Metro inşaatındaki göçüğe alınmayan önlemler neden oldu
Metro inşaatındaki göçük yağmur yağışına bağladı ancak inşaatın uzun süredir yağmur suyu altında olması önlemlerin alınmadığını ortaya koyuyor.
Fotoğraf: Evrensel
Metehan UD
İzmir
İzmir Büyükşehir Belediyesi, metro yer altı garajının inşaatındaki göçüğü "aşırı yağmur yağışı"na bağladı ancak inşaatın başka bir bölümünün uzun süredir yağmur suyu altında olması, projede yer altı suları ve yağmur suyunun dikkate alınmadığını ortaya koyuyor. İşçiler ise uyarılarının dikkate alınmadığını dile getirdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesinin hafif raylı sistem araçlara ait Halkapınar yer altı yeni depolama tesislerinin inşaatında dün (13 Mart) göçük yaşanmış, diyafram duvarları arkasındaki ağırlığı kaldıramayarak çökmüştü. Çöken duvarın altında ise şantiyede görevli Mehmet Çiftçi ve Mehmet Ali Yalçın isimli 2 bekçi kalmıştı. Gece 3 saatlerinde yaşanan göçük ancak sabah saatlerinde çalışmaya gelen işçiler tarafından fark edilebilmişti. Arama kurtarma çalışmalarına dün gece kayma riskinden dolayı ara verirken sabah dokuz saatlerinde kaldığı yerden devam etti.
FITRATA KILIF AŞIRI YAĞMURLAR MI?
Şantiye alanına gelmeyen büyükşehir bürokratları yaptıkları açıklama ile göçüğün aşırı yağışlardan kaynaklandığını belirtti. Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, "Mevsim normallerinin üzerindeki yağışlar nedeniyle aşırı yüklenen zeminin diyafram duvarlarının arkasında baskı yaratması sonucu yaklaşık 20 metrelik bir bölümde sabaha karşı göçük oluştu" denildi. Büyükşehirin göçüğün sebebini yağmura bağlaması Erdoğan'ın iş cinayetleri için kullandığı 'fıtrat' benzetmesini hatırlattı.
MADEM YAĞMUR, NEDEN ÖNLEM ALINMADI?
Ancak yapılmakta olan yer altı garajının henüz açıkta olan kalan kısımlarının da yağmuru suyu altında olduğu görüldü. Edinilen bilgilere göre, bu bölge de uzun süredir sularla kaplıymış. Garaj alanının uzun süredir su altında olması bölgedeki yer altı sularının yüksek olduğunu ve toprağın suya doygunluğunu gösteriyor. Göçüğün aşırı yağmurdan kaynaklı olduğunu iddia eden İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bunun için bile önlem almadığı ortaya çıkmış oldu. İnşaat alanındaki yer altı suları ile yağmur sularını boşaltacak drenaj boruları yok. Bu durum akıllara "İki bekçinin altında kaldığı metro inşaatındaki göçüğe de bu şekilde mi davetiye çıkarıldı?" sorusunu getirdi.
"MÜHENDİSİ UYARDIĞIMIZDA 'İYİ GİDİYOR' CEVABINI ALDIK"
Evrensel'e konuşan bazı işçiler, inşaat çalışmaları sırasında tabanda biriken sulardan ve toprağın durumdan dolayı şantiyeden sorumlu mühendisi uyardıklarında "iyi gidiyor, iyi gidiyor" cevabını aldıklarını söyledi. İşçiler "Şimdi gördük, ne kadar iyi olduğunu. Burada yaşananların hesabını kim verecek?" dedi.
Öte yandan bekçilerin gece şantiye alanında gezerken göçüğe yakalandığı tahmin ediliyor. Bazı işçiler de bekçilerin şantiye şefi tarafından sürekli olarak gezmeleri yönünde uyarıldığını da belirtti.
Tesisleri yapan Barankaya Şirketi, İzmir Büyükşehir Belediyesinin pek çok ihalesini alması ile biliniyor. İhalenin teslim tarihinin gecikmesinden kaynaklı çalışmaların hızlandırıldığı da düşünülüyor.
"KAYGAN ZEMİNDE TONLARCA DEMİRİN NE İŞİ VAR?"
Her iki aile de şimdiye hem İzmir Büyükşehir Belediyesinden hem de Barankaya Şirketinden herhangi bir yetkilinin yanlarına gelerek açıklama yapmamasından şikayetçi. Aileler, şantiye alanındaki ihmalin gözle görülür olduğunu dile getiriyor. Aileler, "Kaygan bir zeminde yüzlerce ton demir çubuğun ne işi var?" diye sordu.
ÇİFTÇİ'NİN AİLESİ: ŞANTİYEDEN ŞİKAYETÇİYDİ
Göçük altındaki Mehmet Çiftçi'nin ailesi Çiftçi'nin şantiye ile ilgili rahatsızlığını defalarca kendilerini söylediğini belirerek "Şantiye alanının tehlikeli olduğunu, çukurların çok olduğunu söylüyordu. Şantiyede yürümekte bile zorlanıyormuş. Buradan memnun değildi ve yerinin değişitirilmesini istiyordu. Şantiyenin ışıklandırması yoktu ve küçük bir fenerle dolaşıyordu. Belki ışıklandırma olsa görüp kaçacaktı. Göçükten sonra etraftaki binaların bile alarmları çalmış ama belediye göçüğü geç farketmiş. Daha önce fark edilemez miydi? Akşam 6'dan sabah 6-7'ye kadar asgari ücrete çalışıyordu. Değer miydi? Bütün yetkililerden şikayetçiyiz" dedi.
BÜYÜKŞEHİR GENEL SEKRETERİ GÖKÇE ALANA GELDİ
Göçüğün yaşanmasının üzerinden 30 saat geçtikten sonra kaza yerine gelen İzmir Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Buğra Gökçe ise bölgede incelemede bulundu. Ardından basının sorularını yanıtlayan Gökçe "Geçtiğimiz gece saat 03.42 civarlarında yoğun bir yağışın ardından muhtemelen toprağın da killi olması ve suya yeterince doygunluk yaşanmasından dolayı zemin hareketlenmesi oluyor. İnşaatta müteahhit firmanın bekçiliğini yapan iki canımız hareketlenen zemini kontrol etmek amacıyla alana hareket ediyorlar. Güvenlik kamera kayıtlarından görebildiğimiz bu. Muhtemelen elektriğin kesilmesi yönünde bir durum oluşuyor ondan da emin ediğimiz çünkü sonra kayıtlar kayboluyor. Arkadaşlarımızın elektrik kaynağının olduğu odaya doğru yönlendiğini diğerinin de suyun geldiği perde duvara doğru yönlendiğini tahmin ediyoruz. Çünkü kayıtlardan daha ötesini göremiyoruz. Arkasından kuvvetli bir gürültü ile perde duvarının 20 metrelik kısmı çöküyor. Ne yazık ki iki değerli canımız da bunun altında. Ekiplerimiz gerek AFAD, gerek Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri öncelikle yer altındaki canlarımızı bulabilmek için bir çaba sarf ediyor. Şu an birinci öncelik bu. İş makinelerinin çalışması anlamında canlara zarar vermemek ve onarla ulaşmak anlamında zorluklar var. Bir zemin hareketi olduğu için güvenliği sağlamak zorunluluğu var” dedi.
'İHMAL OLUP OLMADIĞI SORUŞTURULACAK'
Bölgede riskin devam ettiğini de ifade eden Gökçe şunları söyledi:
“Olabilen en geniş risk alanında önlem almaya çalışıyoruz. Gece duvarla ilgili bir hareketlenme olunca vilayet makamının da kararı ile çalışmalar durduruldu. AFAD ekipleri gece çalışmayı durdurdular, sabah zemin hareketini durdurduktan sonra ekipler yeniden çalışmaya başladı. Göçüğe ilişkin hem tenkil hem idari soruşturma açılmış vaziyette. En derin biçimde soruşturma yürütülecek. Kurumumuz bunun sonuna kadar takipçisi olacak. Nedir sorun, nerede eksik olmuş, öngörülemeyen zemin hareketi nedir bunu bulmaya çalışacağız. Ama bunlar daha sonraki işler. Birinci öncelikli işimiz canlarımıza ulaşabilmek. İkinci öncelik de güvenliğin sağlanması. Zorluğu var; hem zemin içerisinde toprak killi olduğu için ağır iş makinesi çıkardığımızda makineler göçüyor hem de altta canlı olma ihtimali var. Biz o canlıyı canlı çıkartma zorunluluğuna sahibiz. Mümkün mertebe zarar vermeyecek bir yöntem bulmaya çalışıyoruz. Çalışmalara bu hızla devam edecek. Ekiplerimizin çalışmasını sabırla bekleyeceğiz. Az bilgiyle ahkam kesip kimseyi töhmet altında bırakmak istemem. İhmal olup olmadığı soruşturulacak. Teknik olarak değerlendirme yapılmadan kimin ihmali olduğunu cevaplamak doğru olmaz. Köprünün altına girdiği bir yer varsa umalım ki yaşam üçgeni oluşturup altında kalmış olsunlar. Uzmanlara itibar etmekten başka çaremiz yok. Önce güvenliği sağlamaya çalışıyoruz.”