Hindistan-Pakistan gerilimi: 6 maddede bilinmesi gerekenler
İki nükleer güç Pakistan ile Hindistan arasındaki Keşmir krizi neye dayanıyor, son gerilimin arkasında yatanlar ve bundan sonra olabilecekler neler?
Fotoğraf: Faisal Khan/AA
İki nükleer güç Pakistan ile Hindistan arasında 1947’den bu yana 3 kez sıcak savaşa neden olan Keşmir sorunu bir kriz daha yarattı. Toplam nüfusları 1.5 milyara yaklaşan Asya’nın iki nükleer gücü arasındaki son gerginlik, 14 Şubat’ta Hindistan topraklarında en az 40 askerin hayatını kaybettiği saldırıyla başladı. Hindistan, Pakistan’ı saldırıyı düzenleyen cihatçı teröristlere destek vermekle suçlarken Pakistan ise olayı kınadı ve iddiaları reddetti.
Sınır hattında gerilim büyürken Hindistan 26 Şubat salı sabahı, saldırıyı üstlenen Ceyşü Muhammed’e yönelik hava saldırıları başlattı. Pakistan, hava sahasını ihlal eden bu saldırılara çarşamba günü karşılık verdi. Hindistan’a ait 2 hava aracının düşürüldüğü, 1 pilotun esir alındığı duyuruldu.
Pakistan Başbakanı İmran Han, esir alınan pilotun “Barış arzularının göstergesi olarak” cuma günü teslim edileceğini belirtti.
27 ŞUBAT GÜNÜ NELER YAŞANDI?
Hindistan, 26 Şubat'ta Keşmir Kontrol Hattı'nın Pakistan tarafında bulunan “terör örgütü hedeflerine” hava saldırısı düzenlediğini açıkladı.
Bunun ardından Pakistan dün sabah, hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle Hindistan'a ait iki savaş uçağını düşürdüğünü, bir pilotun esir alındığını bildirdi.
Hindistan, Pakistan'a ait bir savaş uçağını düşürdüğünü açıklarken, İslamabad yönetimi bunu doğrulamadı.
Bu sırada iki ülke de sivil uçuşları büyük oranda durdurdu.
Aralarında Avrupa Birliği, Almanya, İngiltere, Çin, Türkiye ve Rusya’nın da bulunduğu çok sayıda ülke taraflara itidal telkin etti.
LİDERLER NE DİYOR?
Hindistan ile yaşanan gerilim konusunda parlamentoyu bilgilendiren Pakistan Başbakanı İmran Han, gözaltındaki Hint pilotun yarın "barışçıl niyetlerinin göstergesi olarak serbest bırakılacağını" duyurdu. İki ülkenin de nükleer silahları olduğunu belirterek “hatalı hesaplamalara yer olmadığı” vurgusunda bulundu ve diyalog çağrısı yaptı. "Hindistan ile gerilimin azaltılmasında rol oynaması için Türkiye Cumhurbaşkanını arayacağım" diyen Han, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefonda görüştü. Görüşmede, Pakistan ile Hindistan arasında son günlerde yaşanan gerilim ve bölgedeki gelişmeler ele alındığı belirtildi.
Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi de “Tansiyon düşecekse Hint pilotu teslim edebiliriz. Her türlü pozitif iletişime açığız” dedi.
Nisan ayındaki seçimler öncesi milliyetçiliği kullanmak isteyen Hindistan Başbakanı Narendra Modi bu konuda daha “şahin” mesajlar veriyor. Pakistan'ı ülkesini istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçlayan Modi, “Düşman, terör saldırılarıyla bizi istikrarsızlaştırmaya çalışıyor. Bizim ilerleyişimizi durdurmak istiyorlar. Onların planlarının karşısında kaya gibi sağlam duracağız” diye konuştu.
İngiliz Time dergisinin haberine göre, analistler, Modi’nin savaş atmosferinden oylarını artırmak için faydalandığı görüşünde. Time’a konuşan Londra Ekonomi Okulu Uluslararası Siyaset Bilimi Profesörü Sumantra Bose, “Bu, Modi için yapmayı en çok sevdiği şeyi yapması için bir fırsat: Güçlü liderlik havası yaratmak” dedi. Westminster Üniversitesi Demokrasi Çalışmaları Merkezi’nden Nitasha Kaul da, “Bu tür militarize olmuş, aşırı milliyetçi bir atmosfer, muhalefet partilerinin barış ve diyalog için daha akıllı ya da daha elverişli bir duruş sergilemelerini imkansız kılıyor” yorumu yaptı. Kaul’un yorumunu doğrular nitelikte bir twitter mesajı paylaşan Hindistan’ın ana muhalefet partisi olan Kongre Partisi’nin lideri Rahul Gandhi de, “Hindistan Hava Kuvvetleri pilotlarını selamlıyorum” dedi.
