12 Mart 2019 09:41

İYTE Antropoloji Topluluğundan toplumsal cinsiyet söyleşisi

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Antropoloji topluluğu tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü dolayısıyla "Biyoloji, Antropoloji, Sinema ve Dilde Toplumsal Cinsiyet" söyleşisi gerçekleştirildi. İYTE Kütüphane Gösteri Merkezi’nde düzenlenen söyleşide birçok akademisyen ve öğrenci buluştu.

"GENETİK TEK BELİRLEYİCİ DEĞİL"

Fotoğraf: Evrensel

Söyleşide ilk olarak Ege Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalından Prof. Dr. Cemal Ün, "Cinsiyet Genetiği ve Evrimi" başlıklı sunumunu yaptı. Ün, sunumuna nüfusu kadın ve erkek olarak iki cinsiyet halinde gördüğümüzü ancak genetik çeşitliliğin toplumda ve bireyde ikili bir cinsiyet yapısından ibaret görülemeyeceğini belirterek başladı. Ün, insanın evrim sürecinde birçok genin sustuğunu ve birçok genin de aktif hale gelip popülasyon içi çeşitlilik yolunda biriktiğini kaydetti. Genetiğin tek belirleyici olmadığını belirten Ün, çevresel faktörlerin de etkili olduğunu, cinsel yönelim ve cinsel kimliğin belirleniminin de bundan etkilendiğini anlattı.

"BENCİL BİR İNSAN ANLATISI YARATILMASI ŞAŞIRTICI DEĞİL"

Öğretim Görevlisi Ozan Uştuk da Arkeolojik tarih yazımında yorumlamaların, günümüz toplumundaki eşitsiz iş bölümü anlayışını temellendirme kaygısı içerdiğini belirtti. Verilerin ne kadar saptırılabileceğinden bahseden Uştuk, piyasa koşullarını ön kabul olarak ele alan antropoloğun bencil bir insan anlatısı yaratmasının şaşırtıcı olmadığını vurguladı. Ancak bu tip yorumlara karşı olan örneklerin de bulunduğunu da ekleyen Uştuk, Mossou, Minangkabau, Bribri, Umoja gibi toplulukların anaerkil bir yapıya sahip olduğunu, toprak mülkiyeti ve aile yapısının kadınlara göre düzenlendiği kaydetti.

"TÜRKÇE MORFOLOJİK OLARAK CİNSİYETSİZ BİR DİL"

Öğretim Görevlisi Dr. Yasemin Özcan Gönülal da "Türk Kültürü ve Dili İçerisinde Cinsiyet Eşitsizliği" başlıklı bir sunum yaptı. Gönülal sunumunda Türkçenin morfolojik olarak cinsiyetsiz bir dil olduğunu fakat dildeki asıl cinsiyet eşitsizliğinin zihniyet meselesi olduğunu söyledi. Dede Korkut hikayelerinden, deyimlerden, atasözlerinden örnekler veren Gönülal, kadınların birçok kalıp yargıda aşağılandığını gösterdi. Dil noktasında buna çözüm önerisi olarak Latife Tekin edebiyatını öne çıkaran Gönülal, masal ve kadınların sözlü anlatılarının eril dilin tahakkümünden bir miktar daha korunduğunu belirtti.

"BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN"

İYTE Antropoloji Topluluğu'ndan öğrenci sunumlarında ise söyleşinin “Başka ve daha iyi bir dünya mümkün” denilerek düzenlendiği belirtildi. Sunumlarda kadın cinayetlerinin yıllara göre artışından ve örneklerden bahsedildi. (İzmir/EVRENSEL)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et