Venezuela’da Caricuao UD-4 Komünü’nde...
Evrensel Yazarı Mustafa Yalçıner, Venezuela'dan komün izlenimlerini yazdı.
Fotoğraf: Mustafa Yalçıner/Evrensel
Mustafa YALÇINER
Caracas
Caricuao, Caracas’ın güneybatısında büyükçe bir yerleşim yeri. Yeşiller içinde. Yan yana dört yüksek bina. Tümü 18 katlı. Yaklaşık olarak toplam bin aile kalıyor. UD-4 Komünü bu. Birden fazla komün kurulmuş bölgede. Binaların arasından görünen tepelerde ise yatay yapılaşma var, bizdeki gecekondulara benziyor. Aslında dikey kurulmuş yapılara da gecekondu demek yanlış olmaz. Sadece biçim değişik.
Bir yüksek binanın giriş katı sosyal merkez olarak düzenlenmiş. Asıl bir radyo istasyonu olarak düzenlenmiş ve yaklaşık 100 bin kişiye yayın yapıyor. 1989’da kurulmuş, kolektivitenin. Çocuklara yönelik sürekli yayını var. Caracas’ta çok fazla çocuk merkezi varmış.
Ayrıca 6 bilgisayar var çalışır halde. Sosyal medya olarak ve Web’de gezinmek için kullanılıyormuş. Bedava. Caricuao’da yayın yapan bir de TV kanalı varmış.
"KENDİMİZİ VE ÜLKEMİZİ SAVUNACAĞIZ"
Okul çıkışı çocuk ve gençler geldiler yanımıza, onlar bize biz onlara sorular sorduk. Birinin aldı Maria. Lisede okuyor. Juan Guaido’nun başkanlık ilanı sonrasında eğitimde kesintiler olup olmadığını sorduk. Daha öncesinden, gerginlik başladığında kimi liselerde aksamalar olmuş. Bazı okullarda öğretmenler aksatmış, terk edip gidenler bile olmuş, bazılarında yemek dağıtımında sorunlar yaşanmış.
Ailelerinin tutumlarına ilişkin bir soruyu ise arkadaşı genç bir erkek yanıtladı. “Ailelerimizin birbirlerinden farklı fikirleri var tabii” deyip ekledi: “Benim görüşüm, Venezuela’nın tabii ki sorunları var, ama en zor koşullarda bile halkın egemenliğini savunmanın yolları vardır ve bulunur.”
Komün başkanı da onayladı, “Zorluklarımız var, ama her şeyimiz var. Evlerimizin ve topraklarımızın sahibi biziz. Kendimizi ve ülkemizi savunacağız.”
BİTKİSEL ÜRETİMİ GELİŞTİRME ALANI
İkinci durağımız, bir hayvanat bahçesine kurulmuş olan ve henüz girişim halinde olduğu izlenimi veren bir plantasyon alanı. Özellikle ilaç bitkileri geliştirmeye başlamış ve tohum üretimine yönelmişler. (Başka bir komünün sürükleyicilerinden olan başka birinden de kendi komünerlerinin tohum bankası kurduğunu öğrendim.) Aralarında küçük yeşil meyveleri olan domates de olan çok sayıda bitki geliştirilmeye çalışılıyor. Geçmiş kültürel birikimden faydalanıyor, komünal topluluklara eğitim veriyor ve tarımsal hastalıklarla ilgili bilgilendirme de yapıyorlarmış.
ÜRETİM YOK
Yakınlardaki üretim merkezinde tek tek dükkanlar ve bir koridor üzerinde yan yana imalathane ve satış yerleri var.
Komünün gıda satış merkezinde durum parlak değil. Teşhir dolaplarından biri genellikle çeşitli türde ekmekle dolu, diğer ikisi boş. Yakın zamana kadar günde birkaç kamyon gelirmiş, şimdi gelmediği anlaşılıyor.
İçinden geçilerek gidilen fırın tepsilerinde yeni üretilmiş ekmekler var. Ancak fırın çalışmıyor. Hamur karıştırma teknesi de boş. Çünkü elektrikler kesik.
Fırın ve geri kalan ürün imalatında 40’tan fazla kişi gelir sağlıyormuş. Elektrik kesikti ama, bu sürekli değil. Biz oradayken iki kez kesildi ve geldi.
Ayakkabıcı, terzi, marangoz, oto tamircisi, sağlık ocağı ve eczanenin yanında, resim atölyesi, çocukların el becerilerini geliştirme atölyesi benzeri çalışma mekanları da var. Buraları işletenler sadece elektrik ve gaz masraflarını karşılıyor, ama vergi ödemiyorlar.
Ancak oradayken sadece oto tamircide bir hareket göze çarpıyordu.
Komünlerin durumu iyi görünmüyor. En başta üretken değiller. Ekmek yapıyorlar, ama unu satın alıyorlar. Bakliyat, pirinç, et, tavuk, kahve, şeker vb. gibi yiyecek malzemeleri de öyle.
Ürettiklerinden kazanacaklarıyla karşılamaları olanaklı değil ve daha çok petrol gelirlerinden paylarına düşenle idare ettikleri anlaşılıyor. Bununsa, petrol gelirinin dağıtımıyla yiyecek tedariki yapan şirketleri denetlemek türünden ek zorlukları olduğu ortada. Bürokrasi sözcüğü, komünlerde fazlasıyla kızgınlık ve nefret parlamalarına neden oluyor. Burjuvaziyle baş etmesi ise mesele.
CARACAS’TA ASKER POLİS YOK…
Venezuela’ya geldik geleli hiç asker polis görmemiştik. Hem de yoksul mahalleleri kadar zengin semtlerinde de dolaşmıştık. Ne sokaklarda ne bir başka yerde. Salı gününe kadar.
Salı komün gezisine çıkarken otelin kapısında rastladık ilk kez. Gezide kullanacağımız otobüsün önünde motorlu iki genç askeri polis eskort yaptı. Ama üzerlerinde silah taşımıyorlardı. Komünde sorduk, birinde yoktu, diğeri çizmesinden bir tabanca çıkarıp gösterdi.
Dönüşte yine eskort -hepsi o.
Otele geldiğimizde akşam etkinliğinden söz edildi ve kayıt yaptırmamız istendi. İlk kez bir etkinlik için kayıt yaptıracaktık! Yaptırdık. Bileklerimize yeşil renkli bantlar takıldı. İlk kez oluyordu bu.
Tüm etkinliğin gerçekleştiği otelin karşısında bir tiyatroda düzenlenecekti etkinlik. Üst geçitten yolun karşısına geçerken hem geçitte, hem de aşağıda yolda askeri polis vardı. İlk kez. Ve bu kez silahlıydılar üstelik.
Anlaşılıyordu, bir olağanüstülükler vardı.
Yerlerimize oturup beklerken açıklandı, Maduro gelecekti. Önlemler ondandı.
Geldi, ciddi tezahürat ve alkış aldı. Önce başka birkaç konuşmanın ardından, toplantılarda üzerinde konuşulandan tamamen farklı bir sonuç deklarasyonu okudu Lula’nın partisinden iki kişi. “Katılımcıların adına” dendi, ama değildi. Aldığı alkışlardan anlaşıldığına göre başka onaylayanlar varsa bile sadece Brezilyalıların kaleme aldığı bir metindi. Herkes orada dinledi!
Ardından Maduro söz aldı. Venezuela halkı ve Bolivarcı devrime sunulan uluslararası desteğe teşekkür etti ve birkaç günlük gelişmeleri anlattı. Yeni bir şey söylemedi, daha çok “insani yardım” adı takılan, ama mevcut yönetimin otoritesini kırmaya yönelik olarak düzenlenen ülkeye kamyonlarla malzeme sokulması girişimi üzerinde durdu. “Yardım” sınırdan meşru şekilde sokulmayıp zorlamayla muhaliflere teslim edilmek istenmekteydi!
Maduro “yardım”in içinden gaz maskeleri ve benzeri savaş malzemeleri çıktığını TV çekimleri de kullanarak anlattı. Muhalefette hayır yoktu. Etkinliğini yitirmekteydi. Ancak Maduro da ambargoyla iyice zorlaşan durumundan çıkışa dair bir politika geliştirmemişti.
Konuşmasını bitirince toplantıdan maiyetiyle birlikte hızla ayrılıp gitti.