Hindistan’da Hindu milliyetçisi bir sağ parti olan Bharatiya Janata (Hindistan Halk Partisi) iktidarda bulunuyor. 800 milyon seçmenin bulunduğu ülkede genel seçim süreci nisan ayında başlayacak ve mayıs ayında tamamlanacak.
KEŞMİR SORUNU VE TARİHÇESİ
Pakistan ile Hindistan arasında iki ülkenin İngiltere’den bağımsızlığını elde ettiği Ağustos 1947’den bu yana devam eden krizin merkezinde Keşmir sorunu yer alıyor. Taraflar, 1947, 1965 ve 1999’da bu sebeple 3 kez savaşa sürüklendi. Bu savaşlarda üstün taraf Hindistan olsa da binlerce kişi hayatını kaybetti ve Keşmir sorunu her seferinde daha da büyüdü. İki ülke arasındaki problemler, 1971’de “Doğu Pakistan” sorunu sırasında da kendini gösterdi. Hindistan, Doğu’nun bağımsızlık talebini destekledi ve Bangladeş Halk Cumhuriyeti böylece kuruldu.
Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde. Bölgenin yüzde 20'sine ise Çin hakim. Hindistan kontrolündeki bölgeleri “Cammu Keşmir” eyaleti adı altında kendine bağladı. Cammu Keşmir, halen Hindistan'da Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunduğu tek eyalet durumunda. Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir'e “Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)” ve “Gilgit Baltistan” olarak 2 özerk bölge statüsü verdi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngördü. Hindistan, halk oylamasına sıcak bakmazken Pakistan, BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasını istiyor.
1947’den bu yana bölgede yaşanan önemli olayların kronolojik sırası şöyle:
Ekim 1947: Hindistan ve Pakistan arasında, Keşmir nedeniyle çıkan ilk savaş, ülkelerin bağımsızlığını ilan etmesinden 2 ay sonra başladı. Binlerce kişinin öldüğü bu savaş sonrası Cemmu Keşmir, Hindistan’a bağlandı.
Ağustos 1965: Komşu ülkeler arasında kısa süreli bir savaş yaşandı.
Aralık 1971: Hindistan, Doğu Pakistan’ın bağımsızlık talebini desteklediğini açıkladı. Hindistan Hava Kuvvetleri, Pakistan’a hava saldırısı düzenledi. Savaş, bağımsız Bangladeş’in kurulmasıyla sonuçlandı.
Mayıs 1999: Pakistanlı askerler ve militanlar, Kargil dağlarındaki Hint askeri mevkilerini işgal etti. Hindistan, hava ve kara operasyonu başlattı ve Kargil’de kontrolü yeniden sağladı.
Ekim 2001: Hindistan yönetimindeki Keşmir’deki meclis binasına saldırıda 38 kişi öldü. 2 ay sonra Delhi’deki Hindistan parlamentosuna saldırıda 14 kişi yaşamını yitirdi.
Kasım 2008: Hindistan’ın Bombay kentindeki tren istasyonu, otel ve Yahudi Kültür Merkezi’ne saldırılarda 166 kişi öldü. Hindistan, Pakistan merkezli Laşkar-e-Taiba örgütünü suçladı.
Ocak 2016: Hindistan hava üssü Pathankot’a yönelik 4 günlük saldırıda 7 asker ve 6 militan öldü.
Eylül 2016: Hindistan yönetimindeki Keşmir’de yer alan Uri askeri üssüne saldırıda 19 asker öldü.
Eylül 2016: Hindistan, Pakistan kontrolündeki Keşmir’deki militanlara saldırı düzenlediğini duyurdu. Pakistan iddiayı yalanladı.
DEMOGRAFİK YAPI: TOPLAM NÜFUSLARI 1.5 MİLYARDAN FAZLA
Hindistan ve Pakistan nüfus ve coğrafi genişlik bakımından Asya’nın iki dev ülkesi.
3 milyon 287 bin 263 km2(En büyük 7. ülke) yüzölçümüne sahip olan Hindistan’ın nüfusu 1.3 milyardan fazla(En yüksek nüfusa sahip 2. ülke).
881 bin 913 km2 yüzölçümüne sahip Pakistan’ın nüfusu ise 2019 sayımına göre 203 milyona dayanmış durumda(Dünyanın en kalabalık 5. ülkesi).
Hindistan’ın nüfusunun yüzde 80’i Hindu, yüzde 14’lük bölümü ise Müslüman. Hindistan, yaklaşık 190 milyonluk Müslüman nüfusuyla bu alanda dünyanın en büyük üçüncü ülkesi.
Pakistan ise 200 milyonluk Müslüman nüfusa sahip ve Endonezya’dan sonra dünyanın en kalabalık 2. Müslüman ülkesi.
ASKERİ GÜÇ: 2 NÜKLEER TEHDİT
Hindistan ile Pakistan arasındaki askeri rekabet, 1970’lerden itibaren “nükleer” içerik kazandı. 1974’te Hindistan, “Gülen Buda” adlı düşük güçteki bir nükleer aygıtı Rajasthan çölündeki yeraltı üssünde patlattı. Pakistan bu gelişme sonrası kendi atom bombası projesini hızlandırdı. İki ülke de çoğu yoksulluk içinde yaşayan devasa nüfuslarına rağmen nükleer silah yarışına büyük paralar harcadı. Pakistan Başbakanı Zülfikar Ali Butto’nun “Ot yesek, aç kalsak da nükleer bombaya sahip olacağız. Başka şansımız yok" cümlesi bu dönemin özeti oldu.
1998’de Hindistan 5 nükleer silah denemesi gerçekleştirdi. Pakistan buna 6 nükleer silah denemesiyle karşılık verdi. Bunlar, iki ülke arasındaki son nükleer silah testleri oldu.
Hindistan’ın 1 milyon 230 bini aşkın aktif askeri personeli bulunuyor. Pakistan’ın aktif asker sayısı ise Ulusal Muhafızlarla birlikte 700 bine yakın.
Hindistan, 2017 yılında İsrail’in bir numaralı silah müşterisiydi. Modi hükümeti İsrail hava savunması, radar sistemleri ve mühimmatlarına 530 milyon sterlin harcadı.
ABD VE ÇİN’İN DURUMU
Himalayalarla ayrılan iki komşu olan Çin ile Hindistan geçmişte bölgede sık sık karşı karşıya geldi. Aksay Çin üzerindeki sahiplik iddiası bu anlaşmazlığın ortaya çıktığı önemli bölgelerden biri oldu. 1962’den bu yana Aksay Çin’i kontrol eden Pekin, bölgede Pakistan’la 1970’lerden sonra askeri ittifak geliştirdi. Çin halen Pakistan’ın en önemli ticaret ortaklarından biri ve en büyük silah tedarikçisi. Ancak Pekin aynı zamanda Hindistan’ı da önemli bir yeni ticari ortak olarak görüyor.
Bu yüzden Çin, ABD’nin aksi yöndeki arzusuna rağmen Pakistan ile Hindistan arasındaki gerginliğe müdahil olma taraftarı değil. RT’ye konuşan Moskova merkezli Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü araştırmacısı Aleksey Kupriyanov, “ABD, Çin’in olabilecek en fazla sayıda sorunla uğraşmasını istiyor. Her sorun, Çin’in ekonomik büyümesini yavaşlatacak bu da Pasifik’teki ABD hegemonyası için Çin’in daha tehlikesiz hale gelmesine neden olacak” diyor.
Yeni Delhi’deki Savunma Çalışmaları ve Analizleri Enstitüsü’nden Smruti S. Pattanaik de Çin’in gerginliğe dahil olmayacağını ancak İslamabad’ı terörist gruplarla bağları konusunda uyaracağını belirtiyor.
ABD, bölgede Hindistan’ı Çin’e karşı kullanılabilecek bir ortak olarak görüyor. Başbakan Narendra Modi’nin hükümetiyle silah anlaşması da imzalayan Washington’un bu noktada Pakistan-Hindistan gerilimine taraftar olmayacağı savunuluyor. Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nden Rick Rossow, “Hindistan, Güney Asya batağına saplanırsa daha önemli dış politika konularına vakit ayıramaz. Çin’in yükselişiyle ABD, Hindistan’ın Asya politikasında daha önemli bir rol oynamasını istiyor” diyor. Rossow, Washington’un Hindistan’ı desteklemesi halinde Pakistan’ın da Afganistan üzerinden ABD çıkarlarını hedef alabileceğini belirtiyor. Bu da Pakistan’ın İslamcı terör gruplarıyla ilişkisine odaklanan bir yorum. (DIŞ HABERLER)