25 Mart 2019 00:32

Yüksek Mühendis Hasan Akyar: Ankaralı ‘Suyumuz geldi’ diye aldanmasın

Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Akyar, "Ankaralılar ‘Suyumuz geldi’ diye aldanmasın. Yapılması gereken daha çok fazla iş var" diyor.

Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Akyar | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Derya KAYA
Ankara

Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Akyar, Ankara’nın sağlıklı suya erişebilmesi için öncelikle Kızılırmak suyunun hemen kesilmesi gerektiğini belirtti. "Gerede suyunun yakın zamanda açılışının yapılacağına ilişkin haberlere ise Akyar, “Ankaralılar ‘Suyumuz geldi’ diye aldanmasın. Suyun gelebilmesi için yapılması gereken daha çok fazla iş var” dedi.

Ankara’nın en önemli sorunlarından biri içme suyu. Yerel seçimler öncesinde tekrar tartışma konusu olan Gerede ve Kızılırmak suyuna, halkın sağlıklı suya ulaşabilirliğini ve yerel yönetimlerin bu konuda yapması gerekenleri Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Akyar’la konuştuk. Akyar, Ankara’nın 1950 sonrası artan kentleşmeyle birlikte DSİ tarafından hazırlanan ve 1969 yılında yürürlüğe giren, dünyanın en başarılı planlarından, içme suyu ve kanalizasyon master planı kapsamında Gerede suyunun Ankara’ya getirilmesi sürecindeki aksaklıkları anlattı.

PROJEDEN VAZGEÇİLDİ ANKARA SUSUZ KALDI

Gerede suyu geldiğinde Ankara’nın 2050’ye kadar su sorununun çözüleceğini söyleyen Akyar, master plan kapsamında 2007-2008’den sonra artan ihtiyacı karşılamak için DSİ’nin Gerede suyunu Çamlıdere Barajı’na aktarmak için Gerede projesini geliştirdiğini, 2004 yılında kredi için imzaya günler kala ise projeden vazgeçildiğini belirtti. Akyar, vazgeçilme sürecini şöyle anlattı:

"Bu proje 2007 yılı sonunda hizmete girecekti. Böylece hiçbir sıkıntı olmayacaktı. Fakat dönemin belediye başkanı imzaya iki gün kala kredi anlaşmasına ‘Ben bu krediyi istemiyorum, beğenmedim. Ankara’nın yeteri kadar suyu var’ dedi. DSİ resmi yazılarıyla 2007-2008’de kurak bir periyot geldiği ve Gerede’nin bir an önce yapılması gerektiği uyarısını yapmasına rağmen bu projeden vazgeçildi. Ankara susuz kalınca Kızılırmak suyu içme suyu kaynakları arasında olmamasına rağmen Ankara’ya getirildi.”

BUGÜNKÜ GEREDE PROJESİ 2004’TEKİNDEN FARKLI

Yapımı süren Gerede projesinin ise 2004’teki plandan farklı olduğunu belirten Akyar, “Yeterince araştırması yapılmamış, 31.5 kilometrelik bir tüneli içeriyor. Şimdi yapılan dünyanın en uzun akla ziyan içme suyu tünelidir. Yalapşap bir proje ama belediye bu işi yaptı. İhaleye çıkacakken beceremedi, DSİ’ye devretti. Onlar da kendilerinin 9 kilometrelik projesine değil, belediyenin yeterince araştırılmamış projesine başladı” dedi.

"İHALE EDİLDİĞİNDE UYARMIŞTIK"

Projenin 2014 yılı sonunda teslim edilmesi gerektiği halde halen bitirilemediğine dikkat çeken, Akyar, bu projenin olumsuzluklarını şöyle anlattı:

“Ciddi sorunlarla karşılaştılar. Biz bunu ihale edildiği zaman uyardık. Çünkü bu güzergah hatalı. Teknik olarak çok zor. Nedeni ise bizim etüdünü yaptığımız 9 kilometrelik tünelde onlarca sondaj yaptık. Bölgeden 14 tane yerel fay hattı geçiyor. Yer yer zeminde hiç uygun olmayan kayaçlar vardı. Bunlardan birincisi bir kil türü olan montmorillonite. Eğer su ile temas ederse hacmi yüzde 30’dan fazla artar, genleşir. İkincisi; şu anda tüneli açtılar, içinde yer altı dereleri oluştu. Bu da hiç hesap edilmedi. Bunlar ileride çok ciddi sorun yaratacaktır."

Akyar, bu yüzden kamunun yaptığı bu gibi büyük ciddi projelerin önceden araştırılması, projelendirilmesi gerektiğini ancak şu anda “Benden misin, değil misin” denilerek ya da bilimsel verilere itibar edilmeden yapıldığını söyledi.

"SUYU GETİRMEYECEKLER"

Yerel seçimlere az bir süre kala Gerede suyunun açılışının yakın bir süreçte yapılacağına ilişkin haberlere ise Akyar, “Ankaralı ‘Suyumuz geldi’ diye aldanmasın, suyu getiremeyecekler. Bu aşamada bütün tünelin içinde oluşan o yeraltı suyunu drene etmeleri lazım, iç kaplamaları bitirmeleri, testlerini yapmaları lazım. İşletme öncesi testler var. Bunun çıkış ağzını, su tuttukları yerleri yeniden revize etmeleri lazım. Bunlar aylar alacak işler” dedi.

"KIZILIRMAK SUYU BORULARI YEDİ"

Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi Hakan Akyar,  2007 yılında Ankara susuz kalınca getirilen Kızılırmak suyunun ise master plan dışında olduğunu ve master planda da sertliğinden dolayı arıtılmasının mümkün olmadığı notu düşüldüğünü söyledi. Kızılırmak suyunun içinde bulundurduğu yüksek sülfat ve yüksek klor açığa çıkınca bunların paslanma yaptığını belirten Akyar, bunların boruları yediğini ve diğer yandan tesis yeterli testlere tabi tutulmadan yapıldığı için de borularda çatlaklar meydana geldiğini söyledi. Akyar, Kızılırmak suyunun asıl tahribatlarından birisinin de kentte bu suyu kullanan kalorifer sistemlerinde görüldüğünü söyledi. Musluktan akan suda koku, tat, renk problemleri yaşanabildiğini belirten Akyar, Kızılırmak ve İvedik Arıtma Tesisi rakımları arasında 450 metrelik farktan dolayı çok fazla enerji de gerektirdiğini belirtti. Akyar, ilkbahar ve sonbahar sonlarında da ısı değişikliklerinden dolayı sudaki ağır metallerin sınır değerlere yaklaşabileceğini, bahar aylarında alg patlaması yaşandığı için arıtma sırasında filtrelerin çok çabuk tıkandığını dile getirdi.

"İÇTİĞİMİZ SUYUN YÜZDE 45’İ KIZILIRMAK"

Son bir buçuk yıldır aralıksız olarak Kızılırmak suyunun Ankara’ya pompalandığını anlatan Akyar, "Şubat* ayı rakamlarına göre günde Ankara’ya verilen 1 milyon 265 bin metreküp suyun 542 bini yani yüzde 45’i Kızılırmak suyu" dedi. Ankara’da suyu musluktan doğrudan içmeyi tavsiye etmeyen Akyar, ”Kızılırmak suyu yüzde 25’in üzerinde harmanladığı sürece içilmemeli. Bulaşık yıkanabilir, duş alınabilir, doğrudan içmek tavsiye edilmez” dedi.

SAĞLIKLI SU İÇİN KIZILIRMAK HEMEN KESİLMELİ

"Gerede gelince keseceğiz" demeye gerek olmadığını söyleyen Akyar, "Kızılırmak suyu hemen kesilmeli” dedi. Kızılırmak kesilirse İvedik Arıtma Tesisi çıkışındaki suyun içilebilir hale gelebileceğin belirten Akyar, bunun için arıtma tesisinden eve kadar borularda, depolardaki bakım ve arıza aksaklıkların giderilmesi gerektiğini söyledi. Akyar, “Eğer ASKİ görevini yapıyor ve bina içinde de apartman yönetimi periyodik olarak temizliyorsa musluktan su içebilirsiniz” dedi.

"BAKIM ONARIM ZAMANINDA YAPILMALI"

Önümüzdeki seçimlerle işbaşına gelecek yönetimin sağlıklı su için yapması gerekenleri de paylaşan Akyar, “Öncelikle Kızılırmak suyu kesilmeli. Sonrasında ise İvedik Arıtma Tesisini düzgün, kurallarına göre işletmesi gerekiyor. Arıtılmış suyun evlere ulaşana kadar güzergahında şebekenin bakımını, onarımını zamanında yapmaları, aradaki depoları, pompalama istasyonlarını bakım onarımını yapmaları ve kirlenmeyi önlemeleri gerekiyor. Bir de İvedik’e gelen ham suyun kalitesine uygun dozlama yapmaları lazım. İçme suyu barajlarımızda şu anda çok fazla kirletici unsur yok. Bu içme suyu kaynakları olan baraj göllerini korumaya devam etmeleri gerekiyor” dedi.

* Röportajda kullanılan veriler 18-24 Şubat 2019 haftasının ölçümlerine aittir.

ÖNCEKİ HABER

Bilge Çingigiray, ikinci rekor denemesini kadınlar için yapacak

SONRAKİ HABER

Çine Yaşam Platformu kuruluşunu duyurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa