16 Mart 2019 19:50

Yazar Muharrem Erbey: Tahir Elçi’nin nasıl yaşadığını yazmak istedim

Tahir Elçi Hikayesi kitabının Yazarı Muharrem Erbey Evrensel’den Şerif Karataş’a konuştu.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Şerif KARATAŞ
Diyarbakır

Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare’nin çatışmalı süreçte hasar görmesini protesto ettiği açıklama sırasında 28 Kasım 2015’te katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin yaşamı Muharrem Erbey tarafından kitaplaştırıldı. Erbey, “Tahir Elçi’nin nasıl öldürüldüğünü değil, nasıl yaşadığını yazmak istedim” dedi.

Tahir Elçi’nin meslektaşı ve dostu Muharrem Erbey ile kitabı üzerine sohbet ettik. Elçi’nin katledildiği gün ve arkasından birinci yıl dönümde BBC Türkçe’ye yazdığı yazının ardından Elçi’yle ilgili kitap yazma gereği duyduğunu anlatan Erbey şunları söyledi: “Çünkü bir sürü anı birikmişti. Bunların tamamını toparlama ihtiyacı hissettim. Ve eşiyle görüştüm. Tahir Elçi sıradan bir aydın, sıradan bir baro başkanı değildi. Çok zor şartlarda kendini yetiştirmiş, hukuk alanında birçok alanda kendini yetkinleştirmiş ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi konusunda Avrupa’ya gitmiş ve çok özel eğitimler almış, değerli birisiydi. Birçok yönümüz örtüşüyordu. Bunu ilk size söylüyorum ve çok sayıda insan da söylüyor. Hem huy, hem fiziki, hem de davranış olarak birbirimize benzetiyorlar. Kitap yazmaya beni sevk eden ortak yönlerimizdi, birbirimize benzememizdi. Bana herkes sordu: ‘Tahir Elçi nasıl öldürüldü?​’ Ben de onlara ‘Tahir Elçi’nin nasıl öldürüldüğünü değil nasıl yaşadığını yazmak istiyorum’ dedim. 49 yıllık ömrünü nasıl tamamladı, Cizre’nin Hebler (Hisar) köyünden Cizre ve Cizre’den Diyarbakır’a, Diyarbakır’dan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine uzanan süreçte neler yaptı onu yazmaya çalıştım” ifadelerini kullandı. 

ADALET VE GÜVEN

Kitap çalışması sırasında yaptığı görüşmelerde Tahir Elçi’nin kendisini etkileyen yönleriyle ilgili Erbey şunları söyledi: “Adalet hakkının ihlal edilmesine karşı inanılmaz tepki gösteren bir insan. Adalet tabii ki barış ile bağlantılı bir husus. Hiçbir dönem bundan vazgeçmiyor. İkinci husus ise onunla özdeşleşen bir güven duygusu. Tahir Elçi’ye bir işi veren birisi veya arkadaşı Tahir Elçi’nin bu işi layığı ile yapacağından emin... Kimseyi yarı yolda bırakmayan birisiydi. İşini araştırarak, sorgulayarak yapan, hukuki formasyonu güçlü, kulaktan dolma bilgiyle asla bir şey söylemeyen biriydi, muhakkak araştırırdı.”

EMSAL MAHKEME KARARLARI

Mücadelenin sadece parti, sendika ya da çeşitli kurumlarda görev almak olmadığını Tahir Elçi’nin yaşamında görmenin mümkün olduğunu anlatan Erbey, “Duruşunda bir naiflik vardı. Bu duruşun özü şuydu: Kürt meselesini özümseyen, kabullenen, Kürtlerin mağdur edileceğini bilen, anlayan ama bunu sloganlarla çözmeye çalışmayan, sığ bilgilerle çalışmayan birisiydi. Birisi yanına geldiğinde, bir konudan bahsettiğinde meselenin özünü tam çözmeden adım atmazdı” ifadelerini kullandı.

Sokağa çıkma yasakları döneminde sorunun barışçıl çözümü için Elçi’nin verdiği mücadeleyi anlatan Erbey, “Sokağa çıkma yasakları sürecinde Cizre, Sur ve diğer ilçelerle sürekli iletişim içerisindeydi” dedi. Elçi’nin köy boşaltmaları ve JİTEM davasında, gerek iç hukuktaki mücadelesi gerek de bu olayları uluslararası hukuka taşıma süreçlerinden de söz eden Erbey, “Bunlar bizim için çok önemli. Kürt meselesiyle ilgili, çıkarsınız ahlaki sözler sarf edersiniz, slogan atarsınız 3-5 tweet atarsınız ama unutulur. Bu mahkeme kararları emsaldir. Bana göre birçok siyasetçinin yapamadığını Tahir Elçi, uluslararası mahkemede aldırdığı kararlarla yaptı.” dedi.

Erbey, Türkiye’nin faili meçhul cinayetlerle ve yargısız infazlarla ilgili çok kara bir tarihe sahip olduğunu da hatırlattı. Tutuklu milletvekili ve belediye başkanlarının durumuna da işaret eden Erbey, “Burada bir yanlış var. Muhalif olan insanların, farklı düşünen insanların öldürülmesi, katledilmesi, derdest edilmesi ilkel bir yöntem. Bu yöntemin ortadan kaldırılması lazım” dedi. ‘Amed üçlemesi’ adıyla üç ciltlik bir roman çalışması olduğunu da söyleyen Erbey, “Kitap 1 Eylül’de çıkacak. Kürtlerin son 180 yılını anlatan bir aşk romanı. Romana yoğunlaştım. Tahir Elçi ile ilgili bir dosya bir kitap çalışması şu an için yok. Zaman içerisinde icap ederse ailesiyle arkadaşlarıyla görüşüp yazmaya çalışırım” dedi.

DAVADA BİR ARPA BOYU YOL GİDİLMEDİ

Tahir Elçi soruşturması hakkında da konuşan Erbey “Cinayetin üstünden 3 yılı geçmesine rağmen bir arpa boyu yol gidilemedi” dedi. Dosyada ne sanık ne de şüphelinin olduğuna dikkat çeken Erbey, “Bu hukuki garabetin son bulması gerek. Yakın zamanda Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture mimari açıdan yola çıkarak kimlerin ateş ettiğini, kimlerin sanık ve şüpheli olacağını ortaya çıkaran bir çalışma yaptı. O çalışmayı sonuna kadar izledim. İki polisin üzerinde duruyor çalışma. Elçi’nin iki polisin tabancasından çıkan kurşun sonrasında ölme ihtimali çok yüksek. Ama her iki polisin şu anda tanık konumunda biliyoruz ve bu dava dosyası da diğer faili meçhul dosyalar gibi rafa kalkacağa benziyor.”

ÖNCEKİ HABER

Kemalpaşa’da seçim sonuçlarını kentsel dönüşüm belirleyecek

SONRAKİ HABER

İşçiler oy hakkını özgürce kullanabiliyor mu?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa