Sakarya'da "Kürt'üz" dediği için öldürülen Sakçı davası görüldü
Sakarya'da "Kürt'üz" dediği için öldürülen Kadri Sakçı cinayeti davası görüldü.
Fotoğraf: MA
Sakarya’nın Hendek ilçesinde “Kürdüz” dedikleri için 16 Aralık 2018’de öldürülen Kadri Sakçı (43) ve yaralan oğlu Burhan Sakçı'nın failleri hakkında açılan davanın ilk duruşması Sakarya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuklu sanık Hikmet Usta ve tutuksuz sanık Recep Eş’in hazır bulunduğu duruşmada Sakçı’nın ailesi ve avukatları da hazır bulundu. Duruşmayı, aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm’ün de bulunduğu çok sayıda HDP’li izledi.
USTA OLAYI HATIRLAMADIĞINI İDDİA ETTİ
Duruşmada İlk olarak sanık Hikmet Usta'nın ifadesi alındı. Usta ifadesinde, “Sarhoştum eve gidiyordum. Kahveye uğradım. Sonra aramızda ne olduğunu hatırlamıyorum. Aramızda ne olduysa oldu. Onun çocukları benim çocuklarım perişan oldu. Özür diliyorum. Pişmanım" dedi.
MAHKEME BAŞKANI: NE İÇMİŞTİN
Mahkeme başkanının "Hatırlamaya çalış hatırladığın bir şeyler vardır. Kollukta savcılıkta ayrıntılı ifade vermişsin" demesi üzerine Usta, onu dahi hatırlamadığını iddia etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Sen ne içmişsin o kadar kendinden geçmişsin" dedi. Usta cevaben, "Bilmiyorum. Şahısları tanımıyorum. İçmiştim hatırlamıyorum" diyerek cevap verdi.
“İFADEYİ HATIRLAMIYORUM AVUKAT YAZDIRDI”
Ardından mağdur avukatları sanığın daha önceki ifadesinde her şeyi net hatırladığını ancak ifadedeki detayların okunmadığını belirterek, ifadelerin baştan sona okunmasını talep etti. Mahkeme talebi kabul ederek sanığın önce emniyetteki ifadesini okudu. İfadenin ardından sanık “ifadeleri hatırlamıyorum" dedi. Ardından Savcılıkta verdiği ilk ifadeleri okundu. Usta’nın yine “Hatırlamıyorum” diye cevap vermesi zerine mahkeme başkanı sanığa, "Bu ifadeleri ayrıntılı olarak nasıl verdin" diye sordu. Bunun üzerine Usta, "Bu ifadeleri benim yerime avukat yazdırdı" diye cevapladı.
“SAKÇI’NIN ‘TÜRKLERİ SEVMİYORUM’ DEDİĞİNİ SÖYLE AZ CEZA ALIRSIN”
Ardından Usta’nın savcılığa verdiği ifade okundu. Usta bu ifadeyi de hatırlamadığını ileri sürerek, “Bu ifadeleri bana barodan atanan avukat verdirdi. Bana Kadri’nin ‘Ben de Kürdüm Türkleri sevmiyorum dediği şeklinde ifade ver’ dedi. Bana ‘Öyle ifade verirsen az ceza alırsın’ dedi. Ben de öyle ifade verdim. Bu ifadeyi ertesi gün gözaltına alındığımda karakolda verdim. Avukatın adını hatırlamıyorum ama görsem tanırım. Onun dışında kimse bana şu şekilde ifade ver demedi. Bütün bunlar karakolda oldu" dedi.
“SAKÇI ÖYLE BİR ŞEY DEMEDİ”
Ardından mağdur avukatları Usta’ya sorular yöneltti. Avukatların “İfadenizde baro avukatının ‘Kadri’nin ‘ben de Kürdüm Türkleri sevmiyorum’ dediği şeklinde ifade verirsen az ceza alırsınız’ dediğini belirttiniz. Olay yerinde maktul gerçekten böyle sözler söyledi mi? Yoksa avukatınız söylediği için mi böyle ifade verdiniz?” sorusuna Usta, “Hayır öyle bir şey söylediğini hatırlamıyorum. Avukatım söylediği için böyle ifade verdim” şeklinde cevap verdi. Avukatların “Maktul sizin boğazınızı sıktı mı” sorusuna ise Usta, “Hatırlamıyorum” dedi.
ÇELİŞKİLİ İFADELER VERDİ
Mahkeme başkanının “Savcılık ifadende maktulün ‘Ben Kürdüm Türkleri sevmiyorum’ dediği şeklinde beyanda bulunmuşsun. Ama burada emniyette bu ifadeyi verdiğini söylüyorsun. Hangisi doğru. Emniyette mi bu ifadeyi verdin, savcılıkta mı?” sorusuna ise Usta, avukatın kendisine emniyette böyle bir ifade verdirdiğini söyledi.
BİRDEN OLAYI HATIRLAMAYA BAŞLADI
Daha sonra Usta, oturduğu yerin olayın gerçekleştiği yere 50-100 metre uzakta olduğunu ve Sakçı ile aralarında hiçbir husumetin olmadığını belirterek, “Olayın olduğu kahve yolumun üstü olduğu için arada bir uğruyordum. Maktule ‘siz Suriyeli misiniz’ diye bir şey sorduğumu hatırlamıyorum. Silahı elimden kimin aldığını hatırlamıyorum. Olaydan sonra Bursa’ya neden gittiğimi hatırlamıyorum. 9 yıldır başka biriyle husumetliyim. O yüzden silah taşıyorum. Silah babamın silahıydı. Emniyette bana sorulduğunda rahmetli babamın adını karıştırmak istemediğim için 8 ay önce 5 bin TL’ye Suriyelilerden aldığımı söyledim. Ben olaydan sonra sürekli ifade verdim. Psikolojim bozulmuştu. O yüzden 24 Aralık’ta verdiğim ifadede ne söylediğimi hatırlamıyorum” şeklinde beyanda bulundu.
“BURSA’YA GİTTİK ORADA YAKALANDIK”
Ardından “suçluyu kayırma suçundan” yargılanan Recep Eş ifade verdi. Olay yerine gittiğinde sanık Usta ve maktul Sakçı’nın tartıştığını söyleyerek, “Kadri Sakçı ‘bana mı söylüyorsun. Ayıptır çocuğum yanımda küfür etme’ dedi. Hikmet Usta sürekli küfür etmeye devam ediyordu. Sonra tartışmaya başladılar. Ben de onları ayırmaya çalıştım. Sarhoş olduğunu söyleyip özür diledim. Ben Kadri Sakçı ile konuşurken silah patladı. Önce oğlu Burhan vuruldu ardından Kadri. Ben oradan uzaklaşıp arabanın yanına gittiğimde Hikmet ve oğlu Mert Usta oradaydı. Arabaya binip uzaklaştı. Olayın paniğiyle Bursa iline gittik. Oraya vardığımızda bir yerde durduk polis geldi bizi yakaladı” diye konuştu.
Sanık ifadelerinin ardından müşteki Mert Sakçı, olay esnasında orada olmadığını şikayetçi olduğunu davaya katılmak istediğini beyan etti.
BURHAN SAKÇI: SAVCI İFADELERİME EKLEME YAPTI, ‘KÜRTLÜĞE GEREK YOK’ DEDİ
Daha sonra pedagog mağdur Burhan Sakçı'nın ifade verebilecek durumda olduğunu belirtti. Yaşadıklarını anlatan Burhan Sakçı’nın ifadesi kamera kaydına alındı. Sakçı ifadesinde şunları belirtti: “Ben soruşturma aşamasında verdiğim ifadeleri kabul etmiyorum. Yaralıydım kendimde değildim. Sarhoş olduğu kelimelerini ben kullanmadım. Recep Eş ile olan diyaloğunu beyan ettiysem de kendimde değildim. Savcılık ifadem evde alındı. Eve gelen savcı ifademi aldıktan sonra birini aradı. İfademe eklemeler yaptı. Ben ifademde Suriyeli ve Kürtlükle ilgili beyanları eklemek istedim ancak savcı bana gerek yok dedi. İfadenin sonuna olayın Kürtlük, Türklük ile ilgili çıktığını düşünmüyorum şeklinde eklemeler yaptı. Bu cümleler bana ait değildir. Savcının kendisi ekledi. Evde ifadem alındığı zaman herkes odadan dışarı çıkarıldı. Avukatla ön görüşme yapmadım. Odada avukatın olduğunu dahi anlamadım. Her iki ifadede yataktaydım. Hastaydım. Olaydan sonra birçok devlet görevlisi eve geldi. Ama ben onlarla görüşmedim. Hasta olduğum için görüşme imkanım da yoktu” diye vurguladı.
“HİKMET USTA BABAMA KÜRT MÜSÜNÜZ, DİYE SORDU”
Ardından olay anını anlatan Sakçı, “Babam beni aradı yanıma gel beraber eve gidelim dedi. Ben de yanına gittim. Babam beni kahvehanenin kapısının önünde bekliyordu. O sırada içeriden Erol abi çıktı. Babamla Erol abi sohbet etmeye başladılar. Şakalaşıyorlardı. Hikmet Usta o sırada telefonla konuşuyordu. Hatırladığım kadarıyla sanık telefonla konuştuğu kişiye ‘kimden korkacakmışım’ diyordu. Sonra telefonu kapattı yanımıza geldi. Bize doğru babama ‘siz Suriyeli Kürt falan mısınız’ dedi. Babam da ‘Kürdüm’ dedi. Hikmet Usta ‘tamam’ dedi yanımızdan ayrıldı. Çok kısa süreliğine kahvehaneye girip çıktı. Kahvehanenin önündeki masaya oturdu. Tekrar bize doğru dönerek ‘dağılın buradan’ küfürler ederek bağırdı. Babam bize mi diyor diye etrafına bakındı. Ancak emin olamadığı için bir şey demedi. Hikmet Usta tekrar bağırmaya başladı küfürler etmeye devam etti.
"ÖNCE BENİ VURDU SONRA BABAMI"
Babam da ‘benim yanımda çocuğum var. Ayıptır utanmıyor musun’ dedi. O sırada Recep Eş geldi. Babamla diyaloğa girdiler. Ne konuştuklarını hatırlamıyorum. O sırada benim yüzüm Hikmet’e dönüktü. Küfürlerine devam ediyordu. Bir kez daha babama baktım. Tekrar Hikmet Usta’ya döndüğümde bana doğru silahı ateşlediğini gördüm. Bana doğru ateş etti. Birkaç el ateş etti. Babamla oradan uzaklaşmaya çalışırken vurulduğumu hissettim karşıya geçtiğimizde yere düştüm. O sırada babamın da karşı kaldırıma geçer geçmez karnını tutup yere düştüğünü gördüm. Düştükten sonra silah sesleri gelmeye devam ediyordu. Silahı kesinlikle bizim üzerimize doğru tutuyordu” dedi.
Avukatların “Baban Türkçe mi? Konuşuyordu Kürtçe mi?’ diye sorması üzerine Sakçı, “Arada Türkçe kelimeler karışık olmak üzere Kürtçe konuşuyordu. Babam sanığa ‘ben Kürdüm’ dedikten sonra Türkleri sevmiyorum diye bir şey söylemedi. Kesinlikle böyle bir cümle kullanmadı. Aralarında hiçbir fiziksel temas olmadı” diye ifade etti.
İfadenin ardından Pedagog mağdur Sakçı’nın fiziksel ve psikolojik olarak kendini ifade edebildiğinin altını çizerek olay nedeniyle fiziksel ve ruh sağlığının bozulduğunu travmanın devam ettiğinin altını çizdi.
İFADEYİ DEĞİŞTİRDİĞİ İDDİA EDİLEN AVUKAT TANIK OLDU
Ardından olayda tanık olan Avukat Oğuzhan Daldal’ın dinlenilmesine geçildi. Mahkeme başkanı tanık Daldal’ın dosya kapsamında sanığın kollukta verilen ifadede müdafinin olduğunu hatırlatarak bu nedenle tanıklıktan çekilme hakkı olduğunu hatırlattı. Tanık Daldal sanığa sorulmasını tanıklık yapmasını istemesi halinde tanıklık yapacağını söyledi. Sanık Usta, emniyet ifadesine müdahale edip değiştiren kişinin Daldal olduğunu dile getirerek, tanıklık yapmasına izin verdiğinin altını çizdi.
‘FACEBOOK’TAN PAYLAŞTIM KÜRTLÜK MEVZUSU YALAN DİYE’
Daldal ise ifadesinde şunları ileri sürdü: “Ben sanığa Sakarya Barosundan atandım. İfadenin alındığı gün cinayet büroya gittim. Şahısla görüştüm. Susma hakkının olduğunu söyledim. Sanık bana ‘tutuklu mu yargılanırım’ diye sordu. Ben de ‘yüksel ihtimalle evet’ dedim. Bana olayı anlatmasını söyledim. Bana bir hasmı olduğunu onu aramak için oraya gittiğini söyledi. Küfürler olmuş. Sonra olay olmuş. Ben ifade noktasında yönlendirme yapmadım. Daha sonra olayla ilgili haberler çıktı. Kürdüm dediği için öldürüldü diye haber çıktı. Ben de bunu facebook hesabımda paylaştım. Haberin yalan olduğunu böyle bir şey olmadığı şeklinde paylaştım. Ondan sonra savcı beni ifadeye çağırdı. Ben dosyaya dahil olduğumda Kürtlük mevzusu yoktu.”
