Bir parfüm aradım, bakın ne buldum!
Doğrudan satış yöntemi ile temizlik ve kozmetik ürünleri pazarlayan bir arkadaşımdan kullandığım parfümün elinde olup olmadığını sordum. Bana ertesi gün bir ev toplantısına gideceğini, eğer istersem vereceği adrese uğrayıp alabileceğimi söyledi. Ben de baktım verdiği adres evime çok yakın, e gidip alayım bari dedim. Eve gittiğim
Doğrudan satış yöntemi ile temizlik ve kozmetik ürünleri pazarlayan bir arkadaşımdan kullandığım parfümün elinde olup olmadığını sordum. Bana ertesi gün bir ev toplantısına gideceğini, eğer istersem vereceği adrese uğrayıp alabileceğimi söyledi. Ben de baktım verdiği adres evime çok yakın, e gidip alayım bari dedim. Eve gittiğimde gördüğüm manzara karşısında şaşkına döndüm. Bir salonda 40 kadın, salonun ortasına yerleştirilmiş tahtanın başında cümlesine hiç nokta koymadan, ne söylediği kadar nasıl söylediğine de dikkat eden makyajı kıyafeti yerinde bir kadının etrafında toplanmış, bir şeyler yapıyor. Bu nedir ki dedim kendi kendime. Rakamlar dolaşıyor ortada, kadınlar kendilerini tanıtırken ya da birbirlerine seslenirken “yüzde 3 Ayşe, yüzde 9 Fatma, yüzde 12 Elif “ diyorlar. Bu kadar da değil, yüzdelik oranı arttıkça kadına bakış da değişiyor. Yüzde 3 Ayşe’nin sesi ne kadar kısık çıkıyorsa yüzde 20 Aylin’in sesi bir o kadar yüksek çıkıyor. Sunumu yapan kadın anlatıyor: Bir pasta var ortada, ne kadar satış yaparsanız o kadar dilim alırsınız bu pastadan. Meğer ismin önüne gelen o yüzdelik de satışta hangi dilim içerisinde yer aldığınızı ifade ediyormuş. Toplantı başından beri duyulan bir fısıltı da dalga dalga yükselip bir cümleye dönüşüyor nihayetinde. Toplantıya biri daha katılacakmış, yönetici pozisyonda bir kadınmış bu. Bu yönetici kadının en son aldığı ultra lüks ev de ballandıra ballandıra anlatılıyor yeni katılan kadınlara. Tam o sırada kapı zili çalıyor. Herkeste bir telaş bir telaş! Kadın kapıda karşılanıyor, neredeyse kırmızı halı serilmediği kalıyor ayaklarının altına… Bu kadın da son derece bakımlı, güzel giyimli, iyi bir hatip. Kendisi için ayrılan koltuğuna oturuyor ve “nasılsınız” demeden önce onun için daha önemli olan bir soru soruyor: Aday var mı? Yeni adayların olduğu haberini alınca daha bir keyifle başlıyor konuşmasına… İlk yıllar ne kadar da sıkıntı yaşadıklarını, nasıl satış yaptıklarını, sonra nasıl büyük bir gelir elde ettiğini bir başarı öyküsü olarak öyle bir anlatıyor ki! Kadınlar adeta büyülenmiş gibi dinliyor onu. Satış tekniklerini anlatırken onlara ara sıra küçük ipuçları veriyor, sağolsun!.”Çantanızı doldurun, satmak istediğiniz kişiyi aramayın, sizi erteleyebilir, ona bu fırsatı vermeyin, çat kapı yapın, ‘iki sokak yukarıda bir arkadaşıma geldim, bir de sana uğramak istedim, seni çok özledim’ deyip girin içeri. Sonra iki sokak yukarıdaki hayalinizdeki arkadaşınızın istediklerini bir bir çıkarıp masasına koyun ve anlatmaya başlayın zaten gerisi gelecektir”. Eş, dost, akrabaya satarken nasıl yaklaşmak gerektiğini, tanımadık kişilere satarken nasıl yaklaşmak gerektiğini bir bir anlatıyor.
Dergimizi pdf formatında görüntülemek için tıklayın