28 Şubat 2019 23:34

‘Asgari ücret muaf olsun, zenginler servet vergisi ödesin’

Vergi haftasında sermayeye vergi indirimleri gelirken emekçilerden vergi kesiliyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Birkan BULUT
Ankara

Vergi Haftası’nda Türkiye’de gelir ve vergi adaletsizliğini değerlendiren Büro Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Serpil Akpınar, Gelir İdaresi Başkanlığının “Kahveyle hatrın verginle katkın olsun” sloganlı afişler astırdığını ama sermayeye vergi indirimleri gelirken emekçilerin ücreti görmeden vergi kesildiğini söyledi. Asgari ücretin vergiden muaf tutulması gerektiğini belirten Akpınar, asgari ücret üzerindeki kısmın yüzde 10 vergi alınmasını talep etti. 

25 Şubat-3 Mart tarihleri arasında kutlanan Vergi Haftası’nı konuştuğumuz Büro Emekçileri Sendikası (BES) Genel Başkanı Serpil Akpınar, bütçeye ve koşullara bakıldığında Bakan Albayrak’ın sözünü ettiği vergi sisteminde bir değişikliğe gidileceğini düşünmediklerini söyledi. Vergi oranlarının belirlendiğini ve emekçilerin lehine bir değişikliğe gidilmeyeceğini belirten Akpınar, tüm devlet olanaklarının seçim için kullanıldığı düşünülecek olursa bu maliyetin karşılanması için seçim sonrası zamların da artacağını söyledi.

"BİZE NEDEN BİR DÜZENLEME YAPILMIYOR?"

Gelir İdaresi Başkanlığının 30. Vergi Haftası çalışmalarına dikkat çeken Akpınar, “Şirket gibi kamuoyuna açık yerlerde astırdığı afişlerle ‘Kahveyle hatrın verginle katkın olsun’ diyor ama aslolan sade vatandaşın vergisi değil. Sürekli belli kesimlere vergi borcu yapılandırması, düzenli vergi ödeyenlere yüzde 5’lik indirim yapılıyor. Biz maaşlarımız almadan gelir vergisi ödüyoruz. Bize neden bir düzenleme yapılmıyor? Vergilerden oluşan geliri patronlara sermayeye aktardıklarını biliyoruz. Önümüzdeki dönem krizin derinleşeceğini düşünürsek, iktidarın adil bir vergi çizgisi oluşturacağını düşünmüyoruz” dedi.  

GELİR ADALETİ İÇİN SERVET VERGİSİ

Akpınar, vergi adaletinin sağlanması için vergi matrahının yükseltilmesini, artan oranlı vergi sisteminin kaldırılmasını, ücretli emekçiler için de asgari ücretin üzerinin yüzde 10 vergilendirilmesini istediklerini söyledi. Ayrıca gelir adaletinde bir iyileşme oluncaya kadar servet vergisi konulmasını istediklerini belirten Akpınar, “Daha önce bir seferliğine servet vergisi diyorduk. Ancak bugün o kadar aşınma var ki... Bu yüzden adalet sağlanana kadar servet vergisinin ödenmesi gerekiyor. Ayrıca her mal satın almadaki dolaylı vergilerin aynı olması da adil değil. Asgari ücretli ile ayda 10 bin lira geliri olan birinin mesela bir kibrite ödediği dolaylı vergi aynı” diye konuştu.

Ayrıca maliye çalışanlarının özlük haklarının düzeltilmesini isteyen Akpınar, “Maliye emekçileri başta olmak üzere tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmesini, ücret adaletsizliklerinin giderilmesini istiyoruz.  Ek ödemelerinin emekli aylığına yansıtılması KESK ve sendikamızın toplusözleşme talebidir. Bugün memurlar arasında 400 ila 9 bin arasında ek gösterge ile çalışan var. Bu adaletsizliğe karşı en az 3600 ek gösterge istiyoruz.

VERGİ GELİRİNİN YÜZDE 92'Sİ EMEKÇİLERDEN

Bütçe gelirlerinin en büyük kısmının emekçilerden alındığını kaydeden Akpınar, son 10 yıl ortalaması alındığında toplanan vergilerin yüzde 92'sinin emekçilerin ödediği vergilerden oluştuğuna dikkat çekti. Akpınar, bu nedenle sermaye kesimi için vergi aflarının getirilmemesi, hükümetin özellikle sermayenin vergi ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

"EN DÜŞÜK GELİRE EN YÜKSEK VERGİ"

Verginin bir ülkenin gelir dağılımının belirlediği sosyal haritasına göre şekillendiğini söyleyen Prof. Dr. İzzettin Önder, “Birinci olay, Türkiye’de gelir dağılımı çok bozuktur. İkinci olay, siyasi erkin taviz vermesi gerektiği bir konu, ekonomi verimsizdir. Dışa açılmada yani dünya ile rekabet edebilmek için hükümetin taviz vermesi lazım” dedi. Gelir dağılımı bozukluğu ve yüksek cari açık ortada olduğu zaman verilecek tavizin, ‘Vergiyi emekçilerin sırtına yıkmak’ olduğunu belirten Önder, “Vergiyi emekçiler ödüyor. Ücretlilerden, ya da katma değer üzerinden alınıyor. Mesela Arçelik mal satıyor, müşteriden alıyor vergiyi ve maliyeye yatırıyor” dedi.

EN DÜŞÜK GELİRE EN YÜKSEK VERGİ TÜRKİYE’DE

Önder, “Asgari ücret, bir insanın ölmemesi için lazım olan para. Bunun vergisi olur mu? Bunun üzerindeki vergiyi kaldırsın, dakika bir gol bir. Birinci adım bu olsun” diye konuştu. Hükümetin asgari ücretliden vergi almaktan vazgeçmeyeceğini söyleyen Önder, gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Gelir vergisinin yarısına yakını buradan geliyor. İşçiler ödüyor. Bir de utanmadan iş adamları, işçiden kestiği bu vergi için ‘İşçinin vergi yükü bize yansıyor’ derler. İşveren işçiye ücretini verirken devlete vergisini veriyor. Ama bu verginin maliyetini ürünün içine koyuyor. Dolayısıyla o, koruma mekanizmasını öyle kuruyor. ‘Asgari ücrete vergiyi yüzde 5’e indirdim’ desin, bu da makul olabilir.” Türkiye’nin Avrupa’nın fert başına gelirde en yoksul ülkelerinden biri olduğunu söyleyen Önder, en düşük gelire en yüksek vergi oranını ise Türkiye’nin uyguladığını ifade etti. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır Baro Başkanı: Can kaybı olmadan Öcalan’la görüşme sağlansın

SONRAKİ HABER

TEİS: Raporlu ilaçlara bile fiyat farkı ödeniyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa