Patrondan Çanakkale istismarı
Hükümetin "Kriz var" diyene "Beka sorunu var" diyerek yanıt vermesi patronlara da ilham oldu.
Yemeklerin iyileştirilmesini isteyen işçilere bu bildiriler dağıtıldı.
Kocaeli’den bir işçi
Kocaeli Kartepe’de bulunan Almesan Alüminyum fabrikasında yemekhanede bulunan masalara işyeri yönetimi tarafından “18 Mart Çanakkale Destanı - 1917 Yılı Yemek Listesi” başlıklı bir bildiri bırakıldı. 18 Mart günü memleketin birçok yerinde etkinlikler yapılırken, Almesan’da 18 Mart’ı anma yöntemi biraz farklı planlanmış.
Dağıtılan bildiride 1917 yılında Çanakkale’de savaşan askerlerin günde sadece bir öğün üzüm hoşafı içtiği, hatta yeri geldiğinde yemek bile yemediklerini, ekmek istihkakının gün geçtikçe düştüğü anlatılıyor. Tarihte yaşanmış bir olayı anmak, ona dair söz söylemek, farkındalık yaratmak fabrikalarda patronlar tarafından yapılmalı mı yapılmamalı mı bu başka bir tartışma. Ama AKP, hem de onunla aynı yolda yürüyen MHP’nin krizi göz ardı etmek için ‘beka’ tartışmalarını yoğunlaştırdığı, Devlet Bahçeli’nin “Patlıcan pahalıysa ucuzlayınca yersiniz” sözü, tanzim satış noktalarını işçi ve emekçilere birer lütuf gibi sunulduğu, övüldüğü bir dönemde Almesan patronunun işçilere bu menüyü sunması pek de tesadüf sayılmaz.
“Savaş koşullarında askerlere verilen menünün işçilerle nasıl bir bağlantısı olur?” sorusu yemekhanede yemek yiyen çoğu işçi tarafından sorulmadı elbette. Almesan’da çalışan işçiler tarihiyle övünüp, “halimize şükür” demekten de öteye gitmedi. 3 gün öncesinde yemekhanede çıkan yemeklerin değiştirilmesini dile getiren işçiler, patronun Çanakkale Savaşı’nın menüsüyle ıslah ettirilmeye çalışıldı. Başarılı da oldu denilebilir. Yerel seçim öncesinde alanlara çıkıp emekçilerden oy isteyen Erdoğan ve Bahçeli, işçilerin “Memlekette kriz var” sözüne karşı “Beka sorunu var” derken, Almesan patronu da işçilerin “Yemekhanede yemekler değişsin” talebine karşı işçilere savaş koşullarını anlatarak cevap vermesi sermayenin krizi ne tür politikalara yaslanarak atlatacağının somut göstergesi. Mesele sadece Almesan’da dağıtılan bir broşürün ötesinde sermayedarların, hükümetin işçi ve emekçileri hazırladığı koşulları ve gerçek fotoğrafını bizlere gösteriyor. Bu politika bir bildiri şeklinde kendini sunarken yarın iliklere kadar içeriğini de hissettirecek görünüyor. İşçiler olarak şöyle düşünmeli: Bu üretilen politika işçilere mi yarıyor yoksa patronlara mı?