18 Mart 2019 10:58
/
Güncelleme: 19 Mart 2019 11:25

Emek Partisi MYK Üyesi İskender Bayhan Seçim Özel'de Zeliş Irmak'ın sorularını yanıtladı. Bayhan, seçimlere giderken Yeni Zelanda'da yaşanan katliam, Hürriyet'in HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ile ilgili haberi sonrası yaşanan tartışmalar ve bağımsız işçi adayları değerlendirdi.

Yeni Zelanda’daki katliam Türkiye’de seçim meydanlarının en önemli propagandası oldu.

Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan bu saldırıyı kendisine yapılmış gibi nitelendirdi. Hedefin kendisi olduğunu söyleyerek bir seçim malzemesi olarak kullanmaya başladı.

Uzun zamandır dünyanın çeşitli ülkelerinde, Türkiye’de de özellikle din istismarcılığı, bayrak istismarcılığı ya da ırk, milliyet, şovenizm propagandaları böylesi kör terör eylemlerini, saldırıları kışkırtıcı bir zemin hazırlıyor.

Bugünkü egemen burjuva politik ortam bu katliamların zeminini yaratıyor. Dünyanın hemen hemen her yerinde hükümetler, burjuvazinin programını savunan siyasi partiler, halk kitlelerini ikna etme konusunda milliyetçiliği, şovenizmi, ırkçı söylemleri, dinsel inançları kullanıyor.

Türkiye’nin ekonomik, politik, sosyal, iç-dış politikadaki birçok gelişmesi, demokratik sorunları, işçi emekçilerin sorunları, ezilen halkların sorunları, çeşitli din ve inançtan, cinsiyetten halk kitlelerinin sorunları tartışılmıyor. Ama hep milli, manevi değerleri yüceltmek politikanın malzemesi haline getiriliyor.

Türkiye’de ‘beka’ derken, ‘Müslüman ve Türk bir devlet büyüsün, güçlenmesin isteniyor’ söylemiyle anlatılıyor. Bireysel terör bile olsa, kör terör bile olsa, bir ‘meczubun’ işi bile olsa bu hakim ortamdan beslenerek kışkırtılıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği ve dile getirdiği içeriğe bakarsak, Erdoğan Yeni Zelanda’daki katliamı seçim malzemesi olarak kullanıyor. Halk desteğini alabilmek için kullanıyor. İslamafobiye karşı başka bir fobiyi güçlendirmiş oluyor.

Dünyada bütün burjuva siyasetçiler halk kitleleri, işçi emekçiler, üretici köylüler, kent ve kır yoksullarının yaşam koşulları ağırlaştıkça bunların karşısına ‘ülkemiz üzerinde oyun oynanıyor’ söylemini kullanıyorlar.

Tek adam tek parti düzeni dediğimiz sistemin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerden sonra da devam edeceğini söylediği politik yaklaşımın, ülkeyi yönetme anlayışının devamı bu.

Emek Partisinin Türkiye genelindeki tutumu: Tek adam ittifakına oy yok. Temel politik mesaj bu. Bağımsız adaylar bu sebeple çıktı. Hatta daha çok yerde bağımsız aday çıkarmak daha da etkili olacaktı.

Genel olarak seçimlerde, kazanmak ya da kaybetmek üzerine durulur. Ve bu yönüyle seçimler apolitikleşmiş olur. Ama işçi sınıfı da politika yapmalı. Emek Partisi de bunun için var. Onun desteklediği bağımsız adaylar da bunun için var.

Emek Partisinin bildirgesine bakıldığı zaman, “Nasıl mümkün olacak, bunlar hikaye” diyen çıkabilir. Ama işte bu halkın hikayesi. Bu işçi ve emekçilerin hikayesi.

Mücadelede başka bir seçenek olduğunu göstermek lazım. Seçimler burjuva siyasetin rant kavgası olmaktan çıkmalı, halkın sorunları, ihtiyaçları ve talepleri açısından yeni bir politik sistemin ne olduğunun tartışıldığı bir arenaya taşınmalı.

Emek Partisinin çıkardığı bağımsız adaylar, işçi sınıfının politikaya her aşamada, her düzeyde, her biçimde müdahale etmesinin bir aracı olarak ortaya çıktı.

Bu seçimlerde tek adam ittifakı gerilerse, oy kaybederse ‘Bu seçimde iyi bir şey oldu’ diyebiliriz. (EVRENSEL WEB TV)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Tüm memleket parsel parsel

Tüm memleket parsel parsel

Ülkenin başkentindeki Çayırhan Madeni ve Termik Santrali, dün haraç mezat satıldı. Maden sahaları, termik santral ve neredeyse Nallıhan’ın tamamı büyüklüğünde bir toprak, santralin tek yıllık geliri olan 20 milyar TL’ye gitti. Aynı gün Resmi Gazete’de Erdoğan imzasıyla 300 bin metrekareden fazla kamu arazisi bedelsiz olarak sermayeye tahsis edildi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sefer Selvi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü çizdi

Evrensel'i Takip Et