15 Mart 2019 02:04
Son Güncellenme Tarihi: 15 Mart 2019 11:02

İdlib: Suriye'de 9. yılına giren savaşın en sıcak sahası

Suriye'de savaş 9. yılına girerken gözler cihatçıların kontrolündeki İdlib'de. İdlib'deki son duruma ve 2011'den bu yana yaşananlara yakından baktık.

Fotoğraf: Baraa Darwish/AA

Paylaş

Mithat Fabian SÖZMEN

Suriye’de savaşın 9. yılına girilirken gözler İdlib’de. 2011’den bu yana önce protestoların sonra silahlı çatışmaların önemli merkezlerden biri olan vilayet, Türkiye sınırında olması nedeniyle stratejik bir öneme sahip. 2015’ten bu yana cihatçıların kontrol ettiği vilayet, Astana’da varılan anlaşmayla Türkiye ve Rusya tarafından “Gerginliği Azaltma Bölgesi” ilan edildi. Şu ana kadar taraflar 22 gözlem noktası kurmuş olsa da “gerginliğin azaldığını” söylemek mümkün değil. Büyük bölümü Heyet Tahrir Şam’ın kontrolü altında olan ve şeriat düzeniyle yönetilen İdlib’e savaşın 9. yılına girerken daha yakından baktık.

İDLİB'İN COĞRAFİ KONUMU VE DEMOGRAFİK YAPISI

Suriye’nin kuzeybatısında yer alan ve Türkiye’yle sınır oluşturan İdlib, ülkenin ekonomik başkenti Halep’le Akdeniz kıyısındaki Lazkiye’yi birbirine bağlıyor. Verimli tarım topraklarına sahip olan İdlib, savaş öncesi tekstil endüstrisi için de önemliydi. Vilayet merkezi, Halep’e 60, Lazkiye’ye 120 km uzaklıkta olan İdlib savaştan önce çoğu Sünni Müslüman olan 1.5 milyonluk bir nüfusa sahipti. İdlib bugün Birleşmiş Milletler’e göre 3 milyonluk bir nüfusa ev sahipliği yapıyor. Yüz binlerce iç mültecinin yaşadığı vilayette çok sayıda mülteci kampı bulunuyor. Son dönemde Türkiye’nin sınır geçişlerine izin vermemesi, kamplardaki kalabalığı artırırken kamp koşullarının da kötüleştiği belirtiliyor.

2011'DEN 2019'DA İDLİB'DE SAVAŞIN SEYRİ

2011-2015
Suriye’de protestoların başladığı ilk günlerden bu yana hareketli olan İdlib’de cihatçılar, Türkiye sınırında yer almanın avantajını kullanarak vilayeti kısa sürede yabancı savaşçılar ve silahlarla doldurdu. Eylül 2011’de ordudan Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) ilk geçişlerin başlamasıyla silahlı çatışmalar çok daha belirgin hale geldi. Mart 2012’ye kadar olan süreçte Serakib, Binniş, Sermin, Eriha, Zerdana,Taftanaz gibi merkezler ÖSO, Ahrar Şam, Nusra Cephesi, Suriye Kurtuluş Ordusu, Sukur el Şam gibi grupların eline geçti. 2015’e kadar gelinen dönemde cihatçılar, Maarat el Numan, Derkuş, Salkin, Harem gibi noktaları da ele geçirdi.

“FETİH ORDUSU" VE SONRASI

2015-2019
2015 Mart ayında Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın koordinasyonuyla Fetih Ordusu oluşturuldu. Hedef İdlib kent merkezi ve vilayetin stratejik önemi en yüksek olan Cisr eş Şuğur kenti başta olmak üzere İdlib’in tamamını ele geçirmekti. 24 Mart’tan 6 Haziran’a kadar cihatçı gruplar, Şii beldeler Fua-Keferya hariç İdlib’in yüzde 99’unu ele geçirdi. Bu, zaten artık belli merkezlere çekilerek esas olarak Şam’ı koruma stratejisini kabullenen Suriye hükümeti için çok ciddi bir gelişmeydi. Çünkü artık Lazkiye de tehdit altındaydı. Lazkiye’nin tehdit altında olması İran ve Rusya’yı da tehdit ediyordu.

2015 yazında İran’ın gayriresmi “Ortadoğu Bakanı” Kasım Süleymani’nin Rusya ziyaretinde öne çıkardığı vurgu buydu. Eylül 2015’te Rusya, Suriye’de askeri olarak sahaya inmeye karar verdi ve bu savaşın tüm seyrini değiştirdi. Suriye ordusu, Rusya, İran ve Hizbullah’ın desteğiyle sahadaki dengeleri değiştirirken yavaş yavaş Halep dahil cihatçıların hakim olduğu tüm bölgelerde tabloyu tersine çevirdi. Rusya’nın müdahalesi, zaman içerisinde Türkiye’yi de politika değişikliğine zorladı. Bunun Halep sahasına etkileri, Türkiye’nin vekaleti altındaki cihatçı gruplarla Heyet Tahrir Şam arasındaki gerginliği artırdı. Tüm grupları kendisine biat etmeye zorlayan HTŞ, cihatçılar arası savaşı kazanarak İdlib’in tek hakimi konumuna geldi.

Cihatçıların kendi aralarında savaşması, Suriye ordusunun 2018 yazında vilayetin güneydoğusunda Ebu Duhur Askeri Havalimanı’na kadar olan bölgeyi yeniden kontrolü altına almasını sağladı.

İDLİB’DE SON DURUM

Bugün güneydoğusu dışında tamamı cihatçıların kontrolünde olan vilayette el Kaide ile olan bağlarını kopardığını iddia etse de aynı selefi cihatçı ideolojiye sahip olan Heyet Tahrir Şam (HTŞ); İdlib kent merkezi, Türkiye sınırının tamamı, Cisr eş Şuğur, Serakib, Han Şeyhun gibi önemli kentlerin neredeyse tamamını elinde bulunduruyor.

İDLİB’DE HANGİ SİLAHLI GRUPLAR VAR?

İdlib’deki başlıca silahlı gruplar şöyle:

  • Heyet Tahrir Şam
  • Hurras ed Din (HTŞ’den kopan el Kaide yanlıları)
  • Türkistan İslami Partisi (Uygurlu cihatçılar)
  • Ulusal Kurtuluş Cephesi (ÖSO olarak da anılan TSK destekli cihatçı gruplar)

İDLİB’DE NE KADAR CİHATÇI MİLİTAN VAR?

İdlib’de ne kadar cihatçı militan olduğuna farklı yanıtlar veriliyor. Birleşmiş Milletler’e göre 30 bin cihatçı militanın bulunduğu vilayette bunların 10 bini “Terörist” olarak kabul ediliyor.

Suriye hükümetine yakın kaynaklar ilk sayıyı 100 bine, ikincisini 40 bine kadar çıkarıyor.

BM’nin “Terörist” kabul ettiği militanlar Heyet Tahrir Şam, Hurras ed Din ve Türkistan İslami Partisi üyeleri.

Stratejik Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin raporunda yalnızca Heyet Tahrir Şam üyelerinin sayısının 12 bin ila 15 bin arasında olduğu belirtiliyor.

İDLİB'DE IŞİD VARLIĞI

İdlib'de aynı zamanda çok sayıda IŞİD'li bulunduğu da tahmin ediliyor. Ancak IŞİD'liler burada "Uyuyan hücreler" konumunda. Zaman zaman bombalı saldırılar ya da suikastlarla ortaya çıkıyorlar.

“GERGİNLİĞİ AZALTMA BÖLGESİ”

Astana anlaşması çerçevesinde belirlenen İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde Türkiye’nin 12, Rusya’nın 10 gözlem noktası bulunuyor. 8 Mart’tan itibaren TSK ve Rus ordusu burada ortak devriye faaliyetlerine de başladı.

Buna rağmen bölge halen çok gergin. Cihatçı gruplar (HTŞ de ÖSO bünyesindekiler de) İdlib’i Hama, Halep ve Lazkiye’deki Suriye ordusu mevzilerine saldırıların üssü olarak kullanırken Suriye ordusu da vilayeti yeniden Şam yönetimine katmanın hesaplarını yapıyor. Bu konuda Rusya-Türkiye iş birliği şu ana kadar geniş çaplı bir askeri operasyonun başlatılmasının öne geçmiş durumda. Ancak İdlib’in Heyet Tahrir Şam ve onun şeriat düzeni altındaki yönetiminin bir noktada değişmesi gerekecek. Bu değişikliğin kanlı mı kansız mı, Şam’a doğru mu Ankara’nın desteklediği gruplara doğru mu olacağını şimdilik kestirmek mümkün değil. Ancak karar vericilerin İdlib halkı ya da Suriye yönetimi değil Ankara-Moskova (Biraz da Tahran) hattı olacağı görülüyor.

Suriye ordusu zaman zaman İdlib sınırları içerisinde hava ve kara operasyonları düzenlerken geçtiğimiz günlerde Rusya’nın da bu operasyonlara katıldığını gördük. Rusya, Heyet Tahrir Şam’a ait bölgeler dışında kalan noktaları vurduğu iddiasını reddetti. Birkaç gün sonra ise Türkiye ile koordinasyon halinde HTŞ noktalarını vurduğunu duyurdu.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

İşsizlik, aralık ayı döneminde 3,1 puan artışla yüzde 13,5’e yükseldi

SONRAKİ HABER

İzmir'deki metro göçüğünde işçilerin cansız bedeni çıkarıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa