Leyla Güven'in kızından çağrı: Geç olmadan sesimizi yükseltelim
Leyla Güven’in kızı Sabiha Temizkan, açlık grevinin 125’inci gününde olan annesi için kamuoyuna çağrıda bulundu.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, önceki gün açlık grevini sürdüren Leyla Güven’i ziyaret etti | Fotoğraf: HDP Basın Bürosu
Şerif KARATAŞ
Diyarbakır
Açlık grevinde olan HDP Milletvekili Leyla Güven’in kızı Gazeteci Sabiha Temizkan, annesinin talebinin yasal olduğunu vurguladı. Annesiyle birlikte açlık grevinde olanların talebinin yarın herkes için gerekli olabileceğine dikkat çeken Temizkan, “Gerçekten yarın çok geç olabilir. Hakları ihlal edilen kişinin kim olduğuna bakılmaksızın, herkes için insan haklarını savunalım” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle sürdürdüğü açlık grevi 125’inci gününe girdi. Diyarbakır E Tipi Cezaevinde başlattığı grevi tahliye olduktan sonra Bağlar’daki evinde sürdüren Leyla Güven’in kızı Gazeteci Sabiha Temizkan, hep annesinin yanında oldu.
‘ANNEMİN AÇLIK GREVİ HÜKÜMETİN SESSİZLİĞİNE’
Temizkan Evrensel’e konuştu. Hükümetin kendi yasalarını uygulamadığı için annesinin açlık grevinde olduğunu anlatan Temizkan şunları söyledi:
“Bu insan hakları ihlali. Bunun başka insanların haklarının da ihlali olduğunu düşünüyorum. Çünkü annem seçilmiş bir milletvekili. Zaten milletvekili seçildikten sonra cezaevinde haksız ve hukuksuz bir şekilde tutulmaya devam edildi. Zincirleme insan hakları ihlali olarak görüyorum. Hükümet hâlâ bu meseleyle ilgili çok sessiz. Zaman zaman annemin taleplerini düşünmediklerini düşünüyorum. Ama duyduklarını şuradan anlıyoruz: Açlık grevlerinin yapıldığı yerleri basıyorlar, insanları gözaltına alıyorlar. Gözaltına alınanlara kötü muamele var. Diyarbakır’da açlık grevindeyken gözaltına alınlara, şeker, tuz verilmedi. Sadece su verildiğini öğrendik. Zaten Türkiye’de çok ciddi insan hakları ve demokrasi sorunu var. Dolayısıyla annemin eyleminin aslında tam da hükümetin bu duyarsızlığına ve sessizliğine yönelik olduğunu söyleyebilirim.”
‘İNSAN HAKLARINI SAVUNALIM’
Açlık grevlerinin kritik aşamada olduğuna dikkat çeken Temizkan, annesinin hükümlü olan Öcalan’ın yasayla doğan haklarını kullanmasını istediğini belirtti. Temizkan, kamuoyuna şu çağrıda bulundu:
“İnsan hakları herkes için eşit uygulanmalı. Herkesin buradan hareketle, yani insan hakları ve yaşamı savunma refleksiyle hareket etmesini istiyorum. Bugün benim annem ve onun arkasından açlık grevine giren binlerce kişi için gerekli. Yarın başkaları için bu hak ve haklar gerekli olacak. Herkes buradan yola çıkarak hareket etsin. Gerçekten yarın çok geç olabilir. Vicdani sorumluluğu var herkesin, sesini yükseltmesi için. O yüzden herkesten bunu rica ediyorum. Hakları ihlal edilen kişinin kim olduğuna bakılmaksızın, herkes için insan haklarını savunalım.”
GAZETECİLİK BU KADAR ÇARESİZ BIRAKILMAMIŞTI
Açlık grevinin ana akım basında yer almamasını biraz anlayabildiğini anlatan Sabiha Temizkan, basındaki bu sessizliğin yeni bir durum olmadığını hatırlatarak, iktidarın basına yönelik baskı politikalarını işaret etti. Temizkan şunları belirtti:
“Çalıştığımız yerler kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) kapatıldı. İşsiz kaldık. Başka yerlere iş başvurusu yaptığımızda KHK ile kapatılan yerlerden gittiğimiz için işe alınmadık. Bu da gösteriyor ki, bizim gibi gerçekten gazetecilik yapmaya çalışanlar bir biçimde engelleniyor. Ve engellenmeye devam edilecek. Basının tavrına çok şaşırmadım. Çok beklemiyordum. Ana akım basın burada sıraya dizilse şaşırırdım. Şunu düşünüyorum zaman zaman, ana akımda çalışan meslektaşlarım var, tanışıyorum. Onların vicdanen çok yaralı olduklarını da biliyorum. Hepsinin bu açlık greviyle ilgili haber yapmak istediklerini de biliyorum. Galiba gazetecilik, gazeteciler hiç bu kadar, çaresiz bırakılmamıştı. Şu anda acımasız medya patronlarıyla ve iktidarla ilişkilerini riske atmak istemeyen medya patronlarıyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu konuda onlara çok kızamıyorum açıkçası. Çok ciddi bir işsiz gazeteciler kervanı var. Ve bu arkadaşlarımızın çocukları, aileleri var. Çalışmak zorundalar.”