildiği görülmüştür.”
İddianamede, OTPOR yöneticilerden İvan Maroviç'in daha sonra Mısır’da sanatçı Mehmet Ali Alabora ile görüştüğü iddia edilirken Osman Kavala’nın da bu süreçte önce Belçika, ardından Almanya, ardından da Amerika ve sonrasında da yeniden Almanya'da olduğu iddia edildi. Yine iddianamede “Gezi eylemlerinin yaşandığı dönemde OTPOR ve CANVAS hareketinin birçok yöneticisi ve çalışanının Türkiye'ye birçok kez ve yoğun şekilde geldiklerinin tespit edildiği vurgulandı.” ifadeleri yer aldı.
ATALAY: SAVCILIK HUKUKA AYKIRILIĞA ORTAK OLMUYOR MU?
İddianamede “şüpheli” sıfatıyla yer alan Avukat Can Atalay, mahkeme kabul etmeden iddianamenin basına sızdırılmasına ilişkin Evrensel’e açıklamada bulundu. Gazetecilere haberi sunan savcılarla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın işlem yapması gerektiğini söyleyen Atalay, “Gazete haberlerinden öğrendiğimize göre biz o dosyada şüpheliyiz. Hakkımızda iddianame düzenlendi. Mahkeme henüz iddianamenin kabulü kararını vermediği için biz iddianameyi göremedik. Fakat yine birileri, bir kısım gazeteciye haberi sızdırıyor ve iddianamenin içeriğini çarşaf çarşaf kendi sayfalarında okuyoruz. Gazeteci haberi buldu mu, haberi yapar. Fakat İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı haber sızdıranlarla ilgili daha ne kadar sessiz kalmayı planlıyor? Soruşturma açmayarak bu hukuka aykırılığa ortak olmuyor mu?” diye sordu. (İstanbul/EVRENSEL)