Doç. Dr. Dilek Kurt, Fırat Karataç’ın albümü ‘Dokunma Yanarsın’ı yazdı
Fırat Karataç’ın albümü ‘Dokunma Yanarsın’, usta sanatçı Selda Bağcan’ın firması Majör Müzik etiketiyle müzikseverlerle buluştu.
Fotoğraf: Fırat Karataç
Doç. Dr. Dilek KURT
Özgün müzikte gönlümüze taht kuran bir sese benzerliğiyle dikkat çeken bir başka eşsiz ses, Fırat Karataç’ın albümü ‘Dokunma Yanarsın’, usta sanatçı Selda Bağcan’ın firması Majör Müzik etiketiyle müzikseverlerle buluştu.
Albüm, Mustafa Kaya, Yusuf Hayaloğlu, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Uğur Karataş, Ahmet Can Akyol, Songül Çamur, Vural Şahin ve Fırat Karataç imzalarından oluşuyor.
Fırat Karataç, bu konuda şunları söylüyor:
“Yaptığım müzik, tam da hayatı ifade ediyor benim için. Kendimi bir savaşçı olarak görüyorum. Hayata karşı sorumluluklarımız var, insanların acılarına, hayatın gerçeklerine ayna tutmak benim bu yoldaki misyonum. Sistemde yolunda gitmeyen şeylere müzikal bir başkaldırı benimki.”
Gerek müzikalitesi gerek içeriği ile bu alanda kıymetli bir çalışma olan albüm uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından müzikseverlere ulaştı. Bu güzel albümü defalarca dinledikten sonra, hoş bir boşluk, bir eksiklik, bir burukluk kalıyor içinizde… Kaşınan ama kaşıdıkça acıyan bir yaraya dokunuyor çünkü… Fırat Karataç’ın sesi ve söyleyişi usul usul ruhunuza işliyor. Damağınızda, teknoloji ile taçlandıkça yoksullaşan yoksunlaşan hayattan kekremsi bir tat, ince bir kalp sızısı kalıyor. Hani ‘hep gidenim oldu ama gitmedim’ diyor ya şair...
Şu gittikçe birbirimizden uzaklaştığımız, umarsızlaştığımız hatta zaman zaman arsızlaşıp insanlıktan çıktığımız günlerde bir can simidine tutunur gibi soluklanma imkanı veriyor bu albüm ama tıpkı adı gibi hem tutunmak istiyor hem de dokundukça yanıyorsunuz.
Selda Bağcan’ın, Ahmet Kaya’nın ağabeyi Mustafa Kaya’nın ince emekleri var albümde. Mustafa Kaya ile Fırat Karataç’ın yolları ilk kesiştiğinde Kaya; “Duruş olarak, kişilik olarak, ses olarak Ahmet’e çok benzeyen yönleri var, bu beni duygulandırdı” diyor.
Fırat Karataç tekniği iyi bir bas bariton olmasının yanı sıra, şarkılarındaki duyguları sesine ve söyleyişine başarıyla aktarıyor. Duyarlığı derin bir sanatçı. 'yalnızlık’ onun sanatına yön vermiş bir motif. “Yalnızlık bence tüm kalabalıklar içinde bir başımıza hissettiğimizde varlığını hissettiyor. Şöyle bir bakıyoruz, çoğu zaman evet gerçek insanlar görüyoruz ama söylemler sahte. Bunları tahlil ettiğimizde, iç dünyamızda bir yalnızlığın hüküm sürdüğünü görüyoruz” diyor. Ardından ekliyor; “Ve aşk… Çok iyi tahlil edilmesi gereken bir şey”
Albümde imzası olan Songül Çetin’in dizeleriyle noktalayalım satırlarımızı:
“Çocuktuk, sokaklar kadardı dünyamız. / Ve kocaman, dünya kadardı hayallerimiz. / Koşar adımlarla büyüdük mahalle aralarında / İnceden ince bir sevdaydı / Bizimkisi özgürlüğe / Biz direnmeyi direnerek yaşamayı ondan öğrendik gözüm / Kuşlara yoldaş olduk / Elleri kirli, yürekleri temiz / Gülüşü hüzün kokan / Kelebek ömürlü / Çocuklardık biz / Ve sonra vurdular uçurtmamızı / Sürgünlere yolladılar mavi kanatlı kuşlarımızı / Ve bir gece ansızın büyüdük”