“KÜRTÇE KONUŞUP KONUŞMADIĞINI HATIRLAMIYORUM”
Dinlenilen tanık Erol Katan ise Kadri Sakçı ile sohbet ettikleri sırada Hikmet Usta’nın küfürler ettiğini belirterek, “Arkamızdan küfürlü sesler gelmeye başladı. Döndüğümde cinsiyetçi küfürler ediyordu. Sonra sarhoş olduğunu anlayınca bir şey demedik. Sürekli küfür etmeye devam ediyordu. Biz bir şey demedik. Masadan kalkıp yanımıza geldi. Bir elini benim omzuma bir elini Kadri’nin omzuna attı. Kadri Sakçı, Hikmet Usta’ya hitaben ‘amca biz Türküz’ dedi. Hikmet Usta bu sefer Türklere küfür etti. Sonra tam kahvehaneye girecekken kapıda yere düştü. Suriyelilere küfür etmeye devam etti. Sonra bir arkadaşı geldi bizden özür diledi. Bunun üzerine Kadri Sakçı uyardı küfür etmemesi için uyardı. Uyarması üzerine Hikmet Usta silahı çıkardı bana doğru tuttu. Ben kendimi kahvehanenin içerisine attım. Sonra Kadri ve oğlu Burhan’a sıkmaya başladı. Kapıdan olup bitenleri gördüm. Kadri ve Burhan’ı vurunca döndü bana sıkmaya çalışırken insanlar araya girdi. Onları vurduktan sonra bana yöneldi. Ben de bunun üzerine kahvehanenin içerisine girdim. Sanığın elinden silah alınınca dışarı çıktım. Kadri Sakçı’yı yerde görünce yanına koştum. Yardım etmeye çalıştım. Sonra hastaneye kaldırdık. Olay sırasında Kadri ve Hikmet arasında herhangi bir itiş kakış olmadı. Maktulün olay sırasında Kürtçe konuşup konuşmadığını hatırlamıyorum” şeklinde beyanda bulundu.
“TUTUKSUZ SANIKLARIN TUTUKLANMASI TALEP EDİLDİ”
Tanık ifadelerinin ardından mağdur avukatı Bülent Aşa maktulün çocukları eşi ve kardeşinin mağdur olduğunu, olaydan zarar gördüğü için davaya katılmayı talep etti. Avukat İlknur Alcan da Recep Eş hakkında sadece suçluyu kayırmaya çalışmaktan dava açıldığını dile getirerek şunları belirtti: “Olay yerine geldiğinde silahsız olan Kadri Sakçı’yı olay yerinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Silahlı kişiyi uzaklaştıracağına silahsız kişileri uzaklaştırmaya çalışıyor. Suç vasfının değişmesi ihtimaline binaen suç işlenmesine yardım etmekten tutuklanmasını talep ediyoruz. Mert Usta bizzat silahı almak için çaba sarf etmiştir. Tanıklar ayrıca elinde bıçak olduğunu da söylemiştir. Telefon konuşmalarından Mert Usta oraya suç işlemek için gitmiştir. Silahı tanığın elinden alarak suç işleyecekti. Bu nedenle Mert Usta hakkında suç delillerinin gizleme bakımından suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz. Sanığın tutukluluk haline karar verilsin.”
Sanık avukatı aleyhe olan hususları kabul etmediklerini eksik hususların giderilmesini daha sonra ayrıntılı beyanda bulunacaklarını dile getirdi.
İddia makamı Sakçı’nın çocuklarının ve eşinin davaya katılma taleplerinin kabul edilmesini, sanık Recep Eş ve Mert Usta hakkındaki taleplerin reddine, Hikmet Usta’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini ve dosyadaki eksik hususların giderilmesini talep etti.
DURUŞMA 31 MAYIS'A ERTELENDİ
Ardından mahkeme ara karar için duruşmaya 5 dakika ara verdi. Sakçı'nın çocuklarının davaya müdahil olma talebini kabul eden mahkeme, eşinin ise ifadesi alındıktan sonra davaya katılıp katılmayacağına karar verilmesine karar verdi. Hikmet Usta’nın tutukluluk haline karar veren mahkeme, Recep Eş’in tutuklanma talebini reddederek, duruşmayı 31 Mayıs'a erteledi. (Sakarya/MA)