6 Mart 2019 12:54

Karabağlar’da grev 13. gününde; belediye adım atmıyor

Metehan UD
İzmir

CHP’li Karabağlar Belediyesine ait Spor AŞ ile bu işyerinde örgütlü DİSK/Dev Turizm-İş Sendikası arasındaki ikinci dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması üzerine başlayan grev devam ediyor. İşçilerin toplu iş sözleşmesinden talebi ücretlerinin aynı işi yaptıkları diğer belediye işçilerinin ücretlerinin düzeyine yükseltilmesi.

Evrensel’e konuşan işyeri temsilcilerinden Kenan Kandemir, 4 aydır TİS’i masada bitirmek için çabaladıklarını belirtirken, “Başkan masadan kalkınca biz de greve çıkmak zorunda kaldık. Bu süreçte milletvekilleri ve parti yöneticileri devreye girdi ama henüz bir gelişme sağlanamadı. Grevdeki arkadaşlarımız dik duruyor. Tesisleri kullanan halk ilk günlerde bizi CHP’ye, belediyeye düşmanlıkla suçladılar ama biz çalışma koşullarımızı anlatınca bize hak verdiler. Belediyenin yapmış olduğu açıklamada da halkta tepkiye neden olmuş” dedi.

Yüksek bir zam talep etmediklerini ifade eden Kandemir şunları söyledi: “Açlık sınırında maaş almak istemiyoruz artık. Belediye KARBEL işçilerine 800 TL zam yaptı ama bize bu zammı çok görüyor. Bize ‘Belediye şirketinde çalışıyorsunuz, sendikalısınız, başka hak istemeyin’ diyorlar. Sosyal haklar da bizim en doğal talebimiz. Pasomuz bile yok. Kartı olmayan tek belediye işçisi bizizdir herhalde. Bu şartları kabul etmemiz mümkün değil ve taleplerimiz kabul edilene kadar grevi sürdüreceğiz. Biz bir kere grevi göze aldık. Bize KARBEL şirketinin haklarını sağlasın. Onlar da belediye işçisi biz de belediye işçisiyiz.”

EMEP ZİYARET ETTİ

Grevlerinin 13. gününde işçileri Emek Partisi ilçe yöneticileri ziyaret etti. İlçe Başkanı Haydar Cenan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ‘Rantı halkla bölüşmek istiyoruz’ sözlerini hatırlatarak, “Karabağlar Belediyesi de CHP’li ise eğer o zaman bu işçilerin de buradaki ranttan payı vardır. Ayrıca sosyal demokrat bir belediyeyse toplu sözleşme hakkına da saygı göstermeleri gerekiyor. Yerel seçim öncesi de AKP’ye fırsat verilmemesi için bu sözleşme imzalanmalıdır. İşçiler için bahar, martın sonuna bırakılmamalıdır” dedi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et