Yeni Zelanda’da ayrımcılık yeni değil
Katliamın yaşandığı Christchurch kentinde yaşayan Yağmur Habora, saldırının ülkeye etkisini yazdı; yanıtlanması gereken sorulara dikkat çekti.
Christchurch Botanik Bahçesi'nde toplanan vatandaşlar, saldırıda hayatını kaybedenler anısına bahçeye çiçek bıraktı. | Fotoğraf: Peter Adones/AA
Yağmur HABORA
Yaklaşık 7-8 yıldır Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrinde yaşıyorum. İstanbul’da onca yıl tehlikeyle içli dışlı olduktan sonra, dünyanın öbür ucundaki, gözlerden ırak, sakin, sessiz şehre alışmaya çalışıyordum. Ta ki düne kadar.
TÜM GÖÇMENLERE YÖNELİK DÜŞMANLIK
Çok korkunç bir terör saldırısına şahit olduk. Gerçekten şahit olduk çünkü saldırganlardan biri sosyal medyadan canlı olarak yayınladı ve görüntüler virüs gibi yayıldı. İnanamadık, kimse inanamadı. Haberler, görüntüler geldikçe de şaşkınlığımız sürdü. Saldırı Müslümanlara gibi görünse de özünde tüm göçmenlere olan bir düşmanlık söz konusu. Ama en çok Müslüman camia etkilendi. Halbuki sakin, barışçıl, inancına uygun adetlerini yerine getiren ve bir şekilde yaşamını sürdüren, masum birçok insan bir anda yok edildi.
AÇIKLANMASI GEREKEN BİRÇOK SORU VAR
Teröristlerden en bilineni, yazdığı 74 sayfalık manifestosunda gerekli bilgileri vermiş. Sosyal medyadan yapacaklarını dahi açıklamış. Hatta olası sorulara cevaplar bile hazırlamış.
Açıklanması, incelenmesi gereken birçok soru var. Nasıl bu kadar organize olup bu kadar kolayca onlarca insan öldürülebilir? Dünyanın büyük bir kısmında göçmen düşmanlığı giderek artarken Yeni Zelanda’da olası saldırılara karşı nasıl bir çalışma yapılmış?
Soruların cevapları ne olursa olsun bundan sonra Yeni Zelanda’da da korku her şeyi etkileyecek. Belki daha önce konuşulmamış olan, üstü örtülmüş ama büyüyen yabancı düşmanlığı, ayrımcılık üzerine düşünülmeye, konuşulmaya başlanır.
YENİ ZELANDA TARİHİNDE IRKÇILIK VAR
Ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, ırkçılık Yeni Zelanda’da yeni olan bir şey değil. Tarihine bakıldığında bunu görmek mümkün. Ne de olsa burası da Batılı ülkeler arasında yerini alıyor. Bu konular çok konuşulmadığı ve üstü kapatıldığı için pek görünmüyor ama, mesela ünlü Yönetmen ve Oyuncu Taika Waititi’nin bu konuyla ilgili yaptığı yorumlar çok dikkat çekti. Waititi bir dergiye, “Yeni Zelanda gezegendeki en iyi yer ama ırkçı bir yer. İnsanlar Māori (yerli halk) adlarını doğru telaffuz etmeyi bile reddediyorlar” dedi.
Hatta Başbakan Jacinda Ardern de her yerde olan ırkçılığın Yeni Zelanda’da da olduğunu kabul etti.
Birçok olay haber sitelerinde küçük haberler şeklinde yer buluyor. Ama biraz sosyal medyada haberlere yapılan takipçi yorumlarına baktığınızda ya da bazı bloglara göz attığınızda ayrımcılığın ne kadar yaygın olduğunu görmek güç değil.
ÖRNEK BİR DAYANIŞMA SERGİLENİYOR
Pek de bu tür olaylara alışkın olmayan ülkede kolay kolay unutulmayacak, etkisi uzun sürecek bir döneme girdik. Umarım bu şok kısa sürede atlatılır ve mantıklı çözüm arayışlarına girilir. Dünyanın birçok yerinden kınama mesajları ve yardımlar gelmekte. Yeni Zelandalılar da daha ilk dakikalarından itibaren her türlü destek ve yardım çalışmalarına tüm güçleriyle katılmaktalar. En azından bu birlik ve beraberliğin tüm dünyaya örnek olması dileğiyle...