Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman yeni müttefik arayışında
Batı’nın Suudi Arabistan’a baskısının ardından Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın doğu gezisine çıkması ne anlam ifade ediyor?
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman | Fotoğraf: AA
Ruze CENDELİ
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Batı’nın Suudi Arabistan’a baskısının ardından doğu gezisine çıktı. Pakistan’a gitti, oradan Hindistan’a geçti ve gezisini Çin’de bitirdi. Artık Batı kamuoyu önünde Suudi Arabistan ile “terör”ü eşleştirilen kavramlar ve Suudi Arabistan’ın davranışları tolere edilebilir değil.
BATI BASKILARI
Amerikan baskısı, teröre destek veren devletlerin kovuşturulmasına izin veren “JASTA” yasasını Arabistan için uygulanmasıyla başladı. Bu yasa çerçevesinde ABD’de Suudi Arabistan’a karşı 750 dava açıldı. Birkaç gün önce Avrupa Birliği, Suudi Arabistan’ı; “Terörizmin finansmanı ve kara para aklama konusundaki gevşek kontroller nedeniyle AB’ye tehdit oluşturan ülkeler” kara listesine eklediğini açıkladı. Kaşıkçı cinayeti, kamuoyunu Suudi Arabistan’a karşı harekete geçirdi. Kraliyet ailesini zora düşürmek için bir araç haline geldi. Uluslararası alanda bedeli ödenene kadar bu dosya açık tutulacak.
DOĞUYA KAÇIŞ
Son on yılda Çin ve Rusya kayda değer bir büyümeye tanık oldu ve Batı hegemonyası karşısında yeni ittifaklar kurdu. Bu durum Batı’dan baskı gören ülkelere yeni bir pencere açmış vaziyette. “Siyasi pozisyonlardan feragat etmekten kaçınmak veya Batı ittifakını terk etmekle tehdit için doğuya gitmek”, bin Selman’ın yaptığı budur. Fakat bu manevra başarılı olacak mı?
Aslında Suudi Arabistan İngilizlere ve ardından Amerikalılara olan bağlılığından beri Batı’nın organik ve tarihi bir müttefiki. Suudi ekonomisi ABD bankaları aracılığıyla yönetiliyor. Buna ek olarak Suudi ordusunun çoğunluğu Amerikan, az olmayan bir kısmı da Alman ve İngiliz teçhizatı ile donatılmış durumda. Bin Selman Donald Trump’ın başkanlığının başlamasıyla rakiplerini etkisiz hale getirmişti.
BAŞKA BİR SUUDİ BAŞARISIZLIĞI
Öte yandan gezi sırasında ilan edilen Pakistan’a 20 milyar dolar, Hindistan’a 100 milyar dolar ve Çin’e 28 milyar dolarlık yatırımların meblağı siyasi dengeyi değiştirecek, hatta değişimi başlatacak büyüklükte gözükmüyor. Çünkü Doğu; genel olarak Suudi Arabistan’ın geleneksel düşmanı olan İran’ın stratejik müttefiki. Bin Selman’ın Pakistan ziyaretinin 12 İranlı devrim muhafızı askerinin ölmesiyle sonuçlanan intihar saldırısından sonra gerçekleşmesi dikkat çekici. Bu saldırıyı Pakistan’daki İslami gruplar gerçekleştirdi. Tahran, saldırıyla ilgili olarak Pakistan’ın üzerindeki suçlamaları çekerek doğrudan Suudi Arabistan’ı işaret etti. Bu tutum, İran ile Pakistan arasındaki olası anlaşmazlığın pratikte çözüldüğü ve Suudi Arabistan’ın en büyük kaybeden olduğu anlamına geliyor.
SUUDİ ARABİSTAN’DAN ÖDÜN
ABD, Katar ile Suudi Arabistan arasındaki ihtilafları çözmek istiyor. Katar ordusu, geçen hafta yaptığı açıklamada, silahlı kuvvetlerinden bir grubun Körfez İşbirliği Konseyi çerçevesinde düzenlenen “Ada Kalkanı” askeri tatbikatına katılmak üzere Suudi Arabistan’a ulaştığını duyurdu. Bu gelişme, iki ülke arasında yaşanan krizden bu yana türünün ilk örneği. Suudi Arabistan, Batı’nın baskısıyla Yemen’de görüşmelere başlamasından sonra Katar konusunda da ödün verdi.
Bin Selman’ın doğu turu; para harcamak için yapılan bir gezi değil, siyasi bir gezidir. Bin Selman’ın açık hedefi, ziyaret ettiği ülkelerin Suudi Arabistan’ın pozisyonunu desteklemeleridir. Ama ekonomik açıdan ifade edersek; yatırım yapılan ülkelerden tükenmiş Suudi hazinesine bir kuruş dönüş olmayacak!