03 Mart 2019 12:35

Tarımda dışa bağımlıyız: Bütçeden tarıma düşen destek sadece yüzde 1,9

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, "AB, bütçesinin yüzde 45'ini tarımsal desteğe veriyor. Bizde bu oran 1,9-2,9'dur" dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İstanbul İSİG Meclisi Beslenme Çalışma Grubu, DERİTEKS Genel Merkezinde çalıştay düzenledi. Çalıştayda sunum yapan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, kanuni olarak Türkiye'de "Tarımsal desteğin milli gelirin yüzde 1'inden az olamaz" dendiğini ancak bugün söz konusu desteğin yüzde 1'i bulmadığını söyledi.

Atalık, "Bugün yüzde 0,38'e geldi. 14,5 milyar TL destek verildi. Desteklerde aradığını bulamayan çiftçi banka kredilerine yönlendi. 102 milyar lira kredi kullandı çiftçi. Mayıstan sonraki döneme baktığımızda çiftçi kredi çekemiyor. 2018'de icraya düşme durumu yarı yarıya arttı. İcraya düşen kısım artmaya devam ediyor. Çiftçi borç batağına ilerlemeye devam ediyor. Çiftçinin mali mülkü yabancı bankaya kayıyor. Çiftçinin alım gücü sürekli geride kalıyor" dedi.

"MAZOTTA, GÜBREDE, TOHUMDA DIŞA BAĞIMLIYIZ"

Türkiye'nin mazotta, gübrede, sera tohumlarında yurt dışına bağımlı olduğunu söyleyen Atalık, "Bu girdilerde maliyet enflasyonun kat kat üstünde arttı. Bir kısım şirketler dolar fiyatı fakslamaya başladı. Fiyattaki yükselmeyle gübre ithalatı dahi azaldı. İthalatımız yüzde 27 geriledi. Döviz kurunda artık ithalatın daha pahalı olmasından kaynaklanıyor. Birçok üründe gümrük vergisi sıfırlandı. Buna rağmen ithalat azaldı. İthalattaki azalma fiyatları artıran bir diğer unsur oldu" dedi.

"AB'DE DESTEK YÜZDE 45"

Avrupa Birliği bütçesinin yüzde 45'inin tarımsal desteğe verildiğini belirten Atalık, "Bizde bu oran bütçenin yüzde 1,9-2,9'dur. Son dönemde yüzde 1,9'unu ayırıyoruz. Ağır sıklet bir boksörle hafif sıklet yarışıyor. Bazı bankalar Edirne'de otopark kiraladı, haczettiklerini park ediyor. Mazotu da ithal ediyoruz. Çiftçi mazota yüzde 60 vergi veriyor" diye konuştu.

2003-2017 yılları aralığında 700 bin çiftçinin tarım alanına terk ettiğini söyleyen Atalık, "Bu yalnızca tarım politikalarıyla ilgili değil. Köy ilkokulların kapatılması etkenlerden biri oldu" dedi.

Türkiye'de üreticinin yıllık gelirinin 3 bin 300 dolar olduğunu belirten Atalık, "Fransız çiftçisinde 20 bin 200 dolar. ABD'de 35 bin dolar. Türkiye çiftçisinin gelişmiş ülke çiftçisiyle yarışması mümkün değil" diye konuştu.

“TANZİM ÇÖZÜM DEĞİL”

"Terörist ilan edilen aracılar hep vardı" diyen Atalık tanzim satışlarla ilgili ise şunları söyledi:

"Sebze alanlarına baktığımızda 16 yılda çiftçi tarım arazisinden çekiliyor. Sebzeden sonra kuru baklagiller girdi. Nadas alanlarını kullanarak nohut ve kırmızı mercimekte dünyanın lider ülkelerindendi. Mercimek alanlarımız yarı yarıya daraldı. Tanzim satışlar doğru bir davranıştır ama üretim alanlarındaki sorunları görmezden gelmek sorunu daha da büyüyecektir. Marketler aracıyı zorlayacak. Kazanamayan çiftçinin kaliteli üretmesi mümkün değil."

Atalık, bağımsız kooperatifleşmenin tekrar düşünülmesi gerektiğini, tarımda önce üretim ayağının düzeltilmesi gerektiğini söyledi.

“İŞÇİNİN YEMEĞİ PATRON GÖZÜNDE MALİYET”

DERİTEKS Genel Başkanı Musa Servi de şunları söyledi:

“Sağlıklı beslenmek temel bir haktır. İşverenlerin yemek verip vermemesi tercihten çok üretim faktörü olarak ele alınıyor. İşveren buna çözüm üretmek zorunda kalmıştır. Üretimin aksamaması önemsenmiştir. Bu konuda işverenin inisiyatifine bırakılmıştır. İşyerinde verilen yemeklerde pek çok sorun yaşanıyor. İşçiye verilen yemeği maliyet unsuru olarak gören, düşük maliyetli yemek tercihi yemeğin kalitesini düşürmektedir. Yemek firması tarafından kullanılan malzemenin ne şekilde kullanıldığı, örgütlü olduğumuz yerlerde bu konuda sık sık şikayetler alıyoruz. Temsilcilerimiz bu konuda çözüm üretmeye çalışmaktadır. İlk aylarda çözüm üretilmekte, sonraki aylar tersine dönmektedir. Yemek şirketi değiştirildiğinde, maliyet yükseldikten sonra maliyeti karşılayamıyorum diyor, kaliteyi düşürüyor. Tanzim satış yerlerinde de maliyetten kaçınarak ucuz yemek veriliyor. İşyerinde yemek pişirildiğinde çok fazla şikayet gelmiyor. Bütünlüklü bir yaklaşımla soruna eğilmek önem taşımaktadır.”

Zonguldak Devrek Merkez Dedeoğlu ve Çolakpehlivan Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Saniye Uysal da "8 çiftçi kadın üretiyoruz. Köylü pazarında satış yapıyoruz. Elimizden geldiğince dayanışma içinde oluyoruz. Dürüst ve sağlıklı üretim yapmak istiyoruz. Güneş enerjisiyle çalışan değirmen yaptık" dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

İsrail’de ‘katillerin avukatı’na meclis yolu açıldı

SONRAKİ HABER

Eğitim Fakültesi öğrencileri: Bölümlere, atamaya göre öğrenci alınsın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa