28 Mart 2019 01:04

Kuştepe’de halk yoksul, çocuklar geleceksizliğe mahkum

İstanbul Şişli Belediyesi CHP Meclis Üyesi Adayı Hacer Foggo ile Kuştepe'yi dolaştık, projelerini konuştuk.

İstanbul Şişli Belediyesi CHP Meclis Üyesi Adayı Hacer Foggo

Fotoğraf: Hilal Tok / Evrensel

Paylaş

Hacer Foggo’yu biz daha çok Romanlarla ilgili çalışmalarıyla tanıyoruz. Sulukule Platformu’nun “kentsel dönüşüm” adı altında evlerinden edilen Romanlar için yıllarca verdiği mücadele içinde yer alan Foggo, Küçükbakkalköy’de de yıkıma karşı mücadele veren Romanların, özellikle de Roman kadınların taleplerini görünür kılmaya çalıştı.

CHP’den Şişli Belediyesi Meclis Üyesi Adayı olan Foggo’yla, yoğunlukla Romanların yaşadığı Şişli’ye bağlı Kuştepe Mahallesindeyiz. Elbette o mahalleyi çok iyi tanıyor, bir çok eve girmiş, mahallelinin nabzını tutmuş.

“Bu mahallenin en temel sorunu yoksulluk” diye anlatmaya başlıyor. Gerçekten de Kuştepe’de yoksulluk gözle görülür düzeyde. İnsanların çoğu birçok temel ihtiyaçtan yoksun ve yaşamlarını yardımlarla sürdürmeye çalışıyor. Hacer Foggo, en azından hayati olan belli başlı ihtiyaçların karşılanması, burada yaşayan çocukların anne babalarından daha iyi, sağlıklı ve güvenceli bir yaşama kavuşmaları için çabalıyor.

"BURANIN IŞIĞI HİÇ YANMAMIŞ"

Foggo’dan dinleyelim: “Mahallelinin yaşadıklarını görünür kılmaya ve çözüm üretmeye çabalıyorum. Bu mahallede okula gitmeyen çocuklar var, suyu olmayan, suyu elektriği kesik aileler var. Kuştepe’de yoksulluğun varlığını biliyordum ama bu süreçte çok daha yakından gördüm bunu. Rakibimiz Sarıgül çok uzun yıllar buradaydı ama görüyorsunuz ki hiçbir şey yapılmamış. Buranın ışığı hiç yanmamış. Görüyorsunuz, sokakta çocuklar var. Çocukların okul sonrası gidebileceği bir etkinlik merkezi yer yok. Kreş yok. Biz hep ‘çocuk sokaktaysa risk altındadır’ diyoruz. Kazanırsak, ki buna çok inanıyoruz, ilk yapacağımız şey çocuklara ilişkin çalışmalar olacak. Hem kreş, hem sosyal etkinlik merkezi, hem kadınların istihdamına yönelik çalışmalar hedefimizde. Ortadan kaldıramazsak bile bu yoksulluğu azaltmak gerekiyor.”

ÇOCUKLAR OKULDA DEĞİL SOKAKTA

Gerçekten de durup şöyle bir etrafa baktığımızda bile okul çağındaki birçok çocuğun hafta içi okul saatinde sokakta olduğunu görüyoruz. Foggo “Aslında bir aday gibi değil bir aktivist gibi çalışıyorum” diyor, “Oy isteme dışında o hanedeki sorunu anlamaya çalışıyorum, kaç kişi işsiz, çocukları niye okula gitmiyor... Okul da ‘nerede bu çocuklar’ diye soran var mı bilmiyorum. Bir anne dedi ki; ‘üniformasını alamadığım için gönderemedim okula’. Ya da evde bebek var, anne çalışmaya gittiği zaman 8 yaşındaki çocuk bakıyor o bebeğe ve okula gidemiyor o çocuk...”

İŞSİZ, GÜVENCESİZ, HASTA...

Mahallede yaşayanların nasıl geçindiğini soruyorum, Foggo yanıtlıyor: “İşsizlik çok. Bu mahallede daha çok seyyar satıcı var. Bayrak, hurda, çiçek satanlar... Onların da en büyük sıkıntısı korkunç kabahat cezalarıyla karşılaşmaları. Genel düzene aykırı davranış diye... Adam bayrak satmasında ne yapsın? Sonuçta evine para götürmesi, çocuklarının önüne yemek koyması gerek. Bunu da yapmak zorunda. Zabıta terörüyle karşı karşıyalar. O yüzden de bizim İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni almamız önemli.”

Neredeyse 500 aileyi ziyaret ettiğini, girdiği hiçbir evde sosyal güvenceli bir insana rastlamadığını belirten Foggo, buna karşılık çoğu evde en az bir hasta olduğunu söylüyor: “Yatalak, bakıma muhtaç, kanser, KOAH, tüberküloz, astım başlıca hastalıklar... Yoksulluğun getirdiği hastalıklar bunlar; barınma koşullarından, çatısı akan, suyu elektriği olmayan evlerden, tabii ki gıda yetersizliğinden doğuyor. Çocuklarda beslenme yetersizliği var. Burada yaşayan kediler bile aynı durumda. Korkunç bir yoksulluk! Ben bu manzaradan, bu yoksulluktan utandım. O yüzden sadece Nişantaşı’nı ışıklandırmak değil Kuştepe, Eskişehir gibi mahalleleri Nişantaşı düzeyine getirmek, kardeş yapmak...”

ÖNCELİKLE KREŞ...

Peki, bu yoksulluğa nasıl bir çözüm bulunacak? İşsizlik sorununun çözülmesinin yoksulluğun azalmasındaki temel etkisine dikkat çekiyor Foggo; “Belediye yardım yapıyor ama istihdam sorununu çözmediğiniz sürece yardımların bir anlamı yok. Burada kreş yapılmalı öncelikle. O çocuklar kreşe gittiği zaman kadınlar sokağa çıkıp çalışabilecek ya da çocuğa bakan büyük çocuk okula gidebilecek. Burada öncelik çocukları sokaktan alıp yine mahallede annelerinin güvendiği, içlerinin rahat ederek gönderdiği bir kreşi sağlamak. Sonra bir sosyal etkinlik merkezi kurmak. Niye? Çocuklar okuldan sonra gelsin orada kendi yeteneklerini keşfetsinler bir takım sanat etkinlikleriyle... Annesi çiçekçi diye o da çiçekçi olmak zorunda değil! Burada bir rol model çıkarmak, çocukların yeteneklerini ortaya çıkarmak ve önlerine bir gelecek sunmak gerekiyor. Eğer anne baba okuma yazma bilmiyorsa, ya da çocuğun kendine ait bir odası yoksa, eğer o çocuk yetersiz besleniyorsa, okula giderken beslenmesine annesi bir poğaça bir süt koyamıyorsa bu çocuğun bir umudu olmaz...”

Elmadağ’da kurdukları ‘Çimenev’ isimli merkezde yaptıklarından örnek veriyor. İlköğretimden gelen çocukların Çimenev’de sosyal etkinliklere katıldığını, mesela evinde bilgisayar yoksa orada kodlama öğrenebildiğini, ayrıca sanat ve spor etkinlikleri düzenlendiğini anlatıyor.

KADINLAR VE ÇOCUKLAR İÇİN...

Kuştepe’de kadınların okuma yazma oranının çok düşük olduğunu öğreniyoruz Foggo’dan. “Okuma yazma Halk Eğitimler’e bağlı kurslarda veriliyor ama kadınlar buraya erişim konusunda sıkıntı yaşıyor. Çocuklarını bırakacak yer de bulamıyor zaten. Halk Eğitimin bir kreşi olmalı ki kadınlar çocuklarını oraya bırakıp eğitime katılabilsin. Kreş kadınların hayatında çok hayati” diyor.

Foggo’nun özellikle kadınlar, gençler ve çocuklar için bir çok projesi var: “Kuştepe Kültür Merkezi içerisinde hem kadına hem gençlere yönelik istihdam kursları olacak. Kadınlar için Kadın Emeği Pazarı kuracağız, Sosyal Etkinlik Merkezi açacağız. Çiçek festivaliyle buranın turizmini canlandıracağız bu da burada bir geçim sağlayacak. Belediyenin açtığı mahalle evlerini tüm mahallere yaymaya çalışıyoruz; Kuştepe’de de bir tane olacak. Yarı zamanlı çocuk bakımları, oyun merkezi olan, kadınların kendilerine yönelik eğitimler, seminerler, psikolog destekleri gibi hepsinin bir arada olduğu mahalle evleri olacak bunlar. Yani kazanacağız, çocuklar ve kadınlar kazanacak.”

Hacer Foggo’nun projeleri Kuştepe halkı tarafından bir umut olarak görülür mü bilemiyoruz. Ama şu çok açık; Kuştepe’ye ışık gerek.

"BURASI SULUKULE GİBİ OLMAYACAK" SÖZÜ

Şişli’de, DSP ve CHP’den uzun yıllar belediye başkanlığı yapan Mustafa Sarıgül, bu seçimlerde yeniden DSP’den aday. CHP’nin adayı Muammer Keskin’le aralarında kıyasıya bir mücadele var. Keskin, Sarıgül’e karşı “Şişli’yi rantçılardan temizleyeceğiz” diyor. Hacer Foggo, bunca sene görülmeyen Kuştepe’de de bir farklılık yaratacakları konusunda iddialı: “Burada insanlar hiçbir partiye güvenmiyorlar. Çok da haklılar, çünkü bugüne kadar hiç kimse birşey yapmamış, niye güvensin ki? Ama adayımız Muammer Keskin buraya geldi ve onlara yerinde dönüşüm sözü verdi. ‘Sulukule gibi olmayacaksınız, daha güvenceli, daha sağlıklı konutlarda yaşayacaksınız ve sizi yerinizden etmeyeceğiz’ sözü verdi. Ben de meclis üyesi adayıysam eğer Sulukule de AKP’ye, Küçükbakkalköy’de CHP’ye karşı yıkımlara karşı durmuşsam burada da öyle davranacağım”

AYDA 60 LİRA İÇİN...

Hacer Foggo ile gezdiğimiz Kuştepe Mahallesi’ni burada yaşayanlara da soruyoruz.

Salih Kaynak doğma büyüme Kuştepeli; iki oğlu, beş torunu var. 63 yıllık ömrü ‘serbest meslek’le geçmiş; kendi deyimiyle yapmadığı iş kalmamış. Oğulları işsiz, evin tek geçim kaynağı Bağkur’dan emekli olan eşinin maaşı. Onun dışında çevreden hurda topladığını ama ayağı sektiği için çok dolaşamadığını, bu yüzden ayda ancak 50-60 lira kazanabildiğini anlatıyor. Salih Kaynak şunları söylüyor: “Bu mahallede insanlar yardımla geçiniyor. Aldıkları yardım elden gitmesin kaygısıyla oy kullanıyorlar. Burası çok yoksul olduğu için insanlar bu yardımlara da muhtaç kalıyor. Çocuklarım işsiz olduğu için eşleri onları terk etti. Beş torunla kaldım. Borçla yaşıyoruz. Bu mahallede birçok kişi böyle yaşıyor. Biz çocuklarımıza iş istiyoruz. Bizimle ilgilensinler istiyoruz.”

BAKKALA YAZDIRIYORSUN AMA ŞOFÖRE YAZDIRAMIYORSUN

Eşi Calibe ise ömrünce hep evlere temizliğe gitmiş, şimdi emekli. “Evi idare etmek için borç alıyoruz. Bakkaldan borçla yiyecek alıyoruz. Çocuklarım iş bulamıyor. Üç ay öncesine kadar sobamız yoktu, komşunun eski sobası bu. Çamaşır makinem yok, leğende yıkıyorum. Dün çamaşır yıkadım ellerim şişti, bacaklarımın ağrısından duramadım. Birçok sağlık sıkıntım var ama yol parasını bulmakta zorlanıyorum. Bakkala yazdırıyorsun ama şoföre yazdıramıyorsun” diye anlatıyor.

SOKAĞA KANALİZASYON SUYU TAŞIYOR

Kapı önündeki kömürleri evine taşıyan bir kadınla konuşuyoruz. Sokağın ortasından akan kanalizasyon suyu onun en yakıcı sorunlarından biri; çünkü dört çocuğu var; “Küçük bebeklerimiz bu pisliğin içinde hasta oluyorlar. O kadar seçim oldu, asfalt döküldü ama buna çözüm bulunmadı onca şikayetimize rağmen. Bu su yüzünden sarılık oldu mahallemizin çocukları. Tıkandıkça kanalizasyon suyu birikip taşıyor, hastalık yayıyor. Bu çözülsün artık!”

Yoksulluğun baş edilemez hale geldiğini söylüyor sonra; “Halimizden, vaziyetimizden belli. Mahallede doğalgaz var ama bizim doğalgazı ödeyebilecek paramız yok, yardım kömürleriyle soba yıkıyoruz. Geçinemiyoruz. Benim kocam bayrakçı. Büyükşehir Belediye yakaladı mı cezayı basıyor. Günlük gelen günlük gidiyor.”

KUŞTEPE GİBİ BİR YERDE KİM VARLIKLI Kİ?

Kapısının önünde çocuğuyla oturan bir başka kadın da bir çırpıda sıralıyor sorunları: “Bu sokaklarda çocuklarımız pislik içinde geziniyor. Fareler hastalık saçıyor sokakta. Sağlıksız ortamda büyüyor çocuklar. Çocuklarımızın eğitim alabilmesi, okulların daha kaliteli olmasını istiyorum.. Asgari ücretle bir insan nasıl geçinebilir ki; çocuk masrafı, fatura, ev kirası derken şöyle fırsat bulup kendine bir kuaföre bile gidemiyorsun. Bu mahallede herkes bu sıkıntıları yaşıyor. Kuştepe gibi bir yerde zaten kim zengin, varlıklı ki? Hastamız çok mahallede, gıdasızlıktan. Ulaşım da burada sıkıntılı. Çıkıyorsun otobüs yok...” Ve tek bir cümleyle özetliyor isteğini; “Ben güzel bir yaşantı istiyorum.”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Bakırköy’de seçim karikatürleri sergisi

SONRAKİ HABER

İngiliz Parlamentosu Brexit anlaşmasını üçüncü kez reddetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa