19 Mart 2019 09:18

İzmir'de mahkeme Barış Akademisyenleri davasını Yargıtay'a gönderdi

İzmir'de yerel mahkeme, barış imzacısı Akademisyen Dilek Karabulut hakkında 'karşı yetkisizlik' kararı vererek dosyayı Yargıtay'a gönderdi. 

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Metehan UD
İzmir

“Bu Suça Ortak Olmayacağız” metnine imza attıkları için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı ile haklarında dava açan akademisyenlerin duruşmaları görülmeye devam ediliyor.  İstanbul'daki mahkemelerin yetkisizlik kararı verdiği akademisyen Dilek Karabulut'un ilk duruşması görüldü. 

“Terör propagandası” yapma iddiasıyla yargılanan  Dilek Karabulut'un duruşmasına, imzacı akademisyenler, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezenoğlu, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin temsilcileri ve HDP İzmir Milletvekilleri Serpil Kemalbay ve Murat Çepni de katıldı. 

17.  Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Karabulut'un avukatı Ercan Demir, yetki ile ilgili problemin olduğunu belirtti ve daha öncesi dosyası İzmir'e yollanan akademisyenler hakkında mahkemelerin karşı yetkisizlik kararı verdiğini ve dosyaların Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nde beklediğini belirtti. Avukat Demir de mahkemenin de benzer şekilde karar vermesini ya da yargılama için Yargıtay'dan çıkacak kararın beklenilmesini talep etti. 

Duruşmaya ara veren mahkeme avukatın talebini kabul etti ve karşı yetkisizlik kararı vererek dosyayı Yargıtay'a yolladı. Daha önce yerel ağır ceza mahkemeleri duruşma yapmadan imzacı akademisyenlerden Emel Yuvayapan ve Aydın Arı hakkında direk karşı yetkisizlik kararı vermişti. Metne İzmir'de imza atmış akademisyenlerin dosyalarının tek bir dosyada toplanarak İzmir'de tek bir mahkemede görülmesi isteniyor. 

DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA YAPILDI

Duruşma öncesi İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri basın açıklaması düzenledi. Bayraklı Adliyesi önündeki açıklamada “Barıştı Sözümüz Vazgeçmeyeceğiz” pankartı açılırken “Akademi Biat Etmeyecek”, “Susma Haykır Halklar Kardeştir”, 'Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi”, “Kahrolsun İstibdat Yaşasın Hürriyet” ve “Barış İsteyen KESK'e Dokunma” pankartları açıldı. 

“YARGILANAN TÜM AKADEMİSYENLERİN YANINDA OLACAĞIZ”

Ortak basın metnini okuyan Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal mahkemelerin Türkiye'nin utanç tablosu içinde yer alacağını belirterek "Bugün, barış talebini yargılamak isteyenler, kendi konforları ve küçük çıkarları pahasına yaşamlarımızı küle çevirecek bir yangını körüklemektedir. Halbuki ihtiyacımız olan, silahların sustuğu, ölümün değil yaşamın değerli kılındığı, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik ve adil bir yaşamdır. Böylesi hayati bir ihtiyaca sırtını dönenlerin, hukuk devletini, temel hak ve özgürlüklerini katledenlerin yarınlarımızı daha fazla karanlığa çevireceği unutulmamalıdır. Bu nedenle barış talep ettiği için yargılamak istenen tüm akademisyenlerin yanında olacak, yaşanılan bu hukuksuzluğu her yerde teşhir edecektir. " dedi. 

“BURADA AKADEMİ YARGILANIYOR”

Açıklama yapan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen de "Burada aynı zamanda meslektaşlarım yargılanıyor. Burada aynı zamanda akademi yargılanıyor. Üniversitelerin değerlerini yok etmeye çalışıyorlar çünkü sorgulayan düşünen nesil istemiyorlar. Cehalete güvendiklerini söylediler. Böyle bir anlayışa sahip olanlar tabi ki toplumsal sorunlara çözüm üretmeye çalışan, bunların üzerine kafa yoran, düşünen akademiyi hedef alacak. Biz, bu anlayışa karşı her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizler barış talebini de sonuna kadar savunacağız" dedi.  Açıklamada konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel de "Sabahları renklere boyayan o insanlar şimdi burada. O insanları yargılayarak koyu bir karanlık yaratmak istiyorlar ama başaramayacaklar. Biz kazanacağız” dedi.

“BARIŞ İSTEDİĞİMİZİ YİNELİYORUZ”

İmzacı akademisyenlerden Prof. Dr. Melek Göregenli de bugün olsa yine aynı imzayı atacaklarının altını çizerek "Akademisyenler olarak şiddete karşı barışı, ölüme karşı yaşamayı savunan bir metnin altına imza attık ve daha sonra soruşturmalar başladı. Bir gayrimeşrulaştırma ve suçlama akını başladı. Türkiye'nin her yerinde akademisyenler görevlerinden ihraç edilmeye başlandı. Gözaltı süreçleri ile devam etti. Süreç yalnızca İhraç edilenlerin mesleğinin elinden alınması ile sınırlı kalmadı yurt dışı çıkış yasağı koyuldu. Sağlık güvencemizi kullanamadık pek çok mağduriyet yaşadık. Biz söylemediğimiz şeyler hakkında yargılanıyoruz. Bizim söylediğimiz tek şey, barışın olması. Ve biz barış istediğimiz için yargılanıyoruz. Bu yaşadığımız süreç, yaşadığımız mağduriyetler bizim haksız olduğumuzu göstermiyor. Barışa ne kadar çok ihtiyacımızın olduğunu görüyoruz. Barış isteğimizi daha ısrarcı bir şekilde yineliyoruz.

NE OLMUŞTU?

11 Ocak 2016 tarihinde, bölge illerinde sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar sırasında yaşanan insan hakları ihlallerine karşı Barış İçin Akademisyenler Girişimi, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiri yayınlamıştı. Bildiriye, İzmir'de bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Ensititüsü, İzmir Üniversitesi, Yaşar Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde çalışan çok sayıda akademisyen de imzalamıştı. İmzacı akademisyenler önce Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hedefe konuldu, haklarında dava açıldı ve OHAL KHK ile üniversitedeki görevlerinden ihraç edildiler. 

ÖNCEKİ HABER

Mahkemeyi reddeden Selçuk Kozağaçlı hakkında suç duyurusu

SONRAKİ HABER

Oyuncu Ümit Yesin yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa