26 Mart 2019 13:16

Açlık grevindekilerin aileleri: Hükümet bir şey yapmalı

Öcalan’a dönük tecridin kaldırılması için açlık grevine başlayanların aileleri, hükümete adım atma çağrısında bulundu.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Cezaevlerinde açlık grevinde olanların aileleri, Adalet Bakanlığına çağrı yaparak, ölümlerin önüne geçilmesi için artık bir şeylerin yapılmasını istedi. Her saatin çok önemli olduğunu söyleyen aileler, “Adalet ve barış gelmeli” diyor.

DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevi 139’nci günü geride bıraktı. Aynı taleple Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentinde HDP Üyesi Nasır Yağız 126. günü geride bırakırken, bugün Strasburg’da 14 kişi ve Galler’de İmam Şiş’in 101, cezaevlerinde 16 Aralık’ta başlayan tutuklular ise 102. günde. Açlık grevleri 1 Mart itibariyle tüm cezaevlerine yayıldı. Son bir ayda 4’ü cezaevlerinde olmak üzere 5 kişi yaşamına son verdi.

ADALET BAKANLIĞINA ÇAĞRI

 Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan Agit Yıldız da, (21) 1 Mart’ta açlık grevine başlayan binlerce tutuklu arasında bulunuyor. Açlık grevi eyleminde olan Yıldız’ın annesi Ayşe Koyun, taleplerin karşılanması için Adalet Bakanlığına çağrıda bulundu. Cezaevlerinde başlayan ölümlerin durdurulması için taleplerin karşılanması gerektiğini vurgulayan anne Koyun, Öcalan’la görüşmelerin sağlanması için Adalet Bakanını harekete geçmeye çağırdı.

Anne Ayşe Koyun, cezaevlerinde durumun kritik aşamada olduğunu hatırlatarak, “Çocuklarımız gün geçtikçe eriyorlar. Bir an önce devlet gerekli adımları atmalı ve yasalarını uygulamalıdır” dedi.

ARTIK BİR ŞEYLERİN YAPILMASI LAZIM

Tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan tutuklu Gazeteci Mehmet Güleş’in annesi Zeynep Güleş, “Artık bir şeylerin yapılması lazım” diye kamuoyuna seslenerek, şöyle devam etti: “Bu yaşananların tarifi yok. Biz özellikle sokağa çıkma yasağı sürecinde çok sıkıntı çektik. İçecek suyumuz dahi yoktu. Ancak şimdi yaşadıklarımız o günleri bile geçti. Her gün bir kişi ölüyor. Bundan daha kötü bir şey olabilir mi? Şimdi yaşadığımız sıkıntı yasakta çektiğimiz sıkıntıdan daha büyük.”

ÖLÜMLERİN ÖNÜNE GEÇMELİYİZ

Öcalan üzerindeki tecride karşı 27 gündür açlık grevinde olan Haki Turgay’ın babası Arif Turgay, “Gün gün cenaze çıkmaya başladıktan sonra her şey için çok geç olacak. Çocuklarımızın ölümünü asla kabul edemeyiz. Her saat çok önemli. Bir an önce çözüm için harekete geçilmeli. Cenazeler gelmeye başladıktan sonra hepimiz kendimizi öldürsek de bir sonuç alamayız. Bunu iyi bilmeliyiz. Yarın başkalarının çocuklarının cenazesi gelecek. Bunun önüne geçmemiz gerekiyor.”

ADALET VE BARIŞ GELMELİ

Tarsus Kadın Kapalı Cezaevinde 72 gündür açlık grevinde olan Leyla Teymur’un annesi Gülistan Teymur, “Bir anne olarak bir an önce adalet ve barışın gelmesini istiyoruz. Kürt halkının birlik olması gerekiyor. Bu tecridin kalkması gerekiyor. Eylemleri kendileri için değil barış ve halkın geleceği içindir” diye konuştu.

BAKKALCI: BİR SAAT İÇİNDE ÇÖZÜLECEK BİR SORUN

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, devam eden açlık grevlerine dair Mezopotamya Ajansından  Diren Yurtsever’e değerlendirmelerde bulundu.

 Türkiye’de açlık grevleriyle ilgili acı deneyimlerin yaşandığını hatırlatan Bakkalcı, bir hekim olarak insan bedenine zarar verecek her türlü eylemi olumlamadıklarını söyledi. Tecridin kim olursa olsun uygulanmasının kabul edilemez olduğunun altını çizen Bakkalcı, tecridin bütün uluslararası belgelerde de tanımlandığı gibi işkence ve kötü muamele düzeyine ulaşan bir hadise olduğunu belirtti.

TOPLUMUN DERİN NEFES ALMASI GEREKİYOR

Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla 5 kişinin yaşamını yitirmesine dikkat çeken Bakkalcı, şöyle devam etti: “Kim olursa olun gözümüzün önünde insanların yaşamına zarar verici, insanların yaşamının sonlanmasına neden olan olaylar insan eliyle gerçekleştiği için önlenebilir. Bunun için insan yaşamının esasa alacak şekilde bir açıklama yetecektir.  Bu meselenin çözümü doğrultusunda adımlar atıldığında Türkiye bildiğiniz gibi 2013 ocak ayından itibaren bir çatışmasızlık dönemine girdi. Çatışmada yaşamını yitiren güvenlik görevlisi olsun sivil olsun ya da bir takım silahlı örgütün insanları olsun dramatik olarak düştü. Toplum genel olarak bir nefes aldı. Ama ne yazık ki 2015’ten sonra başka bir ortama dönmüş oldu ülkemiz. Mesele sadece cezaevinde açlık grevi yapan şu kadar insan meselesi değil. Bugün toplumun derin nefes alması gerekiyor.”

Bakkalcı, sözlerini şöyle tamamladı: “Görüşmeler açlık grevi sürecinin daha ortak akla yakın, insanı esas alan bir yaklaşımla çözümüne de kolaylık sağlayacaktır. Derhal bir saat içerisinde çözümlenebilecek bu mesele konusunda kamu otoritelerinin, bizler insan hakları ortamlarının bütün toplumun bir telaş yürütmesinde gereklilik var.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Suç ve Ceza’nın ardından...

SONRAKİ HABER

Paralı eğitimin geldiği nokta

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa